Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2792
KARAR NO: 2022/1095
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI: 2015/468Esas – 2019/218Karar
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının yolcu olarak bulunduğu, tescilsiz ve sigortasız motosiklet ile dava dışı … isimli şahsın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen 07/09/2012 günlü trafik kazasında vekil edilenin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde tescilsiz motosiklet sürücüsünün asli kusurlu bulunduğunu, vekil edeninin bu araçta yolcu olması nedeniyle kusura katılmasının söz konusu olmadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ( bedelsiz alacak) 1.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı …’ndan tahsiline karar verilmesini istemiş, 10/09/2018 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de yargılama sırasında vekil edeninin uğradığı maddi zarar miktarı ile davalı şirket tarafından karşılanması gereken, geçici ve kalıcı iş gücü zararlarının ne olduğununun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 10.327,05-TL’si kalıcı, 1.805,17-TL’si geçici iş göremezlik zararına karşılık olmak kaydıyla, maddi tazminata ilişkin istek miktarını 12.132,22-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; vekil edenin kurumun sorumluluğuna gidilebilmesi için öncelikle, davacının yolcu olarak bulunduğu tescilsiz aracın motosiklet mi? yoksa motorlu bisiklet mi olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, aracın motorlu bisiklet olması halinde ZMM sigortası yaptırması gerekli olmadığından, …’nın sorumluluğuna gidilemeyeceğini, ayrıca kusur durumu ve zarar miktarının usulüne uygun olarak tespiti yanında davacının müterafik kusurlu olup olmadığının, değerlendirilmesini ve motosiklette hatır için taşındığı anlaşıldığından tazminattan hatır taşıtı indirimi yapılmasını ve SGK tarafından yapılmış davacıya yapılmış bir ödeme varsa dikkate alınmasını istediklerini belirterek davaya karşı koymuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek, davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda, tescilsiz motosiklet sürücüsü dava dışı …’in %40 oranında davaya karışan ve yine dava dışı olan … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın ise %60 oranında kusurlu bulunduğu, davacının kaza neticesinde %3,3 oranında kalıcı iş gücü kaybına uğradığı, iyileşme sürecinin 6 ay olduğu, davacının tescilsiz araçta yolcu olması nedeniyle, kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmasa dahi yaralanmasının niteliği gözetildiğinde, dizlik takmaması ve diğer koruyucu ekipmanları kullanmaması nedeniyle, müterafik kusurlu sayılacağı, ayrıca tescilsiz araçta hatır için taşındığının anlaşıldığından, belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği benimsenerek, tescilsiz motosiklet sürücüsünün kusur oranı gözetilerek düzenlendiği anlaşılan, aktüar bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen toplam 12.132,22-TL tazminat miktarından %20 oranında hatır taşıması indirimi ve %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile 7.764,62-Tl’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; kaza anında vekil edeninin koruyucu ekipman kullanıp kullanmadığı tam olarak belirlenmeden ve belirlenmiş olsa dahı yasal olarak takılması zorunlu bulunmayan dizlik ve koruyucu ekipmanların kullanılmadığı gerekçesiyle, belirlenen tazminattan %20 oranında müterafik kusur indiriminin yapılmasının isabetsiz olduğu, kabule göre de takdire indirim nedeniyle, davanın kısmen kabulü halinde vekil edenin yargılama giderlerinden ve vekalet ücretlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğinin gözetilmediği, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava; trafik kazası sonrasında meydana gelen cismani zarara dayanılarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle hükme esas alınan 12/06/2017 günlü ATK 3. Adli Tıp İktisas Kurulu’nun maluliyet raporu ve dosyada mevcut diğer tedavi evrakları uyarınca davacının maluliyetine neden yaralanmasının, sol tibia – fibula kırığı olduğu ve davacı kazalının motosiklete koruyucu dizlik veya diğer koruyucu ekipmanları kullanmaksızın bindiği dosya kapsamından anlaşıldığına ve bu durumun aksinin de davacı tarafça somut olarak kanıtlanamamış olmasına göre belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılmasına ilişkin takdirde bir yanılgı tespit edilemediğinden, davacı vekilinin bu yönü amaçlayan istinaf başvurusunun reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. (Bkz.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/03/2021 gün ve 2021/2763Esas- 2021/2762 Karar sayılı ilamı) 2-Davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin istinaf itirazlarına gelince; Yargılama sırasında davacının davalı …’ndan talep edebileceği tazminat miktarının 12.132,22-TL olduğu bilirkişi raporuyla belirlenmiş olup, davacı tarafça da bu miktar üzerinden bedel arttırımı yoluna gidilmiştir. İlk derece mahkemesince davacının uğradığı ve …’ndan talep edebileceği tazminat miktarının 12.132,22-TL olduğu kabul edildiğine göre, redde konu miktarın takdiri indirimden (müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi) kaynaklanmakta olduğu açıktır. Hal böyle olunca; yerleşmiş yargısal içtihatlar doğrultusunda takdiri indirime isabet eden ve redde konu olan miktar bakımından, davalı taraf yararına vekalet ücreti takdiri gerekmediği ve yargılama giderlerinin de paylaştırılmayacağı gözetilmeksizin yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur. (Bkz. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11207 Esas – 2022/4211 Karar sayılı içtihadı) Ancak açıklanan bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacılar vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları nedeniyle taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek sadece yanılgılı olduğu belirlenen hususun düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE ve KISMEN REDDİNE 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından ,peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 3-İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/03/2019 gün ve 2015/468E -2019/218K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 5/1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;Hatır taşıması ve müterafik kusur indirimleri %20 oranında kademeli olarak uygulanmak suretiyle hesaplanan 7.764,62-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,5/2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 530,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL+41,50 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 69,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 461,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 5/3-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, 5/4-Davalı yargılama sırasında vekille temsil edilmiş ise de, redde konu miktar takdiri indirimden kaynaklanmakta olduğundan davalı taraf yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5/5-Davacı tarafından yapılan; 27,70 TL peşin harç, 41,50 TL ıslah harcı, 27,70 TL başvuru harcı, 1.300,00 TL bilirkişi ücreti, 236,00 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.637,00 TL yargılama masrafının, paylaştırma yapılmaksızın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5/6-Yatırılan gider avansından arta kalanın ilgilisine İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 362/1-a hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/09/2022