Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2443 E. 2021/1066 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2443
KARAR NO: 2021/1066
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2019
NUMARASI: 2014/1089 E. 2019/180 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava açan dilekçesinde özetle; 15/10/2013 günü davalılardan sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı araç ile … Caddesinden Gaziosmanpaşa istikametine seyir halindeyken Gaziosmanpaşa istikametine gitmekte olan … idaresindeki … plakalı araca çarptığını, daha sonra duramayarak yaya kaldırımına çıkarak müvekkilleri … ve …’ya çarpmak suretiyle ağır şekilde yaralanmalarına neden olduğunu, 15/10/2013 tarihli trafik kazası tespit tutanağına göre trafik kazasının meydana gelmesinde ve müvekkillerinin yaralanmasında davalı sürücü …’ın tam kusurlu olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkili … için 8.000,00 TL, … için 2.000,00 TL olmak üzere 10.000,00 TL maddi tazminatın davalı … yönünden olay tarihinden, davalı ZMM sigortacısı yönünden dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile, ayrıca müvekkili … için 25.000,00 TL, … için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalı …’dan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ve akrabalarının kaza sonrasında davacılar ile yakınen ilgilendiklerini, ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını, davacıların bu nedenle müvekkilinden şikayetçi olmadıklarını, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, kazanın trafik ışığının değişmesi anında müvekkilinin fren yapmasına rağmen meydana geldiğini, hızının da yüksek olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili sigortacı şirket tarafından tanzim edilen 19/02/2013/2014 vadeli, … poliçe nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin ancak işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği hallerde zararı gidermekle yükümlü olduğunu, işletenin sorumluluğunun da ancak sigortalı araç sürücüsünün sorumluluğunun doğması ile ortaya çıkacağını, davaya konu edilen kazadan dolayı açılan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/155760 soruşturma sayılı dosyasının celbini talep ettiklerini, SGK’dan rücuya tabi bir ödeme alınıp alınmadığının araştırılmasının gerektiğini, alınmış ise bu tutarın tazminat hesabından mahsup edilmesini talep ettiklerini beyanla, davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan emiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; meydana gelen trafik kazasında davacı …’nın yaralanmasının sürekli maluliyetine sebep olmadığı ve tedavi süresinin 3 hafta olduğu, davacı …’nın ise %4,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı ve tedavi süresinin 23 ay olduğu, kazanın meydana gelmesinde davalı …’ın %100 oranında kusurlu olduğu kanaatiyle ve maddi tazminatın hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporu da dayanak tutularak, -davacı …’nın maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile sürekli iş göremezlik tazminatı 46.421,72 TL, geçici iş göremezlik tazminatı 9.053,70 TL ve yol masrafı 500,00 TL olmak üzere toplam 55.977,42 TL maddi tazminatın davalı … yönünden olay tarihi olan 15/10/2013 tarihinden, davalı … Sigorta Şirketi yönünden ise dava tarihi olan 11/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, -davacı …’nın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, -davalı …’nın maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile geçici iş göremezlik tazminatı 511,20 TL ve yol masrafı 300,00 TL olmak üzere toplam 811,20 TL maddi tazminatın davalı davalı … yönünden olay tarihi olan 15/10/2013 tarihinden, davalı … Sigorta Şirketi yönünden ise dava tarihi olan 11/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, -davacı …’nın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … Türk Sigorta vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf sebepleri; müvekkilleri lehine hükmedilen manevi tazminatın az olduğu, müvekkillerinin iyileşmelerinin aylar aldığı, maluliyetle ilgili raporun yeterli olmadığı, maddi tazminatın yetersiz oduğu, hususlarına ilişkindir. Davalı … Türk Sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri; dosyada mevcut 15/10/2013 tarihli uzlaştırma teklif formu ile davacıların uzlaşmayı kabul ettikleri, uzlaşmanın sağlanması halinde davanın açılma imkanı olmadığı, açılan davadan da feragat etmiş sayıldıkları, yerel mahkemece bu hususun irdelenmediği, hükümde davacı taleplerinin aşıldığı, kusur raporu alınmadan hüküm kurulduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, bilirkişi tarafından davacının gelirinin hatalı hesaplandığı, tedavi gideri, yol, muayene, refakatçi v.s masrafların SGK’nın sorumluluğunda bulunduğu, müvekkili şirketin bu tedavi giderlerinden sorumlu olmadığı, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceme sonunda; Elde ki dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı …’ın, sevk ve idaresinde ki … plakalı araç ile seyir halinde iken Gaziosmanpaşa istikametine gitmekte olan … idaresindeki … plakalı araca 15/10/2013 çarptığı, daha sonra duramayarak yaya kaldırımında ki davacılar … ve …’ya çarpmak suretiyle yaralanmalarına neden olduğu, davacı …’nin Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulunun 21/08/2017 tarih ve 18021 nolu raporunda tespit edildiği üzere % 4,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş ve iyileşme süresi kaza tarihinden itibaren 23 aya kadar uzayabilecek şekilde, davacı …’in de Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulunun 20/04/2015 tarih ve … nolu raporunda tespit edildiği üzer maluliyet tayinine mahal olmayacak ve iyileşme süresi kaza tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, davacıların bu yaralanmaları nedeniyle elde ki maddi ve manevi tazminat istemli davayı açtıkları, anlaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda; kazanın meydana geldiği tarih, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, davacılarda meydana gelen yaralanmanın niteliği, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Bu sebeple bu hususta ki istinaf istemi yerinde değildir. Diğer istinaf nedenlerine ilişkin yapılan inceleme sorucunda; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesinde de usul ve yasaya aykırılık olmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde T.B.K.nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına, davacı tarafın davadaki ıslahına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle davacının talebinden fazlaya karar verilmemiş olmasına, ceza soruşturmasında iddia edilen uzlaşmanın yargılama aşamasında açıkça ileri sürülmemesi nedeniyle istinaf aşamasında ileri sürülemeyecek olmasına göre, davacılar vekili ile davalı … Türk Sigorta vekilinin istinaf istemlerinin HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin başlıkta yazılı kararına yönelik davacılar vekili ile davalı … Türk Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-)İstinaf eden davalı … Türk Sigorta Şirketinden alınması gereken 3.641,13-TL ilam harcından peşin yatan 989,71-TL’nin düşümü ile bakiye 2.651,42-TL’nin bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-)İstinaf eden davacılardan ayrı ayrı alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin yatan 44,40’ar-TL’nin düşümü ile 14,90’ar-TL harcın davacılardan ayrı ayrı alınarak Hazineye gelir kaydına, 4-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-)Yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.24/06/2021