Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2446 E. 2022/518 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2446
KARAR NO: 2022/518
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2018
NUMARASI: 2017/668 Esas 2018/947 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların sürücüsü, işleteni ve ZMMS’si olduğu … plakalı aracın 07/12/2015 tarihinde temlik eden …’a ait … plakalı araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, mevcut kaza sonucu … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı alacağının, araç sahibi … tarafından müvekkili … Ltd Şti’ye temlik edildiğini, değer kaybının bağımsız eksper tarafından 6.600,00 ila 7.920,00-TL arasında olarak tespit edildiğini, değer kaybının tespiti için 354,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300,00-TL’nin kaza tarihinden, bu mümkün görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 17.05.2018 tarihli dilekçesi ile talebini toplam 3.878,00-TL olarak ıslah etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 17/11/2015- 17/11/2016 vadeli … nolu karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun poliçe teminat miktarı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediği gibi temerrüdünün de söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın çalıştığı şirketin aracı olduğunu, kazadan sonra işten ayrıldığını bu sebeple kendisinin bu davada bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın kendisi yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ”… kaza olayı sonucunda maddi hasar ile ilgili olarak sürücüler tarafından düzenlenmiş olan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı, eksper raporu ve bilirkişi raporu değerlendirildiğinde; Zincirleme kazada ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken 2 farklı kaza bulunduğu ve sadece birinci kazanın dava konusu olduğu; dava konusu olmayan ikinci kaza ile ilgili işbu raporda değerlendirme yapılmadığı; Sürücü …’nun yönetimindeki … plakalı aracı ile seyrederken önündeki … plakalı araç ile emniyetli takip mesafesini korumadığı ve trafiğin durduğu anda duramayarak arkadan çarptığı için Karayolları Trafik Kanununun 56/c – 84/d ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 107 – 157/a/4 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; birinci kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu, Genel Şartlara göre yapılan değerlendirme sonucunda değer kaybının 3.878,00-TL olduğu anlaşılmış olup, bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davacı taraf her ne kadar ekspertiz ücretini de yargılama gideri olarak talep etmiş ise de, bu gidere ilişkin talebi için harç yatırmamıştır. Ayrıca davacının yaptırdığı ekspertize rağmen sigorta şirketi tarafından ayrıca ekspertiz incelemesi yaptırılıp rapor alınmış olması da gözetilerek dava açılmadan önce yapılması gereken masraflardan olmadığı kanaatiyle bu talep ile ilgili yargılama giderlerine ilişkin yapılan değerlendirmelere dair hüküm fıkralarında da belirtildiği üzere talebin reddine karar vermek gerektiği”, gerekçesiyle, Davanın kabulü ile 3.878.00- TL tazminatın 17/07/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … AŞ vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: davalı … AŞ vekili; davacının ıslah ile artırdığı tazminat talebinin zaman aşımına uğradığını, cevap dileksinde belirttikleri tanık dinlenmeden ve davacının aktif husumetinin bulunup bulunmadığı değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, davaya konu temlik alacağının geçerli bir temel ilişkiye dayanması gerektiğini ve bu temel ilişkinin geçerliğinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, yerel mahkemece hükmedilen faiz türü ve faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; somut olayda 14.06.2017 tarihli yazılı ve imzalı temlik sözleşmesi ile dava dışı kazalı araç maliki …’ın davacı temlik alana dava konusu kazaya ilişkin olarak aracında meydana gelen değer kaybı alacağını temlik ettiği anlaşılmakla, alacağın temliki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 183. maddenin 1. fıkrasında kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği kabul edilmiş olduğundan, davacının temlik tarihi itibariyle davalılardan olan alacağını temliknameye dayalı olarak isteyebilecek olmasına (Bknz. Yargıtay 17.HD’nin 2020/3102 Esas, 2021/591 Karar sayılı ilamı), temliknamenin sebebini davacı tarafça ispat mecburiyeti bulunmamasına, temliknamenin geçerli olduğunun anlaşılmasına, kazaya sebebiyet veren davalı aracı minibüs olup, davalı şirket adına kayıtlı olmakla yerel mahkemece ticari faize (avans faizine) hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına; sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 99/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşeceği, davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise zararın tamamı için dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılacağı düzenlenmiş olup, eldeki davada dosya kapsamına göre davacı tarafça davadan önce 07.07.2017 tarihinde davalı … şirketine başvurulduğu anlaşılmış olmakla, davalı … bu tarihten itibaren 8 iş günü sonrası olan 17/07/2017 tarihinde temerrüde düşmüş sayılacağından yerel mahkemece davacı zararına 17/07/2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesinde de bir hata bulunmamasına göre(Bknz. Yargıtay 17. HD’nin, 2015/2687 E., 2017/9536 K. sayılı ilamı) , davalı … vekilinin bu hususlardaki istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir. 2-2918 Sayılı KTK.’nun 109/1. maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Somut olayda, maddi hasarlı trafik kazası 07.12.2015 tarihinde meydana gelmiş, ıslâh dilekçesi ise 17.05.2018 tarihinde verilmiştir. Islâh dilekçesi davalı … vekiline 04.06.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı … vekili 18.06.2018 tarihili dilekçesiyle ıslâh edilen miktara karşı ve süresi içinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ıslâhla arttırılacak miktar için de zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Somut olayda, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren ıslâh tarihine kadar iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, bu nedenle yerel mahkemece ıslah zaman aşımı def’ine bulunan davalı … yönünden ıslâh ile artırılan miktara ilişkin talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (Bknz. Yargıtay 17.HD’nin 2015/5170 Esas, 2016/2214 Karar sayılı ilamı) Açıklanan nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE; yukarıda (2) bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2018 tarih ve 2017/668 Esas, 2018/947 Karar sayılı kararına karşı davalı … vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE; yukarıda (2) bentte açıklanan nedenlerle KABULÜNE; 2-Davalı … AŞ tarafından yatırılan istinaf karar peşin harcının kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan diğer giderlerin ise takdiren davalı … AŞ üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2018 tarih ve 2017/668 Esas, 2018/947 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE; a-)Davacı tarafından davalılar … Sigorta A.Ş, … Ltd. Şti. aleyhine açtığı davanın KABULÜ ile; 3.878.00- TL tazminatın (Davalı … AŞ sadece 300,00-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) 17/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, b-)Harçlar yasası uyarınca belirlenen 264,90-TL karar ve ilam harcından 31,40- TL peşin harç ile 61,11-TL ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 172,39-TL bakiye harcın (davalı … AŞ 13,27-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, c-)Davacı tarafça başlangıçta yapılan 67,40-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan posta tebligat ücreti 269,50 TL, bilirkişi ücreti 500,00 TL ve 61,11- TL ıslah harcı toplamı olan 898,01- TL yargılama giderinin ( davalı … AŞ 69,14-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, -354,00 TL ekspertiz ücretine ilişkin yargılama gideri talebinin yerinde görülmediğinden reddine, d-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜTF’si uyarınca 2.180,00- TL vekalet ücretinin ( davalı … AŞ 167,86-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, e-)Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.14/04/2022