Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2645 E. 2022/740 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2645
KARAR NO: 2022/740
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2019
NUMARASI: 2016/847 Esas 2019/262 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Sigorta Kooperatifi ile davalı … arasında akdedilen 30.10.2013 başlangıç ve 30.10.2014 bitiş tarihli ve … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile … plaka numaralı aracın teminat altına alındığını, 17.06.2014 tarihinde sigortalı … plaka numaralı vasıtanın, dava dışı … idaresinde iken, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle, orta refüj demir parmaklıklarına çarpmak suretiyle tek taraflı yaralamalı trafik kazasına karıştığını, araç sürücüsü …’ın 303mg. Promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, dava konusu kaza sırasında … plaka numaralı araçta yolcu olarak bulunan dava dışı …’ın malül kaldığını, bu nedenle müvekkili sigorta kooperatifi aleyhine İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014 /1683 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, yargılama sırasında dava dışı … ile sulh olunduğunu ve müvekkili sigorta kooperatifi tarafından malül kalan …’a 15.01.2016 tarihinde 48.000,00-TL tazminat ödendiğini, Trafik Sigortası Genel Şartlarının, B.4 maddesinde belirtilen yasal mevzuat uyarınca dava dışı …’a ödenen bedelin davalı sigortalıya rücuen tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … plaka numaralı aracın olay tarihindeki sürücüsünün, kaza tespiti tutanakları ile de sabit olduğu üzere, dava dışı … olduğunu, aracın işleteninin ise aracı seyyar çaycılık yapmak üzere kullanan dava dışı … olduğunu, bu bakımdan aleyhine açılmış olan davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, dava konusu … plaka numaralı aracın, tarafından satın alınarak trafik tescilinin yapıldığını, ancak dava dışı abisi …’a seyyar çaycılık geçimini sağlaması için ona teslim edildiğini, kendisinin araç üzerindeki hakimiyetinin fiilen sona erdiğini, aracın hakimiyetinin ve tasarruf yetkisinin dava dışı …’a geçtiğini, kazanın münhasıran alkolün teksiyle meydana gelip gelmediğinin belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”….İncelemeye sunulan deliller ile tüm dosya kapsamına göre, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 46.750,00- TL asıl alacak ile 631,01- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 47.381,01-TL faturaya dayalı hesap alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline karar vermek gerektiği’ gerekçesiyle; 1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak bakımından 46.750,00 TL, işlemiş faiz bakımından 631,01 TL olmak üzere toplam 47.384,01 TL bakımından devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Davacının icra inkat tazminatı talebinin alacağın likit olmaması sebebi ile reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacı vekili; yerel mahkemece dava konusu edilen 48.000,00-TL asıl alacağa ilişkin ödemeden 1.250,00-TL icra vekalet ücreti tenzil edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, kısmen reddedilen kısma itiraz ettiklerini, davanın tam kabulü gerektiğini, müvekkilinin ödemeyi sulhen yaptığını, bunun her iki tarafından lehine olduğunu, bu nedenle icra vekalet ücretinin hukuka uygun olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Dava tarihi olan 07.09.2016 tarihinden önce, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde de görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, davacıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza sebebi ile zarar gören dava dışı 3. kişiye ödenen maluliyet tazminatının dava dışı sürücünün alkollü olduğu gerekçesiyle davalıdan rücuen tahsili amaçlanmaktadır. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta davacı sigorta şirketi ile davalı sigortalı arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir. (Yargıtay 17.HD’nin 2015/11178E.,2015/11271 K.;2014/21976 E.,2015/2233 K.; 2016/11335 E.,2017/4939K. sayılı ilamları) Bu itibarla; yerel mahkemece,Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3. maddesi uyarınca kaldırılmasına, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, istinaf talebine konu Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/03/2019 tarih ve 2016/ 847 Esas, 2019/262 Karar sayılı Kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, kaldırma gerekçesi uyarınca işlem yapılmak üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK. m.353/1-a/3 hükmü uyarınca, KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.26/05/2022