Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2655 E. 2022/569 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2655
KARAR NO: 2022/569
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2019
NUMARASI: 2016/1059 Esas – 2019/159 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;29/09/2015 tarihinde, davalılardan … Ltd. Şti’nin maliki , …’ın sürücüsü, …’nin ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın müvekkillerinden …’in eşi, … , … ve …’nın annesi olan yaya …’a çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında …’ın vefat ettiğini, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ileri sürerek davacıların her biri için şimdilik 250,00 TL’şerden toplam 1.000,00- TL destekten yoksun kalma tazminatının ( belirsiz alacağın) tüm davalılardan, davacı … için 40.000,00- TL, diğer davacılar için 20.000,00’er TL olmak üzere toplam 100.000,00-TL manevi tazminatın ise … Şti ile …’tan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 04.12.2018 tarihli dilekçesi ile, maddi tazminat talebini, bilirkişi raporunda hesaplanan rakamlar ve davalı … şirketince yapılan ödemeler tenzil edilerek toplam 89.387,65-TL olarak artırmıştır. Davalı … cevap dilekçesinde özetle ; … plakalı aracın 12/05/2015-2016 vadeli … nolu ZMMS gereğince müvekkili şirket tarafından teminat altına alındığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla sorumluluklarının poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle müvekkili sigorta şirketince davacılara 21/10/2016 tarihinde 6.814,14-TL ödeme yapıldığını, poliçeden kaynaklanan sorumluluklarının sona erdiğini, müterafik kusur ile SGK tarafından yapılan ödemelerin gözetilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … davaya cevabında özetle; meydana gelen kazada kendisinin kusurunun bulunmadığını belirerek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı … San. Tic. Ltd. Şti, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… Davacılar vekili dava dilekçesinde -fazlaya ilişkin hakları tutarak- her bir davacı için 250,00 ‘şer TL ile sınırladığı maddi tazminat talebini 04/12/2018 tarihli dilekçesi ile … için 57.339,85 TL, … için 2.645,86 TL, … 9.720,16 TL ve … için 19.681,78 TL olmak üzere toplam 89.387,65 TL’ye çıkarmış olmakla mahkememizce de haklı ve yerinde görülen maddi tazminat taleplerinin kabulüne, toplam 89.387,65- TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Davacıların … , … Ltd.Şti ‘ne yönelik manevi tazminat talepleri ile ilgili değerlendirmede ise ; olay ve dava tarihi , ölümle sonuçlanan kazanın özellikleri, sürücü ve müteveffanın müterafik kusur durumu ve kusur oranları, tarafların sosyo ekonomik durumları, zarar gören davacı sayısının çokluğu, müteveffa ile yakınlık durumları, vs. unsurlar gözetildiğinde talep edilen manevi tazminatın fazla olduğu değerlendirilmiş, davacıların manevi tazminata istemlerinin kısmen kabulü ile, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği” gerekçesiyle,1-Davacıların davalılar … , … Ltd.Şti ile … Sigorta Şti aleyhine açtıkları MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KABULÜNEDavacı … için 57.339,85 TL, … için 2.645,86 TL , … için 9.720,16 TL ve … için 19.681,78 TL olmak üzere tespit ve takdir olunan toplam 89.387,65 TL(destekten yoksun kalmaya ilişkin) maddi tazminatın davalılar … , … Ltd.Şti ile … Sigorta Şti’nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine, … Sigorta Şti’nin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlandırılmasına, Tespit ve takdir olunan maddi tazminata davalılar davalılar … , … Ltd.Şti yönünden kazanın vuku bulduğu 29/09/2015 gününden, diğer … Sigorta Şti yönünden temerrüdün gerçekleştiği 17/10/2016 gününden itibaren yasal faiz işletilmesine, 2- Davacıların davalılar … , … Ltd.Şti aleyhine açtıkları MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜNE, Davacı eş … için 20.000,00-TL, davacı çocuklar …,… ve … için 10.000,00’er TL olmak üzere toplam 50.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … , … Ltd.Şti’nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine, Tespit ve takdir olunan manevi tazminata kazanın vuku bulduğu 29/09/2015 gününden itibaren yasal faiz işletilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili, davalı …Ltd.Şti vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davalı … vekili; destek tazminatının tümünün davacılar arasında pay edildiğini, ancak desteğin anne ve babasının paylarının hesaplamada dikkate alınmadığını, hesap raporunun aktüerya siciline kayıtlı bir aktüer tarafından hazırlanmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı …Ltd.Şti vekili, müvekkkili şirketin kasko sigortacısı … Sigorta ŞTİ’nin poliçesinde manevi tazminat klozu bulunduğu halde bu husus dikkate alınmadan müvekkili aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davacılar vekili, hükmedilen manevi tazminatın çok düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Eş, çocuklar ile anne ve babanın desteklenen olduğu durumlarda destek paylarını belirlerken desteğin gelirinin bir miktarını kedisine bir miktarını eşine, bir miktarını çocuklarına bir miktarını da anne ve babasına ayıracağı kabul edilmektedir. Desteğin gelirinden kendisine ayıracağı pay kadar eşine de ayıracağı, bu durumun Türk Medeni Kanun’unda ki eşitlik ilkelerine de uygun düşeceği, kendisine ayırdığı paydan daha fazla payı eşine ayırması hayatın olağan akışına uygun düşmeyecektir. Yargıtay 17. HD’nin kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumunda ise desteğin gelirden eşi ile birlikte ikişer pay alırken çocuklara birer pay verileceği yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay eşe 2 pay çocukların her birine 1 pay ana ve babaya birer pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselmektedir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay eşe 2 pay esasına göre %50 desteğe %50 eşe pay verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır. (Bknz. Yargıtay 17.HD’nin 2015/10677 E., 2018/996 K. Sayılı ilamı) Eldeki davada, dosyada mevcut nüfus kaydına göre, destek … vefat ettiğinde anne ve babasının sağ olduğu anlaşılmakta olup, desteğin sağlığında anne ve babasına destek olup olmadığı araştırılmadan desteğin tüm geliri destek, davacı eş ve çocukları arasında paylaştırılmıştır. Bu halde, yerel mahkemece, öncelikle davacılar murisi …’nin sağlığında annesine ve/veya babasına destek olup olmadığının araştırılması, bu hususta taraf delillerinin toplanması, destek olduğunun anlaşılması halinde yapılacak aktüer hesabında sağ olan anne ve/veya baba için de desteğin gelirinden yukarıda açıklandığı şekilde pay ayrılması ve davacıların payının da buna göre belirlenmesi ve kazanılmış haklara halel gelmemek kaydıyla sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı … vekilinin bu hususta süresinde yaptığı itiraz dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile kararın HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre, davalı … şirketinin sair; davacılar vekili ile davalı …Ltd Şti’nin tüm istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜ ile, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/02/2019 tarih ve 2016/1059 Esas, 2019/159 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Kararın kaldırma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı … şirketinin sair; davacılar vekili ile davalı …Ltd Şti’nin tüm istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar, davalı … ve davalı …Ltd Şti tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendilerine ayrı ayrı İADESİNE, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar ile davalı … ve davalı …Ltd Şti tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, 6-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/04/2022