Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2675 E. 2022/571 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2675
KARAR NO: 2022/571
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2019
NUMARASI: 2016/872 Esas – 2019/333 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile seyri esnasında müvekkili yaya …’e yaya geçidi önünde gidişe göre sol 3. şeritte çarptığını, otomobilin 17 m. fren yaparak durduğunu, müvekkilinin yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğünü ve bunun sonucunda sürekli ve geçici iş gücü kaybına uğradığını, mesul olduğu tazminat tutarını ödemesi için 09.08.2016 tarihli dilekçe alma haberli posta yolu ile davalıya başvuruda bulunulduğunu, söz konusu dilekçenin davalı sigorta şirketine 10.08.2016 tarihinde ulaşmış olduğunu, başvuru ile ilgili olarak her hangi bir geri dönüş yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere sürekli / kalıcı îş gücü kaybı nedeniyle 100 TL, geçici iş göremezlik nedeniyle 100,00-TL olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın (belirsiz alacağın) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 06.03.2019 tarihli dilekçesi ile talebini toplam 29.078,32-TL olarak artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartının yerine getirilmemesi sebebi ile davanın usul yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafından müvekkil şirkete eksik evrak ile başvuru yapıldığını, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme süresi dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olmasının gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, davacının talebine konu geçici iş göremezlik tazminatından, 6111 Sayılı yasanın 59. maddesi ile değiştirilen ktk 98 düzenlemesi gereği, müvekkil sigorta şirketi değil sosyal güvenlik kurumunun sorumlu olduğunu belirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…Dosyada muhteviyatı doğrultusunda ZMMS’lı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olması 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca kusur oranında ve davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde davalı tarafın sorumluluk kapsamında kalıyor olması sebebiyle davacıda meydana gelen maluliyet sonucu oluşan geçici ve sürekli iş göremezlik maluliyetinin gerçek zarar olup tazmini gerekmesi ve poliçe limiti bakımından bilirkişilerce hesaplanan miktar üzerinden davalı şirkete başvuru tarihinin 10.08.2016 olması ve KYTK md. 97 uyarınca 15 iş günlük süre hitamı olan 01.09.2016 tarihinin temerrüt tarihi olduğu tespitiyle davanın kabulüne karar vermek gerektiği” gerekçesiyle,Davanın KABULÜ İLE, Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre hesaplanan 29.078,32 TL tazminat bedelinin 01.09.2016 itibaren yasal faiziyle beraber davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmayan kusur raporuna göre karar verildiğini, olay yerinde trafik ışıkları bulunduğu gözetilmeden ve hangi tarafın kırmızı ışıkta geçtiği belirlenmeden hazırlanan kusur raporuna göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, yolun boş olduğuna güvenen ve kırmızı ışıkta geçen yayanın asli kusurlu olduğunu, davacı maluliyetine ilişkin alacaklarının %20’sini dava dışı 3. kişilere devir ve temlik ettiğinden bu kısım yönünden davacı lehine hüküm kurulmasının da doğru olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin SGK tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Somut olayda, kaza tespit tutanağında, davacının karşıya geçmeye çalıştığı yaya geçidinin bulunduğu yerde trafik ışıklarının da bulunduğu, ancak hangi tarafa kırmızı ışık yandığı tespit edilemediğinden kusur tespiti yapılamadığı belirtilmiş olup, dava konusu kazaya ilişkin olarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/68051 soruşturma numaralı dosyasında şikayet yokluğundan koğuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. Yerel mahkemece hükme esas alınan 14.12.2019 tarihli raporda ise, hangi tarafa kırmızı-yeşil yandığı belirlenememiş olsa da, bütün sürücülerin yaya geçitlerine yaklaşırken çok dikkatli olmaları gerektiği, sürücünün yaya geçidine yaklaşırken hızını azaltması, yayayı gördüğünde fren tedbirine başvurması gerekirken yaya geçidinde 3. şeride ulaşmış yayaya çarpmakla %75 asli kusurlu, davacı yayanın ise sol taraftan gelerek kavşağa yaklaşmakta olan sürücüyü gördüğünde beklemesi ve güvenli zamanda geçmesi gerekirken bu kurala uymadığından %25 tali kusurlu olduğunu belirtmiştir. Eldeki davada, davacı yaya … soruşturma dosyasındaki beyanında, yolun boş olduğunu görünce geçiş yaptığını, sonrasını hatırlamadığını; sürücü … ise kendisine yeşil ışık yandığını, aniden yola çıkan yayayı gördüğünde frene bastığını, ancak çarpmayı önleyemediğini beyan etmiş olup,dosya kapsamına göre kazanın meskun mahalde, gündüz vakti, ışıklı yaya geçidinin sol 3. şeridinde meydana geldiği, aracın 17 metre fren yaparak durabildiği anlaşılmıştır. Bu durumda yerel mahkemece, İTÜ’de görevli 3 kişilik bilirkişi heyetinden tarafların kusur durumlarının değerlendirildiği açıklayıcı, ayrıntılı, taraf ve yargı denetimine açık rapor alınması, kırmızı ışıkta geçen tarafın net bir şekilde belirlenememesi durumunda tarafların %50’şer kusurlu oldukları kabul edilerek işin esası ile ilgili deliller toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 17. HD’nin 2015/2416 Esas, 2017/8915 karar sayılı ilamı) Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile HMK 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, kaldırma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2019 tarih ve 2016/872 Esas, 2019/ 333 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Kararın kaldırma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, 6-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/04/2022