Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2739 E. 2022/575 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2739
KARAR NO: 2022/575
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2018
NUMARASI: 2016/843 Esas – 2018/1326 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/08/2016
BİRLEŞEN
İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2017/267 E. SAYILI DOSYASI
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/04/2016 tarihinde, davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olan, dava dışı …’in malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın, … plakalı araca çarpması sonucunda … plakalı araçta hasar meydana geldiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, davalının 27/06/2016 tarihinde temerrüde düştüğünü, araç maliki …’ın davalı sigorta şirketinden alacağını alacağın temliki yoluyla müvekkili …’ya devrettiğini, davalı sigorta şirketine araçta meydana gelen değer kaybının taraflarına ödenmesi için 30/06/2016 tarihinde başvuru yapıldığını ancak davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek şimdilik 250,00-TL değer kaybı bedelinin temerrüt tarihi olan 27/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/267 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; temlik eden …’a ait olan … plakalı araçta, davalı sigorta şirketince atanan eksper tarafından belirlendiği üzere parça bedeli ve İşçilik dahil olmak üzere KDV hariç 4.156,16-TL hasar meydana geldiğini, ancak aracın onarımına ilişkin faturalarda görüldüğü üzere gerçek hasar bedelinin KDV dahil 12.307,40-TL olduğunu, davalı KDV dahil hasarın tamamından ve hasarın tespiti amaçlı ödenen makul giderlerin tümünden poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu ileri sürerek 6100 Sayılı HMK 107 md. uyarınca, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 250,00-TL ödenmeyen hasar bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 27/06/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 24/10/2018 tarihli dilekçesi ile; hasar bedeli talebini toplam 3.945,75-TL olarak artırmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, taraf sıfatına haiz olmayan davacı tarafından ikame edilen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, daha önce pek çok kez hasara uğramış ve onarım görmüş olan … plakalı aracın 28/04/2016 tarihli kaza sonrası değer kaybına uğradığı iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiları ve davacının faiz başlangıcına ilişkin taleplerini kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı vekili birleşen dava dosyasına karşı cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından … plakalı araca ilişkin aracın maliki …’a 2.990,00-TL ve onarım işlemini yapan servise 1.376,05-TL olmak üzere toplam 4.366,05-TL hasar bedelinin 13/06/2016 tarihinde ödendiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiları kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”.. hükme esas almaya elverişli, denetime açık bilirkişi raporuna göre; dava konusu kazanın meydana gelişinde davalının sigortalısına ait araç sürücüsünün olayda % 100 kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacının tazminat alacağını temlik aldığı dava dışı …’a ait araçta oluşan hasarın 8.850,00-TL tutarında olduğu, davalı sigorta şirketince yapılan ödeme göz önünde bulundurulduğunda bakiye hasar bedelinin 3.945,75 TL-TL olduğu, davacının tazminat alacağını temlik aldığı dava dışı …’a ait aracın uzuzn yol aracı olup kilometresinin çok yüksek olduğu ve daha önce beş adet kazaya karışmış olması nedeniyle dava konusu kaza nedeniyle değer kaybı zararının oluşmadığı hususları mahkememizce sabit görülmekle değer kaybı talebine yönelik asıl davanın reddine, hasar bedeline yönelik birleşen davanın 24/10/2018 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesinde talep edilen tutar üzerinden kabulü ile 18/08/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasak faizi ile davacıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar verildiği ”, gerekçesiyle, Asıl davanın REDDİNE, Birleşen davanın 24/10/2018 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesinde talep edilen tutar üzerinden KABULÜ ile 3.945,75- TL hasar bedelinin 18/08/2016 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak şeklinde görülemeyeceğini, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının ıslah ile artırılan maddi taleplerinin zamanaşımına uğradığını, bilirkişi raporunda belirlenen hasar tutarının fahiş olduğunu, ekspertiz raporu ile hükme esas alınan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğunu, bilirkişi raporundaki hasar incelmesinin yeterli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı istemine; birleşen dava bakiye araç hasar bedeli istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; Yargıtay içtihatlarına göre araç değer kaybı ile araç hasar bedeline ilişkin davaların HMK 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası olarak açılmalarında hukuki bir engel bulunmamasına; eldeki dosyada asıl ve birleşen dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olup, belirsiz alacak davalarının ıslah zaman aşımına uğramayacak olmasına; hasar gören araç maliki tarafından somut olaya konu kaza nedeniyle araçta oluşan hasar bedeli, değer kaybı ..vs ilişkin alacaklar 24.05.2016 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile davacıya devredilmiş olup, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğunun anlaşılmasına, yerel mahkemece hükme esas alınan 07.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda, 02.05.2016 tarihli ekspertiz raporu ile davacı tarafın sunduğu faturalar irdelenmiş olup, dava konusu araçta meydana gelen hasar bedelinin, aracın fotoğrafları, hasar gören parçaları, aracın markası, modeli vs değerlendirilerek piyasa şartlarına göre belirlenmiş olmasına, iş bu raporun yeterli, taraf-yargı denetimine açık ve hükme esas alınmaya elverişli olmasına göre; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2018 tarih ve 2016/ 843 Esas, 2018/1326 Karar sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,53-TL harçtan istinaf başvurusu sırasında yatırılan 67,38-TL harcın mahsubu ile bakiye 202,15-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.28/04/2022