Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/267 E. 2020/3800 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/267
KARAR NO: 2020/3800
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2018
NUMARASI: 2014/663 E. – 2018/359 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkilinin 12.08.2013 tarihinde … plaka sayılı araç ile aynı yöne seyreden … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, müvekkillerinin … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunduğunu ve ağır şekilde yaralandığını belirterek, 30.000,00.- TL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …, … ve …’den tahsiline, maluliyet tazminatı yönünden fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000,00.- TL.( Islah ile 60.863,29-TL) davalı … şirketleri yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu, maddi tazminat taleplerinin tek tek hangi sebeplerle oluşturulduğunu miktarı ile birlikte açıklaması gerektiğini, haksız fiil unsurlarının oluşup oluşmadığının araştırılarak, dava konusu kazanın oluş biçimi ve kusur oranının tespiti için inceleme ve keşif yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Dava konusu aracın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olup olmadığının bilirkişi incelemesi ile araştırılması gerektiğini, sorumluluklarının sigorta limiti ile sınırlı olduğunu, kusur oranı ve maluliyet oranının tespiti için dosyanın Adli Tıp kurumuna gönderilmesi gerektiğini, kazada yaralanın …’ın iş yerinde çalışıyor ise bu durumda kazada yaralandığı tarihte geçerli olan maaş ücret bordrosunun esas alınması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Müvekkillerine gönderilen dava dilekçesi ekinde zarara ilişkin her hangi bir belge bulunmadığını, müvekkili …’nin kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, diğer müvekkili … ‘nin ise kaza ile hiçbir ilgisinin olmadığı, buna rağmen kazada sorumlu tutulması ve kendisinin kusurlu olduğu gerekçesi ile tazminat talebinde bulunmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, müvekkillerinin kazanın oluşumunda kusurlu olmadığına karar verilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 1-Davacının, davalılar … ve … sigortaya ilişkin davasının reddine, 2-Davacının, maddi tazminat davasına ilişkin olarak 2.000,00 TL için davalılar … A.Ş, … ve … yönünden olay tarihi olan 12/08/2013 tarihinden, … Sigorta yönünden dava tarihi olan 05/05/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile ıslah ile artırılan 58.863,29 TL yönünden ise davalılar …, …, … ve … Sigorta A.Ş yönünden ıslah tarihi olan 09/03/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 3-Davacının manevi tazminat talebine ilişkin talebinin kısmen kabulü ile takdiren 5.000,00 TL nin kaza tarihi olan 12/08/2013tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılar … A.Ş , … ve …’den alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın fazla isteminin reddine, karar verilmiştir. Ayrıca reddedilen manevi tazminat yönünden 17/10/2018 tarihli tahsis kararı ile 2.180-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine karar verilmiştir. Davacı vekili , davalı … vekili, davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ıslah edilen maddi tazminat miktarları yönünden davalı … için dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı …vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan kusur raporu ile maluliyet raporunun hatalı olduğunu, aktüerya bilirkişi raporunda müterafik kusur indirimi yapılmadığını, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan kusur raporu raporunun hatalı olduğunu, mahkeme kararını gerekçesinin çelişkili bulunduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 12.08.2013kaza tarihinde … plaka sayılı araç ile aynı yöne seyreden ve davacının içinde yolu olarak bulunduğu … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, davacının yaralandığı ve malul kaldığı anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, kaza tutanağına göre davacının emniyet kemeri takıp takmadığının belirlenememesine, davacının müterafik kusuru bulunduğunun istinaf eden davalı tarafından usulüne uygun olarak ispatlanamamasına, belirlenen kusur durumuna göre … plaka sayılı aracın sürücüsünün meydana gelen kazada kusurunun olmamasına göre bu araç yönünden … ve … Sigorta A.Ş’nin oluşan zarardan sorumlu olmamasına, davacının maluliyetinin olay tarihinde yürürlükte bulunan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre belirlenmiş olmasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacı yaşı, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı azdır. Ayırca davanın haksız fiilden kaynaklandığı, bu nedenle zararın olay tarihinde gerçekleşmiş olup temerrütünde bu tarihte oluştuğu göz önünde tutulduğunda ıslah edilen maddi tazminat miktarları yönünden davalı … için dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmemesinin hatalı olduğu anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine, Davacı vekilinin istinaf talebinin ise kabulü ile kararın HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca kaldırılması gerektirdiği, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1- İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2018 tarih ve 2014/663 E., 2018/359 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1/b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, Davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin ise HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 1/1- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90-TL nispi karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, Alınması gerekli 5.182,22-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.039,40-TL harcın düşümüyle kalan 4.142,82-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine 1/2- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 1/3- İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2018 tarih ve 2014/663 E., 2018/359 Ksayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1-Davacının, davalılar … ve … sigortaya ilişkin davasının reddine, 2/2- 60.863,29-TL maddi tazminatın davalılar … A.Ş, … ve … yönünden olay tarihi olan 12/08/2013 tarihinden, … Sigorta yönünden ise dava tarihi olan 05/05/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 2/3-Davacının manevi tazminat talebine ilişkin talebinin kısmen kabulü ile takdiren 15.000,00 TL nin kaza tarihi olan 12/08/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılar … A.Ş , … ve …’den alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın fazla isteminin reddine, 2/4-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 4.157,57 TL harçtan peşin alınan 109,30 TL ve bilahare ıslah dilekçesi ile yatırılan 201,05 TL nin mahsubu ile bakiye 3.847,22 TL harcın davalılar … A.Ş, …, … ve … Sigorta A.Ş’den alınarak Hazineye irat kaydedilmesine, 2/5-Davacının kabul edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 1.024,65-TL harcın davalılar … A.Ş, …, …’ den alınarak Hazineye irat kaydedilmesine, 2/6-Davacı tarafça yapılan 25,20 TL başvuru harcı, 109,30 TL peşin harç, bilahare ikmal edilen 201,05 TL ıslah harcı, 0,60 TL dosya masrafı ve 1.903,00 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.239,15 TL yargılama giderinin davalılar … A.Ş, …, … ve … Sigorta’ dan alınarak davacıya verilmesine, 2/7-Davalılar … A.Ş, …, … ve … Sigorta’ nın yapmış olduğu yargılama giderlerinin bu davalılar üzerinde bırakılmasına, 2/8-Davalı … tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, 2/9-Davalı …’nin yaptığı 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 2/10-Davalılar … Sigorta A.Ş … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen dava değerine göre AAÜT uyarınca hesaplanan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, 2/11-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat alacağa ilişkin AAÜT uyarınca hesaplanan 8.712,23-TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş, …, … ve … Sigorta’ dan alınarak davacıya verilmesine, 2/12-Davacının kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080-TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş, … ve …’ den alınarak davacıya verilmesine, 2/13-Davacının reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … A.Ş, … ve …’ ye verilmesine, 2/14-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.26/11/2020