Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2436 E. 2022/419 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2436
KARAR NO: 2022/419
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2017/1311 Esas, 2019/511 Karar
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 10/05/2016
DAVA: Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 06/04/2016 tarihinde, davalı …’ye ait, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın davalı …’ın sevk ve idaresinde Ümraniye … Mahallesi, … Caddesi üzerinde bulunan … Petrol Ofisine doğru saparken, petrol ofisinin önünde yaya olarak gitmekte olan 2004 doğumlu …’a aracın sağ önü ile çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, bu vefat nedeni ile …’in anne ve babasının ileride oğullarının desteğinden yoksun kaldığını, davacı … ile …’in olayda 12 yaşındaki oğulları …’i, davalı …’nın olayda abisini, …’ün ise yeğenini kaybettiği için tarifi imkansız acı ve üzüntü yaşadıklarını, olay nedeni ile İstanbul Anadolu 7.Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/239 Esasında ceza yargılamasının devam ettiğini, olayın tamami ile davalı …’in kusurundan kaynaklandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile davacı anne … ve baba … için 500,00’er- TL maddi tazminatın tüm davalılardan; davacı anne ve baba için ayrı ayrı 100.000,00’er- TL manevi, diğer davacılar için 30.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi ile birlikte, sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 29.01.2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı … için 82.669,71-TL, davacı … için 54.768,48-TL olarak ıslah etmiştir. Davalı … vekili maddi manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkiline başvurulmadan açılmadığını, 04/10/2016 tarihli beyan dilekçesinde davacıların şirketlerine başvurduğunu, … nolu hasar dosyasının açıldığını, müvekkili şirket tarafından destek …’ın vefatı nedeni ile, anne … için 22.170,65 TL, baba … için 17.500,70 TL olmak üzere toplam 39.671,35-TL’nin 03/10/2016 tarihinde ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… olay yerinin Petrol Ofisi girişi olduğu, her iki tarafta yaya kaldırnımı bulunduğu, davalı sürücünün hızını azaltmadan ve yaya trafiğine dikkat etmeden dönüşe geçtiği , kurallara uygun olarak yürüyen desteğe çarptığı anlaşılmakla % 100 kusurlu olduğu, ölen desteğin kusurunun bulunmadığı, ölen desteğin kaza tarihinde 11 yaşında olduğu, davacılardan …in ölenin annesi, diğer davacı …in babası, davacı …nın 5 yaşında kardeş olduğu, davacı …ün ise öğrenci olup ölenin amcası olduğu, bilirkişi tarafından denetime olanak verecek şekilde yapılan hesaplamaya ve yapılan ödemelerin güncellenmiş değerlerinin düşülmesi ile davacı … için 82.669,76- TL, davacı … için 54.768,48 TL nin davalı işleten … ve sürücü …dan kaza tarihi 04.06.2016 tarihinden davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 03.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili gerektiği, davalı sürücünün kusur oranı ve somut olayın özellikleri nazara alınarak davacı anne, baba ve kardeş için manevi tazminatın takdir edilerek kısmen kabulüne karar verildiği, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının ise bu davacı ölenin amcası olmakla aile kapsamında değerlendirilemeyeceğinden reddine karar vermek gerektiği ”, gerekçesiyle, 1-Davacılar … ve …’ın maddi tazminat talebinin KABULÜ ile, Davacı … için 82.669,76- TL’nin davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi 03/10/2016 tarihinden, davalılar … ve …’dan kaza tarihi 06/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine,2 -Davacı … için 54.768,48- TL’nin davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden 03/10/2016 tarihinden diğer davalılardan kaza tarihi 06/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine, 3-Davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlandırılmasına, 4-Davacılardan … için takdiren 50.000,00- TL , … için 50.000,00 TL, … için 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …dan kaza tarihi 06/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5-Davacı … tarafından açılan manevi tazminatın reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davalı … vekili; davacı tarafa 250,00-TL gider avansını yatırması için iki hafta kesin süre verilmesine ve kesin sürede yatırılmamasına rağmen davanın usulden reddine karar verilmediğini, kazanın yaya kaldırımında meydana gelmediğini, keşif yapılmadan ve görgü tanıkları dinlenmeden bilirkişi raporu alındığını, kusuru kabul etmediklerini, hesap raporunun yargıtay içtihatlarına ( PMF ve %10 artırım, indirim) uygun hazırlanmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF 1931” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, …, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. HD’nce tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Somut olayda; 02.01.2019 tarihli aktüerya raporunda, davacı anne ve baba için muhtemel bakiye ömür süresinin, TRH Yaşam Tablosu’na ve %1.8 teknik faiz ( devre başı ödemeli belirli süreli rant) göre belirlenmek suretiyle tazminat hesabı yapıldığı, davalı tarafça iş bu rapora itiraz edildiği ve yerel mahkemece hükme esas alındığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, Yargıtay’ın içtihat değişikliği nedeniyle, tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmas yerindedir. Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı gereği, tazminat hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve % 1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmektedir. Bu itibarla yerel mahkemece yapılacak iş, davacı anne ve babanın bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve fakat işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplamanın yapıldığı bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre ( kazanılmış haklara halel gelmemek kaydıyla) bir karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile kararın HMK 353/ 1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı … vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/04/2019 tarih ve 2017/131 Esas, 2019/ 511 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Kararın kaldırma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı … vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, 6-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/03/2022