Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2729 E. 2022/267 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2729
KARAR NO: 2022/267
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2019
NUMARASI: 2018/313 Esas 2019/180 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Trafik Kazası- Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda bilgileri yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, yapılan inceleme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete … nolu … Kasko Filo Sigorta Poliçesi ile sigortalı … A.Ş ‘ye ait … plakalı aracın; 12/02/2015 tarihinde … idaresinde … Caddesinde (Avcılar) seyir halinde iken trafik yoğunluğu nedeniyle geri dönmek istediği sırada … plakalı aracın sol arka çamurluğuna çarpması ve çarpmanın etkisiyle sigortalıya ait aracın önündeki … plakalı araca arkadan çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’nin asli ve %100 kusurlu olduğunu, 14.04.2015 tarihinde sigortalıya 9.656,00 TL ödeme yapıldığını, anılan 9.656 TL hasar bedelinin ödeme tarihi olan 14/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili için borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçlulardan … ve … tarafından borca, … Sigorta A.Ş tarafından ise borca ve yetkiye yasal süresi içinde itiraz edildiğini belirterek, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; Davacının sigortalısına ödeme yaptıktan sonra TTK’nın 1472. maddesi hükmüne göre sigortalısının haklarına halef olarak dava açtığı, davanın sözleşmeden değil haksız fiilden kaynaklandığı bu nedenle eldeki davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu görüşünden hareketle; -davacının davasının HMK’nın 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK’nın 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, -HMK’ nın 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, -belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine karar verilmiş, karara karşı yasal süresi içerisinde davacı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri: Halefiyete dayalı olarak açılan davalarda halef olunan ile davalı arasındaki ilişkinin niteliğini mahkemenin görevinin belirleyeceğini, somut olayda halef olunanın ve davalı sigortacının tacir olduğu, ayrıca davalılar arasında zorunlu trafik sigortacısının da bulunduğu, zorunlu sigortaların TTK ‘da düzenlenmiş olması nedeni ile 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi kapsamında ticari dava olduğu, bu nedenle de görevsizlik kararının hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı, istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Görülmekte olan dava; trafik kazasından kaynaklanan araç hasar bedelini sigortalısına ödeyen kasko sigortacısının; zarar sorumlusu araç işleteni, sürücüsü ve ZMM sigortacısı aleyhine, ödediği miktarın rücuen tahsili için başlattığı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK’nın 1472.maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için sigortalı hangi mahkemede dava açabilecek ise sigortacının da aynı mahkemede dava açması gerekir. Dosya kapsamından, davaya konu zararlandırıcı eylemin 12/02/2015 tarihinde meydana geldiği ve davanın ise 30/03/2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar mutlak ticari davalardır. Fakat aynı madde itibariyle TTK’da düzenlenmemiş bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olması gerekmektedir. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Görülmekte olan dava, davaya konu zararlandırıcı eyleme neden olduğu ileri sürülen … plaka sayılı aracın ZMM sigortacısına da yöneltilerek açılmış bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle mutlak ticari bir dava söz konusu olup, Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunmaktadır. Görülmekte olan davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerekirken, görevsizlik karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur. Kamu düzeninden olan ve dava şartına ilişkin bulunan eksiklikler istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenleriyle bağlı olmaksızın resen gözetilmesi gereken eksiklikler olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK’nın 353/1-a/3. maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına, 2-)Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 3-)İstinaf karar harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran ilgiliye iadesine, 4-)Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, HMK.nun 353/1-a/3 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-c maddesi hükmü gereğince KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.03/03/2022