Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2414 E. 2021/2141 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2414
KARAR NO: 2021/2141
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/03/2019
NUMARASI: 2015/472-Esas 2019/262-Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili 21/09/2015 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; 27/08/2011 günü davalı … şirketine … ZMMS poliçesi ile sigortalı …’un maliki ve yolcusu olduğu, …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araçla seyir halinde iken direk iyon hakimiyetini kaybederek gidiş yönünde doğru yolun sağ tarafından yola çıkıp şarampole uçup ağaca çarpmasıyla tek taraflı kaza meydana geldiğini, kazada müvekkillerinin destekleri baba … ile anne …’un vefat ettiğini, müvekkili …’un kazadan yaralı olarak kurtulduğunu, konu ile sigortalı şirkete yaptıkları başvuruya olumsuz cevap aldıklarını, kaza tarihi itibariyle müvekkillerinin destekleri baba …’un Sarıyer Belediyesinde Kadastro Mühendisi, anne …’unda … İlköğretim Okulu’nda Matematik Öğretmeni olarak çalıştığını, müvekkillerinin her ikisinin de üniversite öğrencisi olduğunu, destek olma süreleri her iki müvekkili içinde üniversiteye devam ediyor olması sebebiyle 25 yaş olarak tespiti ve buna göre hesaplama yapılması gerektiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere şimdilik 12.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 21/02/2017 havale tarihli ıslah/talep artırım dilekçesi ile davacı … için 30.426,08 TL, diğer davacı … için 140.443,72 TL olmak üzere toplamda 170.869,80 TL olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu kazanın 27/08/2011 tarihinde meydana gelmiş olması sebebiyle talebin zamanaşımına uğradığını, dava konusu kazada müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, özel şartlar ve trafik ve kasko sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün ve müteselsil sorumluluğu bulunan sigortalı araç işletenin kazanın meydana gelmesindeki ağır kusuru ile meydana gelen zarar arasındaki illiyet bağını kestiğini, müvekkili şirketin tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, davacıların destekten yoksun kalma talep haklarının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Toplanan/sunulan deliller, Nüfus Kaydı, Trafik Kazası Tespit Tutanağı, SGK müzekkeresi, Araç Tescil Bilgileri, Veraset Belgesi, Boğaziçi ve Işık Üniversitesi müzekkere cevapları, Sigorta Poliçesi ve Hasar Dosyası,Kusur Tespiti, Ceza/Soruşturma Dosyası, Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırması, Hesap/Aktüer Raporları, Islah/Talep Arttırım, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; 27/08/2011 tarihinde … ‘un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı tek taraflı ölümlü trafik kazası meydana geldiği, kazada … ve … ‘un öldüğü, kazanın meydana gelmesinde sürücü … ‘un asli kusurlu olduğu ve kusur izafe edilebilecek başka bir kimsenin bulunmadığı, davacıların müteveffa/desteklerin çocukları olduğu, davada trafik(ZMMS) poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin de taraf olması nedeni ile poliçe tarihi itibariyle 01/06/2015 tarihinden önce yürürlükte bulunan Genel Şartların uygulanması gerektiği, bu doğrultuda hazırlanan gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınan 21/11/2018 tarihli hesap bilirkişisi raporuna göre müteveffa … ‘un destekliğinden yoksun kalma davası yönünden davacı … için 50.673,19 TL ve davacı … için 13.901,54 TL; Müteveffa … ‘un destekliğinden yoksun kalma davası yönünden davacı … için 38.681,58 TL ve davacı … için 10.029,68 TL davacıların destekten yoksun kalma nedeniyle zarara uğradıkları, bilirkişi … tarafından hazırlanan rapora desteklerin ölüm tarihi itibariyle sağ olan anne ve babasına pay ayrılmaması; bilirkişi … tarafından hazırlanan rapora ise destek … yönünden hesaplama yapılmaması ve davacı … ‘un eğitim durumunun nazara alınmaması nedeniyle itibar edilmediği, davalı tarafça her ne kadar dosyaya sunulan Yargıtay HGK’nun 2017/1315 Esas ve 2017/1239 Karar sayılı ilamı gereğince zarardan sorumlu olmadıkları iddia edilmiş ise de anılan HGK’nun somut olaya uygulanma olanağının bulunmadığı, ayrıca kazanın ölümlü trafik kazası olması ve ceza zamanaşımının 15 yıl olması nedeniyle henüz zamanaşımının dolmadığı, bu nedenle davalının davaya konu trafik kazası nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğu, … plakalı aracı kaza tarihini kapsar şekilde KTK Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalayan davalı … şirketinin davacı tarafın maddi zararından kaza tarihindeki poliçe limitleri içinde kalmak kaydıyla KTK’nın 97. Maddesine göre sorumlu olduğu, zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı … şirketinin dosya kapsamı itibari ile her ne kadar başvuru tarihi belirgin olmasa da davalı … şirketine yapılan başvurunun reddedildiği tarih olan 13/07/2015 tarihi itibariyle temerrütün oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılmıştır.” gerekçesi ile; 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2- Müteveffa …’un destekliğinden yoksun kalma davası yönünden davacı … için 50.673,19 TL ve davacı … için 13.901,54 TL; Müteveffa …’un destekliğinden yoksun kalma davası yönünden davacı … için 38.681,58 TL ve davacı … için 10.029,68 TL’nin 13/07/2015 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizleri ile birlikte ve davalı … şirketinin sorumluluğu kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, verilen karar süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf nedenleri; kendi kusuru ile ölümüne neden olan sürücü yakınlarının destekten yoksun kalma taleplerinin mevzuat hükümleri, genel hukuk ilkeleri ve yargıtay hukuk genel kurulu’nun güncel kararı doğrultusunda reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmiş olmasının haksız, hatalı ve hukuka aykırı olduğu, her durumda karara dayanak teşkil eden 21.11.2018 tarihli bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı ve hatalı olduğu, davacı çocukların anne ve babanın gelirinden olması gerekenden fazla pay aldığı, tek taraflı meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsü %100 kusurlu kabul edilerek hesaplama yapılmasının da hatalı ve hakkaniyete aykırı olduğu, ATK’dan kusurla ilgili rapor alınmadan ve müterafik kusur araştırılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu, somut olaya daha uygun veriler içeren TRH 2010 tablosu ile hesaplama yapılması gerekirken PMF 1931 göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, müvekkilİ şirket diğer şartların varlığı halinde ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sorumlu tutulabilecekken kararda müvekkilİ şirketin başvuruyu reddettiği 13.07.2015 tarihinden itibaren faiz sorumluluğunun başladığı ve hükmedilen tazminata bu tarihten itibaren faiz işletileceği yönünde karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, tek taraflı trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 27/08/2011 günü davalı … şirketine … ZMMS poliçesi ile sigortalı …’un maliki ve yolcusu olduğu, …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araçla seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek tek taraflı kaza meydana geldiği, kazada davacıların destekleri baba … ile anne …’un vefat ettiği, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı istemiyle bu davayı açtıkları anlaşılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, 27/08/2011 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılmasının mümkün bulunmamasına; araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmamasına; bu durumda 3.kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişiler bakımından TBK’nun 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun da gerçekleşmemiş bulunmasına, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ”Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6 maddesinin (d) bendinin, kaza tarihinde yürürlükte bulunan ve uygulanması gereken 2918 sayılı KTK’nun 90. maddesine aykırı olmasına ve anılan yasanın poliçe genel şartlarına atıf yapan 2918 sayılı kanunun 90 ve 92.maddelerinin ilgili hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş bulunmasına, iptal kararının elde bulunan derdest davalara da derhal uygulanmasının gerekmesine, kaza tarihinin 27/08/2011 olduğu gözetildiğinde, bakiye ömür süresinin PMF yaşam tablosuna uygun şekilde belirlenmiş olmasına ve bu uygulamaya yargılama aşamasında itiraz edilmemiş olmasına, temerrüt halinin 13/07/2015 tarihinde oluştuğunun kabul edilmiş olmasında da istinaf yasa yoluna başvuranın sıfatı gözetildiğinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde olmayan davalı taraf istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca, 1-)Usul ve yasaya uygun olan İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/03/2019 tarih ve 2015/472 E. – 2019/262 K. sayılı kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-)İstinaf eden davalıdan alınması gereken 7.738,57-TL harçtan peşin yatırılan 1.934,70-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 5.803,87-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK’nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nun 362/1-a madde gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.30/12/2021