Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2453 E. 2022/677 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2453
KARAR NO: 2022/677
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2019
NUMARASI: 2017/281 Esas 2019/234 Karar
DAVA TÜRÜ: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 09/03/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; 15/12/2016 tarihinde davalının trafik sigortası teminatı altındaki dava dışı …’nın yönetimindeki … plakalı açık kasa kamyoneti ile karıştığı tek taraflı kazada, kamyonette yolcu olarak bulunan davacıların murisi …’ ün ağır yaralandığını ve kaldırıldığı hastanede tedavisi devam ederken hayatını kaybettiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, sigorta şirketinden 06/02/2017 tarihinde tazminat talep edildiğini ve KTK 97. madde gereğince 15 gün beklendiği ancak cevap verilmediğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilleri … için 1.700,00-TL, … için 1.700,00-TL olmak üzere toplam 3.400,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının başvuru tarihi olan 06.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 19/12/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; davacı … için destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebini 37.621,92 TL’ye, davacı … için destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebini 14.626,93 TL’ye yükselterek, bu miktarların tahsiline karar verilmesini, talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu gereğince davacının usuli yükümlülüğü olan başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığından davanın usulden reddinin gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın trafik sigortası teminatları altında olduğunu, kusur ve zararı bilirkişilerin belirlemesi gerektiğini, hatır taşıması ve müterafik kusur olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, nüfus kaydı, trafik kazası tespit tutanağı, SGK müzekkeresi, araç tescil bilgileri, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, kusur tespiti, Ceza/Soruşturma dosyası, sosyal ve ekonomik durum araştırması, ATK raporu, hesap/Aktüer raporu, ıslah dilekçesi, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; 15.12.2016 tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile uçuruma yuvarlanması nedeniyle tek taraflı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiği, kazada araçta yolcu olarak bulunan …’ün öldüğü, kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücü …’nın %100 oranında kusuru olduğu, müteveffaya atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, davacıların müteveffa/desteğin çocukları olduğu, mahkememizce İstanbul ATK 1. Adli Tıp İhtisas Kurulundan alınan rapora göre müteveffanın 15/12/2016 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı yaralanması ile ölümü arasında illiyet bağının bulunduğu, davada trafik(ZMMS) poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin de taraf olması nedeni ile poliçe tarihi itibariyle 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartların uygulanması gerektiği, bu doğrultuda hazırlanan gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporuna göre davacı …’ ün 37.621,92 TL, yine davacı 14.626,93 TL destekten yoksun kalması nedeniyle zarara uğradıkları, her ne kadar davalı vekilince istiap haddinin aşılması nedeniyle müterafik kusur indirimi talep edilmiş ise de desteğin yolcu bulunduğu aracın bir sürücü, iki yolcu kapasitesi bulunduğu, destek … araca bindiğinde istiap haddinin aşılmadığı, daha sonra seyahat sırasında araca dava dışı …’ in 3. yolcu olarak binmesi nedeniyle istiap haddinin aşıldığı, istiap haddinin bu şekilde aşılmasında desteğe yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, bu nedenle istiap haddi ile ilgili olarak tazminattan indirim yapılmasının gerekli olmadığı, ayrıca desteğin traktörünü değiştirmesi nedeniyle sürücü ile arasında bir alım satım ilişkisi bulunduğu ve bu ilişki kapsamında dava dışı …’ nın sürücüsü olduğu araçta yolcu olarak bulunulduğu, bu haliyle sürücü ve destek şahıs arasında menfaat ilişkisi bulunduğundan tazminattan hatır taşıması söz konusu olmaması nedeniyle indirim yapılmadığı, … plakalı aracı kaza tarihini kapsar şekilde KTK Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalayan davalı sigorta şirketinin davacı tarafın maddi zararından kaza tarihindeki poliçe limitleri içinde kalmak kaydıyla KTK’nın 97. maddesine göre sorumlu olduğu, zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru tarihi olan 06.02.2017 tarihinden itibaren 8 iş günü ödeme süresi nazara alındığında 15.02.2017 tarihinde temerrütün oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın destekten yoksun kalma tazminatı yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; 1-Davanın KABULÜNE, 2-Destekten yoksun kalma tazminatı olan, davacı … yönünden 37.621,92 TL, davacı … yönünden 14.626,93 TL’nin 15.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile davalı sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Somut olayda müteveffanın karlı, buzlu, eğimli ve virajlı bir yolda zincirsiz bir araçta yolculuk yapmayı kabul etmekle ve ayrıca tüm bu tehlikelerin yanı sıra kamyonet şeklinde dolayısıyla en fazla 3 kişi alabilecek bir araçta 4 kişi olarak ve bir traktörle yolculuk yapmayı sürdürmekle, bir anlamda zarara önceden razı olduğu, dava konusu kaza sırasında müteveffanın müterafik kusuru bulunduğundan tazminattan bu hususta indirim yapılması gerektiği, mahkemece bu husustaki itirazlarının kabulü yerine haksız ve yetersiz değerlendirmeler neticesinde reddedilmesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemine ilişkindir. 15.12.2016 tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile uçuruma yuvarlanması nedeniyle tek taraflı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiği, kazada araçta yolcu olarak bulunan …’ün yaralandığı ve hastanede vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücü …’nın %100 oranında kusuru olduğu iddiası ile ölen …’ün mirasçıları olan çocukları olan davacıların, destekten yoksun kalma tazminatı istemiyle aracın ZMM sigortacısı olan davalı aleyhine bu davayı açtıkları anlaşılmıştır. Toplanan delillerin, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesiyle birlikte istinaf başvuru nedenleri de göz önüne alınmak suretiyle incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, hükme esas alınan uzman bilirkişi raporundaki belirlemelerin ve hesap yönteminin oluşa, yerleşmiş uygulamalara uygun denetime elverişli gerekçeler içermesi karşısında hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, yine hükme esas alınan kusurla ilgili raporun oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetlenebilir nitelikte olması nedeniyle hükme esas kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tüm bunlardan ayrı müterafik kusurun davalı tarafça ispatlanamamış olmasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1/İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2019 tarih ve 2017/281 Esas 2019/234 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2/İstinaf eden davalıdan alınması gereken 7.138,24-TL harçtan peşin yatırılan 893,00-TL harcın düşümü ile 6.245,24-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.18/05/2022