Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2441 E. 2022/1093 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2441
KARAR NO: 2022/1093
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2019
NUMARASI: 2015/66 Esas – 2019/306 Karar
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın maliki diğer davalı …’nın sürücüsü bulunduğu, davalı … nezdinde ZMM sigortalı … plaka sayılı aracın, yaya geçidinden yolun karşısına geçmeye çalışan vekil edenine çarpması neticesinden meydana gelen 29/11/2014 günlü trafik kazasında davacı …’nin vücudunda kemik kırıkları oluşacak biçimde yaralanarak çalışamaz hale geldiğini, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü …’nın kusurlu bulunduğunu beyanla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 6.000,00-TL iş göremezlik ve 4.000,00-TL maluliyet tazminatının kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; 09/09/2018 günlü ıslah dilekçesi ile de maddi tazminata ilişkin istek miktarını 23/09/2018 günlü bilirkişi raporu doğrultusunda 60.831,68-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; talep konusu kazaya davacının dikkatsizliği ve tedbirsizliğinin sebep olduğunu, davalılara atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, kaldı ki davacıya 10.000,00-TL’yi aşan miktarda maddi yardımda bulunulduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yaralanmasıyla oluşan trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı aracın, vekil edeni şirket nezdinde 03/09/2014-03/09/2015 tarihleri arasını kapsar biçimde ZMM sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olması nedeniyle, kusur durumunun ve davacının uğradığı zararın, usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerektiğini ayrıca, sigorta şirketinden kaza tarihinden itibaren ticari faiz talebinde de bulunulamayacağını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücü …’nın %75 oranında, davacı yayanın ise %25 oranında kusurlu olduğu, kaza neticesinde davacının %5,1 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme sürecinin 9 ay bulunduğu benimsenmek suretiyle hükme esas alınan aktüar bilirkişi raporu doğrultusunda; -Davanın KABULÜ ile 41.264,62 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ile 19.567,06 TL geçici işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 60.831,68 TL tazminatın tüm davalılar için ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren, … yönünden dava tarihinden diğer davalılar … ve … için kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru ise de faiz cinsi ve faiz başlangıcı yönünden kararın hatalı olduğu, düzeltilmesi gerektiğine ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf nedenleri; dosya kapsamında temin edilen ve … tarafından düzenlenen kusur raporu ile ATK tarafından düzenlenen kusur raporu arasındaki çelişki giderilmeden ve talep edildiği halde İTÜ’den seçilecek bilirkişi heyetinden kusura ilişkin rapor alınmadan ATK kusur raporu doğrultusunda hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen cismani zarara dayanarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle konusunda uzman ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlendiği anlaşılan 20/02/2018 günlü kusura ilişkin rapordaki belirleme ve değerlendirmelerin, dosya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi, söz konusu bu rapordaki tespitlerin olayla ilgili olarak Anadolu 61. Asliye Ceza Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan 2015/85 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosya kapsamında İTÜ’den seçilen bilirkişilerce düzenlendiği anlaşılan 02/01/2017 günlü heyet raporundaki belirleme ve değerlendirmelerle de örtüşmesi karşısında hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilemediğine ve esasen davalı vekilinin hükme esas alınan ATK raporu ile çelişkili olduğu ileri sürülen 23/12/2017 günlü kusur raporunu düzenleyen bilirkişi …’nun sigorta eksperi olduğu gözetildiğinde, tek bilirkişi tarafından düzenlenen ve böyle bir raporun ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen heyet raporu ile çelişki oluşturduğundan da bahsedilemeyeceğine göre; kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsü davalı …’nın %75 oranında kusurlu olduğunun benimsenmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik mevcut bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasten reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin faiz cinsi ve faiz başlangıcına ilişkin istinaf itirazlarına gelince; Görülmekte olan davada, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına neden olduğu belirlenen … plaka sayılı araç dosyadaki bilgi ve belgeler ile davalı … şirketinin sorumluluğunu belirleyen sigorta poliçesine göre hususi araç olup, (otomobil) maliki gerçek kişidir. Bu durumda, davalılardan tahsil edilen alacağı uygulanması gereken faiz cinsi yasal faiz bulunduğundan, mahkemece avans faizine değil yasal faize hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik söz konusu olmadığından, bu yöne amaçlayan davacı taraf istinaf itirazı yerinde bulunmamakta ise de, Haksız bir fiil sonucunda zarara uğranıldığı iddiasıyla talepte bulunulması halinde oluşan zarara ilişkin olarak faiz başlangıcı, haksız eylem sorumluları bakımından herhangi bir ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu an, yani olay tarihi ise de, sigorta şirketleri bakımından temerrüt tarihidir. Dava açılmadan önce sigorta şirketine herhangi bir başvuruda bulunulmamış ise sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihinin dava tarihinde oluşacağı açıktır. Bundan ayrı zarar gören uğradığı zararın tamamı bakımından gerek kısmi davaya gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem/ dava tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahiptir. ( Bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17/12/2020 gün 2019/5263 Esas – 2020/8614 Karar sayılı ilamı) Hal böyle olunca, mahkemece hüküm altına alınan maddi tazminata ilişkin miktarın tamamı bakımından davalı … tarafından dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken , hatalı değerlendirme sonucunda ıslahla artırılan kısım yönünden tüm davalılar bakımından ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf başvurusu yerindedir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin faiz başlangıcına ilişkin istinaf itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK. m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılarak; istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları nedeniyle taraflar yararına oluşan usulü kazanılmış haklar ve harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek, yanılgılı olduğu sonucuna varılan hususun davacı taraf yararına düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Yukarıda başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2019 gün ve 2015/66 Esas – 2019/306 Karar sayılı kararına karşı davacı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (2) sayılı bentte işaret edilen nedenlerle KISMEN KABULÜNE VE KISMEN REDDİNE, 2-Davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 65,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … şirketinden alınması gereken 4.115,41-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.038,86-TL’nin düşümü ile kalan 3.076,55TL’nin davalı … şirketinden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,5-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan diğer harcamaların ise takdiren yapan üzerinde bırakılmasına, 6-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 7-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2019 gün ve 2015/66 Esas – 2019/306 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 7/1- Davanın KABULÜ ile 41.264,62- TL sürekli işgöremezlik tazminatı ile 19.567,06- TL geçici işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 60.831,68- TL maddi tazminatın, … yönünden dava tarihinden diğer davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 7/2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 4.155,41- TLnispi karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 170,78-TL harç ve 869,00- TL ıslah harcı toplamı olan 1.039,78 TL’nin mahsubu ile kalan 3.115,63- TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irad kaydına, 7/3-Davacı tarafça yatırılan toplam 1.039,78 TL harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 7/4-Davacı tarafından yapılan 32,40 TL ilk dava masrafı, 484,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 827,40 TL adli tıp gideri olmak üzere toplam 2.543,80 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 7/5-Davalı taraflarca yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 7/6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 9.733,07-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 7/7-Taraflarca dosyaya yatırılan gider avanslarından arta kalanın ilgilisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/09/2022