Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2744 E. 2022/817 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2744
KARAR NO: 2022/817
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2019
NUMARASI: 2017/859 Esas 2019/25 Karar
DAVA TÜRÜ : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 23/06/2013 kaza tarihinde davacıların desteğinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek tarlaya bitişik olan dereye düşmesi neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müteakip davacıların desteğinin hayatını kaybettiğini, söz konusu kazadan dolayı müvekkillerinin murisi vefat ettiğinden müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, 11/09/2017 tarihinde …’na başvuru yapıldığını, ancak dava tarihine kadar her hangi bir cevap verilmediğini belirterek, davanın kabulü ile tahkikat sonucunda müvekkillerinin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, … için 100,00-TL, … için 100,00-TL olmak üzere toplam 200,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden aksi halde dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, müteakip davacı vekili 24/05/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda müvekkilleri … için 110.554,03-TL, … için 6.279,09-TL olmak üzere toplam 117.033,12.-TL’nin talep tarihi olan 19/09/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müteveffa …’ın kazaya karışan … plakalı aracın işleteni olduğunu, trafik sigortasının işletenin üçüncü şahıslara verdikleri zararların tazminine yönelik olduğunu, işletenin kendisine ait zararların bu sigortadan karşılanmasının mümkün olmadığını, davacıların müvekkili kurumdan tazminat talep etme hakkı bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, davacı tarafın olay tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, güvence hesabının sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu belirterek, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddin karar verilmesini, talep etmiştir. ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davanın kabulüne, … için 110.654,03-TL, … için 6.379,09-TL destekten yoksun kalma tazminatının 19/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Müteveffa …’ın kazaya karışan … plakalı aracın işleteni olduğu, trafik sigortasının işletenin üçüncü şahıslara verdikleri zararların tazminine yönelik olup işletenin kendisine ait zararların bu sigortadan karşılanmasının mümkün olmadığı, kusurlu işleten yakınlarının da müteveffanın kusuruna dayanarak tazminat talep etme hakları bulunmadığı, itirazlarına rağmen olayın trafik kazası niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmediği, olayın karayolu üzerinde gerçekleşmediği, söz konusu kaza müteveffaya ait özel mülk olan tarlada yonca biçildiği sırada gerçekleştiği, olaya ilişkin olarak hiçbir şekilde “trafik kazası” nitelendirmesi yapılmadığı, olayın trafik kazası niteliği taşımadığı açık bir şekilde belli olduğundan davanın esasına girilmeksizin reddine kaar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu, alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiği, yargılama sırasında kusur raporu alınmadığı, hesap raporunda kusur paylaşımı yapılmaksızın tazminat hesabı yapıldığı, kusur raporu alınmaksızın müvekkilinin sorumluluğuna karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, tazminat hesaplamasına müteveffanın anne-baba ve diğer kız çocuk için destek paylarının eklenmemesinin hatalı olduğu, müteveffa 06.08.2013 tarihinde vefat ettiğinden bu tarihten itibaren destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması yapılması gerektiği, sosyal güvenlik kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerekirken bu hususun yerine getirilmediği, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemine ilişkindir. 23/06/2013 tarihinde müteveffa …’ın sevk ve yönetimindeki kendisine ait traktörle tarlasındaki otları biçerken direksiyon hakimiyetini kaybederek tarlaya bitişik olan dereye uçtuğu, daha sonra vefat ettiği, ölenin eşi ve kızları olan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı istemiyle kazaya karışan aracın trafik sigortasının bulunmadığından …na karşı eldeki davayı açtığı, anlaşılmıştır. Toplanan delillerin, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi ile birlikte istinaf başvuru nedenleri de gözetilmek suretiyle incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, dosyada mevcut 23/06/2013 tarihli olay yeri krokisinden tarlanın karayolu ile bağlantısının bulunduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle meydana gelen olayın trafik kazası mahiyetinde olduğunun belirgin olmasına, kazanın tek taraflı trafik kazası olması ve vefat edenin hem sürücü hem de araç maliki olması nedeniyle kusur raporu alınmasının gerekmemesine, 23/06/2013 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü-işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan, desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3. kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmamasına, bu durumda 3.kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişi bakımından TBK’nın 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun da gerçekleşmeyecek olmasına, kaza tarihinden çok sonra 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarının somut olayda uygulanma yerinin bulunmamasına göre, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, her ne kadar dosya istinaf aşamasında dava dışı şahsın avukatı tarafından davaya müdahale isteminde bulunulmuş ise de; HMK’nın 357. maddesi açık hükmü karşısında istinaf aşamasında davaya müdahaleye yasal olanak bulunmadığından istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Ancak, her ne kadar hükme esas alınan uzman bilirkişi raporundaki belirlemelerin ve hesap yönteminin oluşa, yerleşmiş uygulamalara uygun denetime elverişli gerekçeler içermesi, diğer çocukla ilgili pay ayrılmış olması karşısında hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamakta ise de, müteveffa … 06/08/2013 tarihinde vefat ettiğinden ve destekten yoksun kalma tazminatı hesabı ölümle başlaması gerektiğinden, kaza tarihi olan 23/06/2013 tarihinden başlatılması ve ayrıca dosya içinde bulunan nüfus kayıtlarından müteveffanın annesinin 06/06/2020 tarihinde öldüğü, hesaplama yapılırken ölüm tarihine kadar ona pay ayrılması gerekirken pay ayrılmamış olması hatalı bulunmuştur. Ancak yanılgılı bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına, yanılgılı hususların düzeltilmesi suretiyle yeniden hüküm tesisine ilişkin aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M/ Gerekçe uyarınca; 1/İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/01/2019 tarih ve 2017/859 Esas 2019/25 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kısmen kabulüne, a/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalıya iadesine, b/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, c/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2/İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/01/2019 tarih ve 2017/859 Esas 2019/25 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, a/Davanın kısmen KABULÜNE, davacı … için 104.507,72-TL, … için 4.958,91-TL destekten yoksun kalma tazminatının 19/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, b/Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 7.477,67-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL ve 400,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.046,27-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına, c/Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 14.349,33-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, ç/Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, d/Davacı yargılama gideri 67,40-TL ilk harç, 400,00-TL ıslah harcı, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 177,90-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.245,30-TL yargılama giderinden kabul ve red oranı dikkate alınarak 1.195,01-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,3/Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.09/06/2022