Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2417 E. 2021/870 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2417
KARAR NO: 2021/870
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2019
NUMARASI: 2016/783 E. – 2019/39 K.
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının ticari genişletilmiş kasko sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen riziko nedeniyle ödemesi gereken hasar tazminatını ödemediğini ve temerrüde düştüğünü, … plakalı kamyon ve üzerine monteli (teminat kapsamında) vinç (hiyap)’ın 19.01.2016 tarihinde çalındığını, 20.01.2016 tarihinde yetkili kolluk kuvvetlerine başvurulduğunu, 21.01.2016 tarihli yazı ile poliçeye aracılık eden … Ltd, Şti.’ne bildirilerek hasar dosyası açıldığını, Jandarma tarafından savcılığa gönderilen 03.03.2016 tarihli yazı ve 29 adet onaylı belgenin de teslim edildiğini, uzun süre ve sözlü takiplere rağmen davalı şirketin bir cevap vermemesi nedeniyle 05.05.2016 tarihinde yazılı olarak başvurulduğunu, yine cevap verilmediğini, bu kez 15.06.2016 tarihinde ihtarname gönderildiğini, 22,06,2016 tarihinde tebliğ edildiğin, 20.06.2016 tarihli cevabi ihtarname ile tüm gelişmelerin inkar olunduğunu ve hasarı ödenmeyeceğinin beyan edildiğini, davalının temerrüdünün dayanaksız ve haksız olduğunu, davacı şirketin meslek faaliyetlerinde kullandığı aracın yokluğu nedeniyle işlerinin aksadığım, maliyetlerinin arttığım, bu nedenle munzam zarar için uğranılan şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsilini istediklerini belirtmiş ve fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere rayiç değer üzerinden araç zararı için şimdilik 90.000 TL’nin muacceliyet tarihinden itibaren avans faizi, munzam zarar için 10.000 TL’nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren başlayacak faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davalı şirket tarafından davacı şirkete ait … plakalı vinçli kamyonun … no.lu kasko poliçesi kapsamında 30.07.2015/2016 vade için çeşitli risklere karşı poliçe limiti dahilinde ve poliçe şartlan içinde sigortalandığını, poliçede Anahtar ile Çalınma Klozu’nun özel olarak yer aldığını, sigortalı aracın şantiye içinde bulunduğu sırada anahtarı araç üzerindeyken şantiye sahasından çıkarılarak çalındığını, şantiye sahasında görevli olan bekçi …’in uzun süredir davalı şirkette çalıştığının ancak eski bekçi ayrıldığı için yerine kısa süre önce başladığının, eski bekçiden şüphelenildiğinin belirtildiğini, belirtilen şüpheler üzerine dosyanın araştırma şirketine verildiğini, davacıdan zararın artmasını önleyici belgelerin istendiğini, olaya ilişkin olarak talep edilen belgelerin poliçeye aykırı olarak verilmediğini, gerek olayın ortaya çıkarılması gerekse suçlu kişilerin cezalandırılması için savcılık soruşturması varsa da söz konusu evrakların davalı şirkete teslim edilmediğini, bekçi bulunan şantiyede yaşanan olayın aydınlatılması için davacının yasal yükümlülüklerinin bulunduğunu, ancak bu yükümlülüklere uyulmadığını, gerçek durumun ortaya çıkmasının engellenmeye çalışıldığını, bunun üzerine davalı şirkete yönelik tazminat talebinin haksız olması nedeniyle reddedildiğini, dava dilekçesindeki beyanların tamamen asılsız olduğunu, şüpheli şahıslar olması nedeniyle soruşturma aşaması sonuçlanıncaya kadar beklenmesi gerektiğini, aksi durumda davalı şirketin rücu haklarını kullanabilme imkanının ortadan kalktığım, davacının zarara ilişkin taleplerinin haksız ve fahiş olduğunu, soyut bir munzam zarar iddiasının olduğunu, poliçe limitine kadar sorumlu olduklarından her şartta munzam zarar iddiasının hukuken mesnetsiz olduğunu, gönderilen iddianamede munzam zarar için faiz istenmesinin de haksız olduğunu, ihtarnamede munzam zarar yönünden bir temerrüt açıklamasının bulunmadığını, davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 1-Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile 48.000,00 TL’nin 07/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğu, dava konusu aracın anahtarlarının üzerinde bırakıldığını, bu nedenle davacı vekilinin taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 19/01/2016 olay tarihinde davacının maliki, davalının ise kasko sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın davacıya ait depoda kimliği belirsiz kişilerce çalındığı anlaşılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, sigorta sözleşmesinin güven ilkesine dayalı olarak kurulmasına, sigortalı aracın gündüzleri kapısında bekçi bulunan kilitli iş yeri deposunda aküsü sökülerek muhafaza edildiğinin anlaşılmasına, dava konusu aracın anahtarlarının üzerinde bırakıldığı ve bu anahtar ile çalındığının davalı tarafından ispat edilememesine, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, (HMK.m.353/1-b/1) 2- Alınması gereken 3.278,88-TL harçtan peşin yatırılan 819,72-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 2.459,16-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.03/06/2021