Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/275 E. 2021/157 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/275
KARAR NO: 2021/157
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2018
NUMARASI: 2016/1045 E. – 2018/1075 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili; davalının geçirdiği trafik kazası nedeniyle açılan hasar dosyası kapsamında davalı …’a 103.358,16 TL tazminat ödediklerini, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1485 esas sayılı dosyası kapsamında davalının bakiye tazminatları için açtığı davada alınan maluliyet raporunda davalının maluliyetinin bulunmadığı ve 6 ay geçici işgöremezlik durumunun bulunduğunun tespit edildiğini, davalı … tarafından daha önce %12 maluliyet raporu sunulduğu için ödemenin buna göre yapılmış olduğunu, maluliyetinin olmadığı tespit edildiğine göre bu paranın kendilerine iade edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle mevcut kusur durumu ve kesinleşen maluliyet raporu gereği, fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacaklarının saklı kalmak kaydıyla, 103.358,16 TL’nin davalı yana yapılan ödeme tarihinden (28/09/2015) işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı yandan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili: davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, maluliyet raporu sigorta şirketinin ödemeye dayanak yaptığı %12 oranında müvekkilinin sakat kaldığını gösterir maluliyet raporu olduğunu, nitekim davacı sigorta şirketinin mezkur rapora itiraz etmediğini, ödemeyi buna göre yaptığını ve raporun yasal olarak kesinleşmediğini, davacı sigorta şirketi mezkur %12 oranında müvekkilin sürekli sakatlık raporuna bir itiraz sunmadığına ve ödemeyi bu rapora göre yaptığına göre artık bu raporun geçersiz olduğundan veya ödemenin yersiz olduğundan bahsedilemeyeceğini, davacı sigorta şirketinin iddia ettiğinin aksine müvekkilin malul olmadığına ilişkin kesinleşen bir raporun olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava, davacının sigorta poliçesi gereğince sigortalısına yaptığı sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat bedelinin tahsiline ilişkin açılan rücuen tazminat davasıdır. Somut olayda, davacının dayanak olarak öne sürdüğü Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1485 esas sayılı dosyasında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, HMK. 150. maddesi beşinci ve davamı bentlerinde, ”..(5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.(6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde dava açılmamış sayılır.(7) Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır…” hükmüne haiz olup davacının taleplerine dayanak yaptığı davada, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, HMK’nın 150/7. maddesi hükmü gereği açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılacağına göre Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1485 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun da hiçbir hükmü ve geçerliliğinin bulunmaması, davacı vekilinin kusur raporu alınması talebinin olmaması bu hususta mahkememizin 27/11/2018 tarihli celsesinde imzalı beyanının olduğu ve davacının sigorta poliçesi gereğince sigortalısına yaptığı sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat bedeli iadesi talebini ispat edemediği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle “1-HMK 150/7. maddesi ve HMK 190, 191. maddeleri dikkate alınarak davanın reddine,” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusu yapılmıştır. Davacı vekilinin istinaf nedenleri: Davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir. İstinaf edenin sıfat ve istinaf neden ve kapsamıyla sınırlı olarak yapılan incelemede: Dava, davacı sigorta şirketine trafik sigortalı aracın neden olduğu trafik kazası sonucu davalıya davacı tarafından ödenen tazminatın sebepsiz zenginleşme nedeni ile tahsili istemine ilişkindir. Eldeki davaya konu ödeme, davalının geçirdiği trafik kazası nedeniyle yaptığı başvuru üzerine açılan hasar dosyası kapsamında %12 oranında maluliyeti bulunduğuna ilişkin sunulan rapor gereğinc,e davalıya ZMM sigortası kapsamında 28/09/2015 tarihinde yapılan bir ödemedir. Dava ve ödeme tarihinde yürürlükte bulunan ve sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 6098 sayılı TBK.nun 77 vd. maddelerine göre; mal varlığında azalma meydana gelen kişinin, zenginleşen kişiden, bunun giderilmesini isteme hakkı bulunmaktadır. Davacı sigorta şirketi aleyhine davalı tarafından davalının bakiye tazminat talebiyle açtığı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1485 esas sayılı dosyasında alınan maluliyet raporunda davalının maluliyetinin bulunmadığının, ancak 6 ay geçici işgöremezlik durumunun bulunduğunun bildirilmesi üzerine davacı sigorta şirketi ödenen miktarın iadesi istemiyle iş bu davayı açmıştır. Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1485 esas sayılı dosyasında HMK 150. maddesi gereğince açılmama kararı verilmiştir. Davalının maluliyetinin olmadığı ispat edildiği durumda, davacı sigorta şirketi tarafından davalıya maluliyet nedeni ile yapılan ödemenin, davalı lehine sebepsiz zenginleşmeye yol açacak bir ödeme olacağı belirgindir. Mahkemece davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme içeriği incelenmek suretiyle ödemenin (geçici/kalıcı) hangi zararları kapsadığının araştırılması, davacı sigorta şirketi tarafından ilgili hasar dosyasında alınan maluliyet raporu ile Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1485 esas sayılı dosyası kapsamında alınan maluliyet raporu arasında çelişki olduğu anlaşıldığından yerine göre Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan veya üst kuruldan davalının maluliyet durumuna ilişkin kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine uygun çelişki gideren yeni bir rapor alınarak davalının geçici ve kalıcı iş göremezliğinin bulunup bulunmadığının araştırılması, sonucuna göre davacı sigorta şirketi tarafından davalıya sebepsiz zenginleşmesine yol açacak bir ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerekmekte ise de davacı vekili bu hususta yeni bir rapor alınmasını istemediğini imzalı beyanını ile bildirdiğinden, davacının iddiasını ispat edemediğinin kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinde herhangi bir isabetsizlik tespit edilememiştir. Hal böyle olunca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK m.353/1-b/1 uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90 TL istinaf karar ve ilam harcın düşümü ile kalan 23,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir KAYDINA, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik HMK.nun 361/1.madde hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/01/2021