Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/249 E. 2019/370 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/249
KARAR NO : 2019/370
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2018
NUMARASI : 2017/1206 E. – 2018/477 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/02/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davacı şirkete … sigortası ile sigortalı bulunan …. plaka sayılı kamyonetin karıştığı kaza sonucu diğer araçta oluşan hasar nedeniyle 21.675,00-TL hasar bedelinin ödendiğini, davalı sigortalı sürücüsünün olay yerini terk ederek sigorta sözleşmesi hükümlerine aykırı hareket ettiğini, bu nedenle dava dışı üçüncü kişiye ödenen 21.675,00-TL hasar bedelinin tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını, yapılan takibin davalının itirazı ile durdurulduğunu belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; uyuşmazlıkta tüketici mahkemelerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle HMK 114/1-c maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacı şirkete sigortalı aracın ticari kamyonet niteliğinde bulunduğunu, bu nedenle ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davaya konu zararlandırıcı eylem 21/02/2016 tarihinde meydana gelmiş; dava ise, 17/11/2017 gününde açılmıştır. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 09.05.2017 gün ve 2016/12022 esas ve 2017/5268 karar sayılı ilamında, yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12/06/2017 tarih ve 2015/611 E., 2017/6702 K. Sayılı ilâmında ve yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 20116/13768E-2017/6670K sayılı ile, 17/11/2015 tarih 2015/1305 E., 2015/12318 K. sayılı ilâmında da belirtildiği şekilde; 07.11.2013 tarihinde kabul edilen, 28.11.2013 tarihli 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde: “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik işlemleri kapsar” hükmüne yer verilmiş; Yasa’nın 3.maddesinin (1.) bendinin (1) alt bendinde: “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi”; aynı maddenin (k) alt bendinde ise: “Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı maddenin (d) alt bendinde: “Hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu ifade eder” düzenlemesine yer verilmiştir. Bir hukuki işlemin, 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için; yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal veya hizmet satışının: başka bir ifade ile bir tüketici işleminin olması gerekir. 6502 sayılı Yasanın 73/1’inci maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davaların, tüketici mahkemelerinde çözümleneceği” öngörülmüştür.Somut olay değerlendirildiğinde, davacının yasada tanımlanan şekilde satıcı, özel araç maliki davalının ise tüketici olduğu anlaşılmaktadır.Davanın da 6502 sayılı Tüketici Yasasının yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden sonra 17/11/2017 tarihinde açılmış olmasına göre davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı … şirketinin yaptığı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçe uyarınca;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin HKMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının düşümü kalan 8,50-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye İrat kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. 353/1-b/1 ile 362/1-c hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/02/2019