Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2662 E. 2021/2005 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2662
KARAR NO: 2021/2005
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2019
NUMARASI: 2014/965 Esas – 2019/351 Karar
DAVA: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç, … isimli şahsın sevk ve idaresinde iken sürücünün araç hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle meydana gelen 02/12/2011 günlü trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan vekil edenini yaralanarak sakat kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla geçici ve kalıcı sakatlık zararına karşılık olmak üzere 1.000,00-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 11/05/2015 günlü ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 125.149,45-TL ‘ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuş, 08/04/2016 günlü bilirkişi raporuna karşı süresi içinde verdiği itiraz dilekçesinde de, taşımanın hatır taşıma niteliğinde olduğu ve davacının, sürücünün alkollü olduğunu bildiği araca binmek suretiyle gerçekleşen eylemi nedeniyle müterafik kusurlu sayılması gerektiğini ileri sürerek, belirlenecek tazminattan Borçlar Kanunu’nun 43 ve 44 maddeleri uyarınca indirim yapılmasını istediklerini açıklamıştır. Mahkemece yapılan yargılama soınucnuda; davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda, alkollü araç sürücüsü …’nın tam kusurlu olduğu, davacının kaza sonucunda %11,3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme süresinin de 6 ay bulunduğu benimsenmek suretiyle 07/06/2018 günlü aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda; “Davacının davasının kısmen kabulü-kısmen reddi ile ;4.257,78 TL geçici iş görememezlik tazminatı ve 63.358,53 TL sürekli iş görememezlik tazminatı olan toplam 67.616,31 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 12/03/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,” karar verilmiştir. Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; yargılama sırasında açıkça dile getirdikleri halde, hatır taşıması ve müterafik savunması üzerinde durulmaksızın ve bu yönde bir indirim yapılmaksızın karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Davalı sigorta şirketi vekili yargılama sırasında, davacının sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmek eylemi nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu ve taşımanın da hatır taşıması niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek belirlenecek zarar miktarından indirim yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde diğer bir ifadeyle zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zarar meydana gelmesine etki yapmış veya zarar sorumlusunun durumunun ağırlaştırmış ise kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 44. maddesi uyarınca (6098 sayılı TBK’nun 52.maddesi) hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Hatır taşımaları da bir menfaat karşılığı olmadığı hallerde bu gibi taşımalarda kaza tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 43.madde hükmü uyarınca (6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi) tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından söz edebilmek için de yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işleten ile isletenin sorumluluğunu üstlenen sigortacının sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilmeli ve tazminattan uygun miktarda indirim yapılması gerekip gerekmediği tespit edilmelidir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde; Dosyada mevcut kayıt ve belgelerden, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan ve davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına sebep olan … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın kaza sırasında 1,94 promil alkollü olduğu anlaşılmakta olup, davacı tarafın itirazına uğramayan 07/06/2018 günlü kusur bilirkişisi raporunda da 1,94 promil alkolün belirgin sarhoşluk halini oluşturacağı ve hareketlerde dengesizlik yaratacağı açıklanmıştır. Bu durumda, davacının, belirgin şekilde alkollü olduğu anlaşılan sürücünün, sevk ve idaresindeki araca binmek suretiyle gerçekleştirdiği eylemin, müterafik kusur halini oluşturacağı konusunda duraksamamak gerekir. Bundan ayrı dosyada mevcut kayıt ve belgelerden, davacı ile araç sürücüsünün birbirlerini tanıdıkları ve arkadaş oldukları anlaşılmaktadır. Davacı sigortalı araçta bedel karşılığında taşındığını ileri sürmediğine ve davalı tarafın bu yöndeki beyanına karşı herhangi bir savunmada bulunmadığına göre, davacının, sigortalı araçta hatır için taşındığının da benimsenmesi gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece yerleşmiş yargısal içtihatlar doğrultusunda hüküm altına alınan maddi tazminat miktarından %20 oranında müterafik kusur ve %20 oranında da hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken, bunun yapılmamış olması isabetsizdir. Ancak bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davacı yararına hüküm altına alınan maddi tazminattan, %20 oranında müterafik kusur ve %20 hatır taşıması indirimi yapılarak ve yapılan bu indirimlerin takdiri indirim olması nedeniyle reddedilecek kısım bakımından davalı taraf yararına vekalet ücreti takdiri gerekmediği ve yargılama giderlerinin de paylaştırılamayacağı hususu ile harcında kamu düzeninden olduğu gözetilerek; ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılarak, yanılgılı olan hususların düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04/2019 gün ve 2014/965 E. – 2019/351 K. sayılı kararına yönelik olarak davalı sigorta şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili tarafından yatırılan 1.154,72-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan diğer istinaf giderlerinin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04/2019 gün ve 2014/965 E. – 2019/351 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, a-Davacının davasının kısmen kabulü ile, 4.257,78 TL’si geçici iş görememezlik tazminatı ve 63.358,53 TL’si de sürekli iş görememezlik tazminatı olmak üzere davacı yararına belirlenen toplam 67.616,31 TL maddi tazminattan,% 20 oranında müterafik kusur ve % 20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle kalan 43.274,44-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 12/03/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişen talebin ise reddine, b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca ve kabul edilen maddi tazminat miktarı gözetilerek belirlenen 2.956,08-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 24,30 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 425,00 TL toplamı olan 449,30- TL’nin düşümü ile kalan 2.506,78-TL harcın davalı sigorta şirketinden alınarak ile Hazine’ ye gelir kaydedilmesine, c-Mahsup edilen 449,30 TL harcın davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, d-Başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına, e-Yargılama sırasında bilirkişi ücreti, tebligat ve posta gideri olarak davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 4.331,65 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 2.340,40 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmının davacı uhdesinde bırakılmasına, f-İş bu dava nedeniyle ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, g-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereğince, kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden belirlenen 6.625,68- TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, h-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden,( takdiri indirim nedeniyle reddedilen miktar hariç) ret edilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan geçerli A.A.Ü.T. hükümleri uyarınca davalı taraf yararına belirlenen nispi vekalet ücreti AAÜT’nin 13/3madde hükmü gereğince, davacı yararına hüküm altına alınan vekalet ücretini geçemeyeceğinden 6.625,68- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine, 6-Yatırılan ve sarf edilmeyen gider avanslarından arta kalanın karar talep halinde ilgilisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021