Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2463 E. 2021/2109 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2463
KARAR NO: 2021/2109
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2019
NUMARASI: 2015/1037 E. – 2019/293 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili 30/10/2015 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’ın, 04.07.2008 günü saat 17.00 sıralarında Emirdağ İlçesinden Çay ilçesi istikametine seyir halindeyken meydana gelen trafik kazasında, kendi sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile vefat ettiğini aracın ZMS ile davalı … şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, müteveffa …’ın, müvekkillerinden … ve …’ ın babaları olup, diğer müvekkillerinden … ve …’n ise oğulları olduğunu, müteveffanın ölümünden sonra çocukların anneleri olan …’ın, çocukları terk ettiği, bu sebeple de çocukları müvekkillerine teslim ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir müvekkili için 500,00-TL’den toplam 2,000,00-TL maddi (destekten yoksun kalma) tazminatın dava tarihinden itibaren başlayacak olan ticari avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 10/10/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah ederek, davacı … için 6.751,06 TL, davacı … için 42.774,74 TL, davacı … için 28.043,33 TL, davacı … için 22.430,87 TL olacak şekilde toplamda 100.000,00 TL’nin dava tarihi itibarı ile avans faizi ile beraber hükmen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Mahkememiz dosyasında, …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorlu bisiklet aracıyla, banket üzerinde park halinde bulunan …’ in sürücülüğünü yaptığı … plakalı kamyona çarparak vefat ettiği, … plakalı aracın … Sigortadan … numaralı 29/03/2008-2009 tarihleri arasında geçerli KTK-ZMMS Trafik Sigortası bulunduğu, … plakalı aracın sürücüsü …”in trafik kazasında % 100 kusurlu olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında; baba … için 6.751,06 TL, anne … için 42.774,74 TL, 1 .Çocuk … için 28.043,33 TL, 2.çocuk … için 22.430,87 TL tazminatın hesaplandığı göz önüne alınarak davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulması gerekmiştir.” gerekçesi ile; Davanın kabulü ile davacı … için 6.751,00 TL, davacı … için 42.774,74 TL, davacı … için 28.043,33 TL, davacı … için 22.430,87 TL’nin 30/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; davacılar murisinin kaza anında yeterli bir ehliyetnameye sahip olmaması sebebiyle alacaklı borçlu sıfatlarının birleştiği, müteveffa sürücü …’ın kaza anında ehliyetnamesi olmaması nedeniyle müvekkilİ sigorta şirketinin sigortalıya rücu hakkı doğduğunu, davacılar müteveffanın mirasçıları olup bu durumda söz konusu davada hükmedilmiş tazminat doğrultusunda müvvekkili sigorta şirketinin yine davacılara mirasçı sıfatlarından dolayı rücu edebileceğini, dolayısı ile somut olayda alacaklı ve borçlu sıfatları aynı kişide birleştiğinden borç sona ermekle davanın reddi yönünde hüküm kurulması gerekirken kabulüne karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 04/07/2008 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı davalıya ZMMS poliçesiyle sigortalı motosikleti ile banket üzerinde park halinde bulunan …’ın sürücülüğünü yaptığı … plakalı kamyona çarparak vefat ettiği, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı istemiyle bu davayı açtıkları anlaşılmıştır. Görülmekte olan davada, talebin dayanağını oluşturan kaza, 04/07/2008 tarihinde meydana gelmiş olup; kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve HGK kararları ile Yargıtay özel dairesinin yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü-işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişilerin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu, üçüncü kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişi bakımından BK’nun 135.maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşme durumunun da gerçekleşmemiş bulunduğu konusunda (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 16/04/2019 gün 2016/10995 Esas-2019/4807 Karar sayılı ve Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14/02/2019 gün 2016/5779 Esas-2019/2850 Karar sayılı yeni emsal içtihatları) duraksamamak gerekir. Davacılar üçüncü kişi sıfatıyla dava açmış olduklarından müteveffanın kusuru kendilerine yansıtılamayacağından tazminat talebinin reddi veya tazminat miktarından indirim söz konusu olamayacağından bu yöndeki davalı vekilinin istinaf talebinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 03/04/2019 tarih 2015/1037 E. 2019/293 K. sayılı kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-)İstinaf eden davalıdan alınması gereken 6.831,00-TL harçtan peşin yatırılan 1.708,00-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 5.123,00-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK’nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nun 362/1-a madde gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.23/12/2021