Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2415 E. 2022/217 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2415
KARAR NO: 2022/217
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2017
NUMARASI: 2014/203 Esas – 2017/641 Karar
DAVA TARİHİ: 19/06/2014
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Cismani Zarar Nedeniyle Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili vekili dava dilekçesini özetle; 16.09.2010 tarihinde davacının kendi sevk ve idaresindeki motorsikletiyle seyir halindeyken Yüzüncüyıl bulvarına geldiğinde plakasını alamadığı bir aracın kendisini sıkıştırması nedeniyle dengesini kaybederek düşmesi sonucu davacının yaralandığı ve sakat kaldığını, davalı …na olay sonrası müracaat edildiğini ve davacı hakkında hasar dosyası açıldığını ancak eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 6100 Sayılı yasanın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın (şimdilik 1.000,00-TL) temerrüt tarihidinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalının dava konusu olay nedeniyle davacıya 03/03/2014 tarihinde maluliyet tazminatı olarak toplam 12.672,00-TL ödeme yaptığını, ayrıca SGK tarafından da davacıya toplam 8.271,75-TL ödeme yapıldığı, davacı tarafa ödenen tazminatın ibraname mukabilinde ödenmiş olup davalının başkaca bir sorumluluğuda bulunmadığı kazaya karışan araçların kusur oranın tespit edilmesinin gerektiği yine Adli Tıp 3.İhtisas Dairesinden maluliyete ilişkin rapor alınması gerektiğini, yine davacı tarafın avans faizine ilişkin talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ”… her ne kadar davacı tarafça olay günü davacının sevk ve idaresindeki motosikletle seyir ederken plakasını alamadığı bir aracın davacıyı sıkıştırması neticesinde davacının dengesini kaybederek motosikletten düştüğü ve yaralanarak sakatlandığı iddia edilmiş ve olayın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 olarak kusurlu olduğu iddia edilmiş ise de; kusur oranının tespiti açısından dosya İstanbul ATK Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş olup, ilgili daire tarafından olayın oluş şekline ilişkin olarak yeterli şekilde dosyada belge ve delil bulunmadığından sağlıklı kusur izafesinin yapılamayacağının bildirilmesi üzerine mahkememizce talimatla mahallinde keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle kusur oranının tespiti istenilmiş olup, makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, keşfen yapılan inceleme neticesinde davacının iddia ettiği şekilde 3. bir aracın davacıyı sıkıştırması neticesinde kazanın meydana geldiğine dair hiçbir delilin tespit edilemediği, dosyada da bu yönde bir delil bulunmadığı belirtilerek kazanın tamamen davacının dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanması nedeniyle %100 kusuruyla meydana geldiğinin tespit edildiği bildirilmiş olup, tüm dosya kapsamı içeriğinde de bu bilirkişi raporundaki tespitin aksine herhangi bir delilinde davacı tarafça dosyaya ibraz edilmemiş oluşu da dikkate alınarak dava konusu olayın tamamen davacının kusuruyla meydana geldiği sonucuna varılmak suretiyle davacının davalıdan tazminat talep edemeyeceği” gerekçesiyle Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacı vekili; kusura ilişkin değerlendirmenin ATK tarafından yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunun hakkaniyet açıkça aykırı olduğunu, yetersiz olduğunu, eksik inceleme karar verilidğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle …’ndan maddi tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’ndan yararlanma olanağının ortadan kalkmış olması durumunda, 5684 Sayılı Yasa’nın 14. maddesi gereğince kazaya neden olan motorlu aracın kimliği belirsiz ise, kaza sırasında geçerli poliçesi yoksa veya eksikse, poliçeyi düzenleyen sigorta şirketi iflas etmişse veya ruhsatı iptal edilmişse, çalınan veya gasp edilen araçlardan dolayı işleten sorumlu tutulamıyorsa, …’na başvurulabilecektir. … işletenin kusuru nispetinde sorumludur. Somut olayda, davacı motorsiklet sürücüsü, plakası tespit edilemeyen bir aracın kendisini sıkıştırması nedeniyle fren yaptığını, dengesini kaybedip motorsikletten düştüğünü ve yaralandığını ileri sürerek davayı …’na yöneltmiştir.Soruşturma dosyasında, suçun faili meçhul olup şikayet yokluğundan koğuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş, kusura ilişkin bir tespite yer verilmemiştir.Mahkemece, dosyanın ilk olarak İstanbul ATK Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesine gönderildiği, kaza tespit tutanağı ve olay yeri krokisi bulunmadığı, bu nedenle oluş şekline ilişkin olarak yeterli şekilde dosyada belge ve delil bulunmadığından sağlıklı kusur izafesinin yapılamayacağının bildirildiği, akabinde olay mahalinde keşif yapıldığı, keşfen alınan 28.02.2017 tarihli raporda, dosydaki belgelere göre somut olayda herhangi bir çarpma yada çarpışmanın olmadığı, olayın tamamen motorsiklet sürücüsü davacının direksiyon hakimiyetini kaybedip motorsikletten düşme şeklinde gerçekleştiği, olayın davacının %100 kendi kusurundan kaynaklandığı belirtilmiş, yerel mahkemece iş bu rapor hükme esas alınarak yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, her ne kadar somut olaya ilişkin kaza tespit tutanağı yok ise de motorsikletin durumuna ilişkin 01.10.2010 tarihli görgü ve tespit tutanağı, 16.09.2010 tarihli adli rapor formu, C. Başsavcılığınca verilen KYOK kararı mevcut olup, davacının sağ ayak bileğinde fraktür oluştuğu, davalı …’nın %8 maluliyet (kişisel müracatla alınan 13.01.2014 tarihli engelli sağlık raporu) ve %100 kusur esasına göre davacıya davadan önce, 03.03.2014 tarihinde 12.672,00-TL ödediği sabittir. Bu halde dava konusu kaza, trafikte, yol üzerinde gerçekleşmiş olup, sürücüsü tespit edilemeyen aracın sıkıştırması söz konusu olmasaydı, davacının motorsikletten dengesini kaybedip düşmesi söz konusu olmayacağından, olayın davacının motorsikletten düşmesi ile gerçekleştiğini, zarar ile olay arasında illiyet bağı olmadığını söylemek doğru olmayacaktır. Bu itibarla, inceleme ve hükme esas alınan bilirkişi raporu, haksız fiillerde uygulanacak olan BK hükümlerine ve KTK’na göre yeterli bulunmayıp, yapılacak iş mahkemece gerektiğinde olay yerinde yeniden keşif yapılması (istinabe yolu ile), olay yerinin fotoğraflanması,kroki tanzimi vs sağlanarak alanında uzman bir bilirkişiden alınacak rapor ile davacının yaralanması, motorsikletin hasar gören kısımları da değerlendirilmek suretiyle tüm dosya kapsamına göre tarafların olaydaki kusur durumları hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenip yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre karar verilmesinden ibaret olup, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2017 tarih ve 2014/203 Esas, 2017/641 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacıdan tahsil edilen nispi istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, 5-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/02/2022