Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2746 E. 2022/576 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2746
KARAR NO: 2022/576
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2018
NUMARASI: 2016/170 Esas – 2018/730 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda bilgileri yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Tic. Ltd. Şti ye ait, davalı sigorta şirketince zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı ve davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, davacının sevk ve idaresindeki … araca 01/06/2014 tarihinde çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davalı …’ın tam ve asli kusurlu olduğununun kaza tespit tutanağı ile tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve 30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …. Ltd. Şti’den kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili maddi tazminat talebini toplam 194.625,76-TL olarak ıslah etmiştir. Davalı … ve … …. Ltd. Şti vekili davaya cevabında özetle; kaza tespit tutanağını kabul etmediklerini, davacının basit bir tıbbi müdahale ile iyileşebilecek şekilde yaralandığını, iş gücü kaybına uğradığı iddiasının asılsız olduğunu, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle tarafların kusur oranlarının ve davacının maluliyet oranının Adli Tıp Kurumunca tespit edilmesi gerektiğini, sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda müvekkili şirketin sorumluluğunun sigorta limiti ile sınırlı olacağını ve ancak yasal faize hükmedilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı …, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…davacının olay günü olan 01/06/2014 tarihinde saat 14:30 sıralarında Karamandere Mahallesi girişi üzerinde 2 araçlı yolda ilerlerken davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki, yine davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin maliki olduğu ve diğer davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın şeride tecavüz etme yoluyla davacının sürücüsü olduğu araca çarparak, davacının bir ayağı ile kaburgalarının kırılmasına ve diğer ayağının çatlamasına sebebiyet verdiği, meydana gelen kazada araç sürücüsü davalı …’ın %100 kusurlu olduğu, Adli Tıp Kurumu 3’üncü İhtisas Kurulunun hükme esas alınan raporuna göre, davacının E cetveline göre %15,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının ve geçici iş göremezlik (iyileşme) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, buna göre alınan bilirkişi kurulu raporuna göre de davacının 164.768,83-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 29.856,93-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 194.625,76-TL maddi zararının meydana geldiği, eydana gelen zarardan davalıların müteselsilen sorumlu olduğu ve tüm zararların sigorta poliçesi teminatında olup teminat limiti içinde kaldığı, davalı sürücü … ile davalı işleten …Tic. Ltd. Şti’nin haksız fiil hükümleri çerçevesinde, diğer davalı sigorta şirketinin ise ZMMS poliçesi kapsamında davacının uğradığı zararı gidermekle yükümlü oldukları,davalı sürücünün kusur oranı, kazanın meydana geliş şekli, davacının yaralanmasının niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve diğer hususlar gözetildiğinde sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde talep edilen manevi tazminatın kısmen kabulü ile 20.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği”, gerekçesiyle, 1-A) Maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden kabulü ile, 164.768,83-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 29.856,93-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 194,625,76-TL ‘nin davalılar … LTD Şti. İle …’dan olay tarihi olan 01/06/2014 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi … Sigorta A.Ş’den ise dava tarihi olan 20/01/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davacıya VERİLMESİNE, B)Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜNE, 20.000,00-TL’nin kaza tarihi olan 01/06/2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,2-Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalılar ……Ltd Şti ve … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Ancak dosya kapsamından, davalılar ……Ltd Şti ve … vekili tarafından yapılan 10.01.2019 tarihli kanun yolu başvurusu ile ilgili olarak yerel mahkemece, eksik harç yatırıldığı gerekçesiyle iş bu davalılar vekiline muhtıra çıkarıldığı, verilen kesin süre içinde eksik harç tamamlanmadığından, yerel mahkemece verilen 28.01.2019 tarihli ek karar ile davalılar …Ltd Şti ve … vekilinin kararı temyiz etmemiş sayılmasına karar verildiği, akabinde ek kararın iş bu davalılar vekiline tebliğ edilmesine rağmen ek kararın istinaf edilmediği ve 18.03.2019 tarihli istinafa cevap dilekçesinde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi ile kararın onanmasının istendiği, son olarak dosyanın incelenmek üzere Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 17.HD’nin 2019/2679 Esas, 2019/ 6251 Karar sayılı kararı ile , ‘ karar tarihi itibari ile kararın istinaf kanun yoluna tabi olduğu’ gerekçesiyle, kül halinde dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne geri çevrildiği görülmüş, adı geçen davalıların bu nedenle istinaf başvuruları inceleme harici tutulmuştur.İstinaf nedenleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu, davanın ticari dava olması nedeniyle takdir edilen tüm kalemlerdeki tutarlar için ticari faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, kaza tarihi, kusur durumu, davacının maluliyet oranı, yaralanmasının niteliği, somut olayın özellikleri ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları hep birlikte nazara alındığında yerel mahkemece davacı için hükmedilen manevi tazminatın uygun, yeterli olmasına; davacı vekilince kaza tarihinden itibaren avans faizi istenilmiş olup, kazaya karışan kusurlu araç kamyonet olmakla, araç ruhsatında kullanım amacı ”hususi yük nakli” olduğundan ticari araç olarak değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından, yerel mahkemece yasal faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1/Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2018 tarih ve 2016/170 Esas, 2018/730 karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2/İstinaf başvuru sırasında alınması gereken 80,70- TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 -TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3/İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4/İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 28/04/2022