Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2454 E. 2022/686 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2454
KARAR NO: 2022/686
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2019
NUMARASI: 2018/433 Esas 2019/546 Karar
DAVA TÜRÜ: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 26/04/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan davalı sigorta şirketine ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın, 19/02/2016 tarihinde müvekkillerinin müşterek çocukları …’in kullandığı motosiklete çarpması sonucunda …’in vefat ettiğini, her ne kadar kazanın oluşumunda kusurun tamamının müvekkillerinin murisi olan …’e ait olduğu tespit edilmiş ise de, Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre murisin kusurunun mirasçılara yansıtılamayacağını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile evlatlarını kaybeden müvekkillerinin her biri için yargılama aşamasında kesin olarak belirlenecek ve talep artırım dilekçesi ile artırılacak tutar açısından, şimdilik 1.000 er TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla yargılama aşamasında kesin olarak belirlenecek ve talep artırım dilekçesi ile artırılacak tutar açısından şimdilik 100 TL tedavi gideri ve 100 TL defin giderleri masrafının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak müvekkillerine verilmesine, müvekkillerinden anne … için 150.000 TL ve baba … için 150.00 TL olmak üzere toplam 300.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalı …’dan alınarak müvekkillerineverilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 2 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığını, müteveffa desteğin kazada tam kusurlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, dolayısıyla sigortacı olan müvekkilinin de sorumluluğu bulunmadığını, manevi tazminatın teminat kapsamında olmadığını, defin giderinden de sorumlu olmadıklarını, müterafik kusur durumunun dikkate alınması gerektiğini, faizin yasal faiz ve faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir. Diğer davalı yazılı beyanda bulunmamış, duruşmaya gelerek, kazada kusurun ölende olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Son oturumda hazır bulunan davacılar vekili ATK tarafından düzenlenen kusur raporuna bir itirazları olmadığını, ancak dosyaya sunmuş oldukları Yargıtay ilamlarına göre murisin kusurunun mirasçılara yansıtılamayacağını, bu nedenlerle davalıların kusursuz sorumluluk kapsamında tazminattan sorumlu tutulmalarını talep etmiştir. Her ne kadar davacı vekili, dosyaya sunmuş olduğu Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/787 esas 2012/92 karar sayılı ilamıyla tazminat talep eden tarafın murisinin kusurlu olmasının mirasçılara yansıtılamayacağını, mirasçıların bağımsız olarak destekten yoksun kalma tazminatı isteyebileceğini iddia etmiş ise de; dosyaya sunulan Yargıtay ilamının tek taraflı trafik kazalarına ilişkin olduğu, tek taraflı trafik kazalarında muris tamamen kusurlu olsa bile mirasçıların murisin sevk ve idaresinde bulunan araca ilişkin ZMM sigorta poliçesi kapsamında tazminat talep edebileceği, ancak çift taraflı trafik kazasında mirasçıların karşı tarafa ait ve kazanın oluşumunda kusursuz olan taraftan tazminat talep edemeyeceği mahkememizce değerlendirilmiştir. Her ne kadar davalı sigorta vekili zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de; Karayolları Trafik Kanunun 109/1 maddesine göre zararı öğrenme tarihi en erken davacıların murisinin kazaya bağlı olarak ölümüne ilişkin ATK tarafından düzenlenen 26/10/2016 tarihli rapor olduğu, rapor tarihi itibariyle 2 yıllık zaman aşımı süresi geçmediğinden bu yöndeki itirazın reddine karar verilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; çift taraflı trafik kazasında davacıların murisi olan …’in kazanın oluşumunda tamamen ve asli kusurlu olduğu, davalı tarafın herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı tarafın kusursuz olarak 2918 Sayılı Kanunun 85 ve 92.maddelerine göre sorumlu tutulmalarının hukuken mümkün olmadığı, davalı tarafın kusursuz sorumluluğunu gerektirir herhangi bir nedenin de bulunmadığı dikkate alınarak açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesi ile; 1-Davalı sigorta şirketinin zaman aşımı itiarızının Karayolları Trafik Kanunun 109/1 maddesine göre zararı öğrenme tarihi en erken ATK tarafından düzenlenen 26/10/2016 tarihli rapor olduğu, rapor tarihi itibariyle 2 yıllık zaman aşımı süresi geçmemiş olduğundan REDDİNE, 2-Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemli davanın sübuta ermediğinden REDDİNE karar verilmiş, verilen karara karşı davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, davalı sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri, bu hukuki gerçekliklere rağmen mahkemenin eksik ve hatalı incelemesi sonuncu red kararı vermesinin haksız ve hukuka aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatı, manevi tazminat, tedavi gideri ve defin gideri tazminatı istemine ilişkindir. 19/02/2016 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan davalı sigorta şirketine ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın, davacıların murisi olan müşterek çocukları …’in kullandığı motosiklete çarpması sonucunda …’in vefat ettiği, davacıların destekten yoksun kaldıkları, üzüntü duydukları iddiasıyla davalı sürücü ve ZMM sigortacısı aleyhine maddi ve manevi tazminat istemiyle bu davayı açtıkları anlaşılmıştır.Toplanan delillerin ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesiyle birlikte istinaf başvuru nedenleri de gözetilmek suretiyle incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporunda davalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit edilmiş olmasına, bu rapora davacılar vekilinin de itirazının olmamasına, ilk derece mahkemesince vefat edenin kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olması nedeniyle destekten yoksun kaldığını iddia edenler yararına destekten yoksun kalma maddi tazminatına hükmedilemeyeceği görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı tarafın dayanağı yargısal içtihatların somut olaya ilişkin bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1/Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/05/2019 tarih ve 2018/433 Esas 2019/546 Karar sayılı kararına yönelik davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2/İstinaf eden davacılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70-TL harçtan davacı … tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın düşümü ile 36,30-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davacı …’den, 80,70-TL harcın ise davacı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.18/05/2022