Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2595 E. 2021/1596 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2595
KARAR NO : 2021/1596
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2019
NUMARASI: 2014/83 2019/135
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan maddi tazminat ve tedavi gideri,
İSTİNAF KARAR TARİH: 21/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili vekili dava dilekçesini özetle; … AŞ’nin maliki olduğu, … yönetimindeki, … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın 04/09/2013 tarihinde geri manevra yaparken müvekkiline çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, sürücü hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/131235 Esas sayılı soruşturma dosyası bulunduğunu, müvekkilinin yaralanmasından dolayı tedavi giderleri olduğunu, ameliyat geçirdiğini, SGK’nın karşıladığı tedavi giderleri dışında da kendisinin yaptığı ödemeler olduğunu, iş göremezlik nedeniyle kazanç kaybı bulunduğunu, belirli bir süre SGK primlerinin ödenmediğini, SGK tarafından tedavi gideri dışında müvekkiline 389,18-TL ve 1800,00-TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin kaza nedeniyle hastaneye ödediği faturalar toplamı 2.189,00-TL, yoksun kaldığı kazanç 3.666,00-TL olarak toplam 5.855,00-TL maddi kaybı bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu miktar tazminatın tüm davalılardan sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesi limiti ile sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00-TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … Anonim Şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili açısından davanın husumet yokluğu sebebiyle usulen reddi gerektiğini, kazanın oluşumunda müvekkili şirketin hiçbir kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, davacı kaza sonrasında sürücü tarafından en yakın hastaneye götürüldüğünü ve hastanede gerekli müdahaleler yapıldığını, davacı daha sonra kendi isteği ile tam teşekküllü bir özel hastaneye gittiğini ve bu sebeple oluşan masrafların müvekkili şirketten talep ettiğini, kanan ve yasalar gereğince söz konusu masraflar T.C. Sosyal Güvenlik Kurumunca ödeneceği için davanın T.C. Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar edilmesini talep ettiklerini, davacının 2 ay 10 gün boyunca işe gidemeyeceğinden bahisle ücret alacağını müvekkili şirketten talep etmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından 10.000,00- TL manevi tazminat talebi, kaza tarihinden işleyecek yasal faizi de dikkate alındığında fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… Davalı … AŞ’nin maliki olduğu, diğer davalı … yönetimindeki, davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın 04/09/2013 tarihinde geri manevra yaparken, davalıya çarptığı, bu kaza nedeniyle davacıda herhangi bir maluliyet durumunun oluşmadığı ancak 04/09/2013-26/11/2013 tarihleri arasında toplam 83 gün istirahatli olduğu, bu nedenle bu dönem içerisine davacının %100 malul olduğunun kabulünün gerektiği anlaşılmıştır.Öncelikle, davacının maddi ve manevi zararlarından davalıların sorumlu olup olmadıklarının değerlendirilmesi gerekmektedir.Davacı harçlandırılmış 13/12/2013 tarihli dava dilekçesinde davalılardan … AŞ, …. ve … şirketini davalı göstererek eldeki davayı açmıştır. Yargılama sırasında verilen 05/12/2016 günlü harçlandırılmamış dilekçe ile SGK davaya dahil edilmek istenmiştir. Dava tarihi ile dahili dava dilekçesinin Mahkememize ibraz edildiği tarihte ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK gereğince yargılama ancak davanın tarafları arasında yapılır ve karar da davanın tarafları hakkında verilir. Hakkında yöntemine uygun dava açılmayan kişi/kurum hakkında sorumluluk kararı verilemez. Dava açılmasının yol ve yöntemi 6100 sayılı HMK’da belirtilmiş olup öncelikle harçlandırılmış bir dava dilekçesinin bulunması gerekir. Harçlandırılmamış bir dilekçenin karşı yana tebliği ile o yan davanın tarafı durumuna getirilemez.(Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 21/09/2010 tarih, 2009/13093 Esas-2010/9351 Karar sayılı kararı)Bununla birlikte hukukumuzda, mecburi dava arkadaşlığı dışında dahili dava yoluyla davaya sonradan taraf dahil etme imkanı bulunmamaktadır. Ancak dahili dava dilekçesinin harçlandırılmış olması halinde, artık dahili dava dilekçesinde gösterilen davalılar hakkında ayrı bir dava açıldığının kabulü gerekir.(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 30/06/2003 tarih, 2003/1666 Esas-2003/7085 Karar sayılı kararı)Bu açıklamalar ışığında yargılama konusu olayımıza baktığımızda davacı vekili tarafından 05/12/2016 günlü harçlandırılmamış dilekçe ile SGK’nın davaya dahil edilmek istendiği ancak gerekli harçlar ikmal edilmeden dahili dava dilekçesinin Mahkememize ibraz edildiği, bu nedenle dahili dava dilekçesinin SGK’ya tebliğ edilmesinin bu tüzel kişiyi davanın tarafı haline getirmeyeceği kaldı ki dahili dava dilekçesi ile davaya dahil edilmek istenen SGK ile harçlandırılmış dava dilekçesi ile haklarında dava ikame olunan davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının da bulunmadığı anlaşıldığından SGK’nın dosyada taraf olmadığı ve bu nedenle bu davalı hakkında yargılama yapılıp hüküm kurmanın mümkün olmadığı Mahkememizce takdir ve kabul edilmiş ve Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmiştir.Davalı … AŞ kazaya karışan … plaka sayılı aracın maliki olmakla birlikte bu aracı 01/10/2012 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile dava dışı … A.Ş’ye kiraya verdiği, bu kiralama işleminin gerçek olup, uzun sayılabilecek bir süreyi kapsadığı, uzun dönem kiralamalarında araç işleteninin ya da sürücünün 3.kişilere vermiş olduğu zararlardan araç malikinin sorumlu olmayacağı anlaşıldığından bu davalıya karşı açılan maddi ve manevi tazminat istemli davanın reddine karar verilmiştir.Diğer davalılar açısından yapılan değerlendirme neticesinde ise,Davacı eldeki davayı geçici işgöremezlik tazminatı ve tedavi giderlerinin tahsili istemiyle açmıştır. 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. Sigorta şirketinin, poliçe primini ödeyen işleten ile sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun hakkında usulüne uygun dava açılmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtimiştir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.Somut olayda dava 6111 sayılı Yasa’nın yürürlüğünden sonra açılmıştır. Bu nedenle davacı tarafından faturalandırılan belgeli tedavi giderleri 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamında olup, hakkında usulüne uygun dava açılmayan SGK’nın sorumluluğunda bulunduğundan, davacının davalılar … Şirketi aleyhine açtığı tedavi giderlerinin tahsili istemli davasının reddine karar verilmiştir.Bununla birlikte davalılar … ve … Şirketinin kurumca karşılanmayan geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Bu kabulden sonra Mahkememizce alınan kusur raporuna göre meydana gelen kazada davacının kusursuz davalı … %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, bu tespitten sonra yapılan hesaplamada SGK tarafından ödenen geçici işgöremezlik ödeneği tenzil edildikten sonra davacının karşılanmamış 586,55-TL maddi zararının bulunduğu, alınan raporun oluşa, usul ve yasaya uygun olduğu kanaatiyle hükme esas alınıp, 586,55 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 04/09/2013 tarihinden, davalı … Şirketi yönünden dava tarihi olan 13/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrüre neden olmamak şartıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davacı ayrıca manevi tazminat isteminde de bulunmuştur……… tarafların kusur durumu, olay tarihi, olayın meydana geliş şekli dikkate alınarak davacı yararına 5.000,00- TL manevi tazminat takdir edilerek davalı …’dan tahsiline karar verildiği” gerekçesiyle;1-Hakkında usulüne uygun olarak harçlandırılmış bir dava dilekçesi ile açılmış bir dava bulunmayan Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,2-Davacının davalı … A.Ş’ye karşı açtığı maddi ve manevi tazminat istemli davasının REDDİNE,3-Davacının davalılar … ve … Şirketi aleyhine açtığı tedavi giderlerinin tahsili istemli davasının REDDİNE,4-Davacının davalılar … Şirketi aleyhine açtığı geçici işgöremezlik tazminatı istemli davasının KISMEN KABULÜ ile; 586,55-TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 04/09/2013 tarihinden, davalı … Şirketi yönünden dava tarihi olan 13/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrüre neden olmamak şartıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,5-Davacının davalı … aleyhine açtığı manevi tazminat istemli davasının KISMEN KABULÜ ile;Takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ’dan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,, karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili ve dahili davalı SGK vekili vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın tam kabulü gerekirken kısmen kabulünün hukuka aykırı olduğunu, davalı … Otomobil AŞ yönünden davanın reddinin hatalı olduğunu, SGK’nin yerel mahkemenin 22/11/2016 tarihli ara kararı uyarınca davaya dahil edilmesine rağmen yerel mahkemece davalı SGK yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin 2.132,18-TL tedavi gideri zararının hüküm altına alınmamasının da doğru olmadığını, müvekkili lehine hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu, müvekkili lehine sadece 586,55-TL geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesine rağmen AAÜT’nin 13/2 fıkrasına aykırı olarak hem 586,55-TL’yi geçecek şekilde hem de tek yerine ayrı ayrı olarak, hüküm fıkrasının 9 ve 11 nolu bentlerinde davalı sigorta şirketi ve davalı … AŞ lehine ayrı ayrı 2.725,00’şer-TL red vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Dahili davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun dahili dava edilmesinden sonra vekil ile temsil edilmesine rağmen müvekkili kurum lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1-25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacının poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’na göre zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın belgesiz ( faturasız) tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.Somut olayda dava 6111 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olup, dosya kapsamındaki belgeli (faturalı) tedavi giderlerinden SGK sorumlu olup, sigorta şirketi, sürücü ve işletenin sorumluluğu kalmamıştır.( Bknz. Yargıtay 17.HD’nin 2018/3739 Esas, 2020/2395Karar sayılı ilamı)Dosya kapsamına göre, SGK yerel mahkemenin 12/11/2016 tarihli celsenin 2 nolu ara kararı gereğince davacı vekilinin 05/12/2016 tarihli dilekçesi ile davaya dahil edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, dava 6111 Sayılı Yasa’nın yürürlük tarihinden sonra açılması ve SGK’nın dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmemesi karşısında SGK’nın yasal hasım olarak kendiliğinden davaya dahil olacağını kabul etmek mümkün değildir.Usul hukukumuzda, dahili dava müessesesinin bulunmadığı ve somut olayda 6111 sayılı Yasanın dava tarihinden önce yürürlüğe girmiş olduğu hususu gözetilerek, yerel mahkemece her ne kadar belgeli tedavi giderlerinden SGK sorumlu ise de davada taraf sıfatı bulunmayan Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında yerel mahkemece hüküm kurulmamasında ve belgeli (faturalı) davalı sürücü … Şirketi yönünden tedavi giderine ilişkin davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Öte yandan, davacı vekilince yerel mahkemenin ara kararı uyarınca SGK dahili dava edilmiş olup, bunda davacı tarafın kusuru bulunmadığından yerel mahkemece hakkındaki davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilen SGK lehine red vekalet ücretine hükmedilmemesinde de bir hata görülmemiştir.2-2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre trafik kaydı, işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde “işleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süreli kiralama ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin olan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.Bu yasal düzenlemeler karşısında kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir.Gerek doktrinde gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda, kazaya karışan araç davalı …AŞ tarafından 01/10/2012 tarihli kira sözleşmesi ile 1yıl süreyle dava dışı … AŞ … ‘ye kiralanmış; dava dışı … AŞ tarafından da 02/09/2013-07/09/2013 tarihleri arasında sürücü … teslim edilmiştir. Bu halde araç uzun süreli olarak dava dışı … AŞ’ye kiralanmış olup kaza tarihi itibari ile davalı … AŞ’nin fiili tasarrufunda değildir. O halde davalı … AŞ yönünden işleten sıfatı olmadığından yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.3- Kaza tarihi, kusur durumu, davacının yaralanmasının niteliği , tarafların sosyal ve ekonomik durumları hep birlikte nazara alındığında davacı için hükmedilen manevi tazmina az olmadığından , davacılar vekilinin bu husustaki istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3. maddesinde “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” Aynı tarifenin 13.maddesinde; “(1)Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Dosyanın incelenmesinde; davanın davalı sigorta şirketi yönünden başka sebebe dayalı olarak kısmen reddedilmiş olduğu, davalı … AŞ yönünden ise başka nedene dayalı olarak tümden reddedilmiş olduğu; ancak davalı sigorta şirketi lehine hükmedilen red vekalet ücretinin kabul edilen miktarı ( 585,55-TL’yi) geçtiği anlaşılmaktadır. Şu halde; her ne kadar red sebepleri farklı olan davalı sigorta şirketi ile davalı … AŞ yönünden ayrı ayrı red vekalet ücretine hükmedilmesi doğru ise de yerel mahkemece, yukarıda bahsi geçen yasal düzenlemeler dikkate alınarak davalı sigorta şirketi lehine kabul-red miktarını geçmeyecek şekilde red vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır. ( Bknz. Yargıtay 4. HD’nin 2020/1846 Esas, 2021/466 Karar sayılı ilamı)Açıklanan nedenlerle; dahili davalı SGK vekilinin istinaf itirazlarının tümden reddine, davacı vekilinin istinaf itirazlarının ise kısmen kabulü ile, yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince yerel mahkeme kararın kaldırılıp, 4 nolu bentte yeralan sebeplerle düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2019 tarih ve 2014/83 Esas, 2019/135 Karar sayılı kararına karşı dahili davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle tümden REDDİNE; davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise yukarıda (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle KABULÜNE, diğer istinaf itirazlarının ise yukarıda (2,3) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle REDDİNE,2-Dahili davalı SGK harçtan muaf olup istinaf başvurusu sırasında harç yatırmadığından alınması yada iadesi gerekli harç bulunmadığına 3-Davacıdan alınan istinaf karar peşin harcının davacıya iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerinde bırakılmasına, dahili davalı SGK tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına 5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2019 tarih ve 2014/83 Esas, 2019/135 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE; 6/1-Hakkında usulüne uygun olarak harçlandırılmış bir dava dilekçesi ile açılmış bir dava bulunmayan Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,6/2-Davacının davalı … A.Ş’ye karşı açtığı maddi ve manevi tazminat istemli davasının REDDİNE,6/3-Davacının davalılar … ve … Şirketi aleyhine açtığı tedavi giderlerinin tahsili istemli davasının REDDİNE,6/4-Davacının davalılar … ve … Şirketi aleyhine açtığı geçici işgöremezlik tazminatı istemli davasının KISMEN KABULÜ ile;586,55-TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 04/09/2013 tarihinden, davalı … Şirketi yönünden dava tarihi olan 13/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrüre neden olmamak şartıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,6/5-Davacının davalı … aleyhine açtığı manevi tazminat istemli davasının KISMEN KABULÜ ile;Takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,6/6-492 sayılı Yasa gereğince alınması gereken 381,61- TL harçtan, peşin alınan 270,80 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 110,81 TL harcın davalı … tahsili ile Hazineye irad kaydına,6/7- Maddi tazminat yönünden davacı lehine karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 586,55 -TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6/8- Manevi tazminat yönünden davacı lehine karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı … alınarak davacıya verilmesine, 6/9- Davalı …A.Ş lehine reddedilen maddi tazminat için karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 2.725,00- TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş’ye verilmesine,6/10-Davalı … A.Ş lehine reddedilen manevi tazminat için karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 2.725,00- TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş’ye verilmesine,6/11-Davalı … Şirketi lehine reddedilen maddi tazminat için karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 586,55- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Şirketi’ne verilmesine,6/12-Davacı tarafından başlangıçta yapılan 24,30 TL başvurma harcı + 270,80-TL peşin harç olmak üzere yapılan toplam 295,10 TL yargılama giderinin davalılar … ve … Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak (Davalı Sigorta şirketinin yargılama giderlerinin 64,36 TL’lik kısmından sorumlu olması ve tahsilde tekerrüre neden olunmaması şartıyla) davacıya verilmesine,6/13-Davalı … A.Ş tarafından yapılan toplam 110,00- TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş’ye verilmesine,6/14-Davacı tarafından yapılan 2.218,10- TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre takdiren 781,55 TL’sinin davalılar … ve … Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak (Davalı Sigorta şirketinin yargılama giderlerinin 222,20 TL’lik kısmından sorumlu olması ve tahsilde tekerrüre neden olunmaması şartıyla) davacıya verilmesine,6/15-Tarafların yatırdığı gider avansından arta kalanın, kararın kesinleşmesi halinde avans yatırana iadesine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/10/2021