Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2736 E. 2022/574 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2736
KARAR NO: 2022/574
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2018/469 Esas – 2019/39 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/11/2015 tarihinde … sevk ve idaresindeki ve davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın yapmış olduğu kaza neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, müvekkilinde kalıcı maluliyetin söz konusu olduğunu, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, söz konusu hasar ile ilgili Bafra İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve 17.617,62- TL ödeme alındığını, ancak müvekkilinin mağduriyetinin daha fazla olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirlenecek maddi tazminat tutarının sigorta limitini aşmamak kaydıyla kaza tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın oluşumunda müvekkili tarafından sigortalı olan … plakalı aracın kusurunun bulunmadığını, tüm kusurun davacının sevk ve idaresinde olduğu … plakalı araca ait olduğunu, müvekkiline kaza ve hasar ihbarında bulunulduğunu, davacı tarafından daha önce yapılmış bir başvuru ve müvekkili tarafından yapılan bir ödeme olduğundan davacının başvurusunun reddedildiğini, dolayısıyla müvekkilinin temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… davalı … şirketi her ne kadar … plakalı araç ile … plaka sayılı araçların işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğu ayrı ayrı sigortalamış olsa da zarar gören gerçek zararını tek bir sefer tahsil etme hakkına sahiptir. Başka bir deyişle zarar gören gerçekleşen zararının her bir poliçe nedeniyle ayrı ayrı mükerrer tahsilata neden olacak şekilde 2 kere tahsil etme hakkına sahip değildir. Aksi bir uygulama zenginleşme yasağı ilkesine aykırı olacaktır. Bu kapsamda zararın tekliği, gerçekliği ve zenginleşme yasağı ilkesi gereği davacının vaki kazadan kaynaklanan toplam zararından davacının kendi kusuru %25 oranında indirim yapıldıktan sonra … plaka sayılı araç sürücüsü …’in %75 kusur oranına denk gelen miktarının Sigorta Hakem Heyeti’nin 11/05/2017 tarih ve K-2017/19340 Karar sayılı kararı ile hüküm altına alındığı ve tahsil edildiği anlaşıldığından davacının işbu davaya konu talebinin mükerrer nitelikte ve zenginleşme amacına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında gerek ceza dosyası üzerinden alınan ATK raporu ile gerekse de dosyamız üzerinden alınan kusur bilirkişi raporu ile vaki kazada … plakalı araç sürücüsü …’ün %25 ve … plaka sayılı araç sürücüsü …’in %25 ve … plaka sayılı araç sürücüsü …’un ise kusursuz olduğu anlaşıldığından 2918 sayılı yasanın m.86 gereği … plaka sayılı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğu sigorta güvencesine alan davalı … şirketinin sorumluluğunun söz konusu olmayacağı” gerekçesiyle, Davanın REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan bir miktar ödeme aldığını, ancak artan maluliyeti nedeniyle iş bu davayı açmak zorunda kaldığını, davalının cevap dilekçesindeki savunmasını … plakalı araca yönelik olarak yaptığını, bu nedenle taleplerinin kazada asli kusurlu olan … plakalı araca yönelik olduğunun açık olduğunu, iş bu davanın maluliyet oranının artışına ilişkin ayrı bir dava olduğunu, yerel mahkemece davanın eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile reddedildiğini, kazada asli kusurlu olan … plakalı araç ile kusursuz olan … plakalı araç davalı nezdinde trafik sigortalı olup, verilen kararın usul ekonomisine de aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan gelişen durum iddiasına dayalı olarak açılan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından somut olaya konu trafik kazasının, önünde ağaç taşıma aparatı takılı dava dışı sürücü … idaresindeki, davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı traktörün kavşakta sola dönüş yapacağı sırada, sol şeritte seyretmekte olan davacı idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması ve çarpışmanın etkisiyle savurulan … plakalı aracın önce sağ taraftaki bariyerlere, akabinde sağ şeritte seyreden dava dışı … idaresindeki … plakalı araca çarpması şeklinde gerçekleştiği; meydana gelen üç araçlı trafik kazasında dosyada mevcut 24.09.2018 tarihli kusur raporuna göre kazanın oluşumunda, davacı sürücünün %25 oranında, dava dışı traktör sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün ise kusurlu olmadığı; hem … plakalı aracın hem de … plakalı aracın davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı olduğu görülmüştür. Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kaza tespit tutanağı, 11/05/2017 tarih ve … sayılı uyuşmazlık hakem kararı, ödeme belgesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar dava dilekçesinde araç plakası sehven … olarak belirtilmiş ise de eldeki davanın; gelişen durum ( artan maluliyet) iddiası ile davalı … şirketi nezdinde sigortalı ve asli kusurlu (%75) olan … plakalı araca yönelik olarak açıldığı, iş bu davadan önce davacı tarafça yapılan başvuru sonrasında sigorta tahkim komisyonunca davacının %10 oranında maluliyeti olduğu kabul edilerek yapılan hesaba göre sigorta şirketi aleyhine maddi tazminata karar verildiği, davacı tarafından tahkim kararının icraya konulması sonrasında sigorta şirketi tarafından davacıya (icra dosyasına) bu doğrultuda bir miktar ödeme yapıldığı, iş bu davanın davacının maluliyetin arttığı ve ödemenin bu nedenle yetersiz olduğu ileri sürülerek, aynı aracın kusuruna dayalı olarak davalı … şirketine karşı açıldığı anlaşılmaktadır. Tahkim dosyasında karara esas alınan ve başvuru sahibinin (iş bu davada davacının) %10 maluliyeti olduğunu belirten rapor, davacının Samsun Gazi Hastanesinden aldığı 15/08/2016 tarihli özür durumunu gösteren sağlık kurulu rapor olup, davacı, sağlık kurulu raporundan sonra yaralanmasında gelişen durum olduğunu, maluliyet durumunun %10 dan fazla olduğunu iddia etmektedir. Bu halde; yerel mahkemece, ATK 3. İhtisas Dairesi’den yada Üniversite Hastaneleri’nin Adli Tıp Ana Bilim Dalı Kürsüsü’den (bilirkişi heyetinden) kaza tarihinde geçerli olan ” Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre hazırlanmış, davacının maluliyet durumunu gösteren rapor alınması, ödeme tarihi olan 09.06.2017 tarihinden sonra davacının maluliyet durumunda gelişen durum ( artış ) olup olmadığının tespit edilmesi, var ise davacının aradaki fark kadar bakiye maluliyet tazminatı alacağı bulunduğunun; aksi halde bakiye maluliyet tazminatı alacağının kalmadığının düşünülmesi, neticede yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, toplanmış ve toplanacak deliller hep birlikte değerlenedirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkemece verilen kararın HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacı iddiası ve dosya kapsamına göre yargılamaya devamla sonucuna göre bir karar verilmesi için, dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/01/2019 tarih ve 2018/469 Esas, 2019/39 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacıdan tahsil edilen peşin harcın istek halinde kendisine iadesine, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, 5-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/04/2022