Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2380 E. 2021/892 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2380
KARAR NO : 2021/892
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI: 2015/1079 E. – 2018/1187 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 08/06/2015 kaza tarihinde davalıların sürücüsü, maliki, ZMMS sigortacısı ve İMMS sigortacısı oldukları … plaka sayılı aracın yaya olan davacıların desteğine çarpması sonucu meydana gelen kazada davacıların desteğinin vefat ettiği ve davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek, davacılardan anne … ve oğlu … için hem maddi hem de manevi tazminat, davacı kardeşler için ise sadece manevi tazminat talep ettiklerini belirterek, destekten yoksun kalma tazminatının alacağının davalılardan kaza tarihinden mümkün olmadığı takdirde davalıların temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz birlikte tüm davalılardan tahsilini, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir. Davalıların davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ” Dosya kapsamına alınan ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/58557 soruşturma sayılı dosyasında düzenlenen dava konusu kazada tarafların kusur durumlarına ilişkin bilirkişi raporu, Bakırköy 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/344 Esas sayılı dosyası arasına alınan 30/05/2017 tarihli ATK raporu ile mahkememizce düzenlenmesi talep edilen 31.03.2017 tarihli bilirkişi raporları arasındaki giderilmesi amacıyla İTÜ trafik kürsüsünden seçilen üçlü bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında da belirlendiği üzere; sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka numaralı çekici ile kendi yönüne yeşil ışık yandıktan sonra, özel halk otobüsü sürücüsünün ikazı ile hareket ettiği, yayanın hareketleri ve konumu göz önüne alındığında kendisini fark etme imkanı bulunmadığı ve çarpışma sonrası hızla tepki vererek taşıtını durdurduğu anlaşıldığından kazada kusurunun bulunmadığı, davacıların murisi yaya … ise; dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığı, sinyalizasyon ışıklarının yaya ve taşıtlar için faz farkı süreleri ile çekici sürücüsünün halk otobüsü sürücüsünün ikazından da sonra hareket ettiği dikkate alındığında; yayalara kırmızı ışık yanarken karayoluna girdiği, hatta çekicinin hareket ettiğini fark ettiği halde geride beklemek yerine kendisini çekicinin önüne attığı, dolayısı ile 2918 sayılı K.T.K’nun yaya kusurlarına ilişkin 68.maddesinde belirtilen “taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçici ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır, yayalar, bu yerlerden geçerken; yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak zorundadırlar” kuralını ihlal ettiği anlaşıldığından kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Anlatılan nedenlerle; davacıların murisleri yaya … davaya konu kaza nedeniyle tam kusurlu olduğu anlaşıldığından, davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar vermek” gerektiği gerekçesi ile;Davanın REDDİNE; karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, hazırlık soruşturması sırasında alınan kusur bilirkişisi raporunda davacı sürücünün hatalı olduğunun belirlendiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 08/06/2015 kaza tarihinde davalıların sürücüsü, maliki, ZMMS sigortacısı ve İMMS sigortacısı oldukları … plaka sayılı aracın yaya olan davacıların desteğine çarpması sonucu meydana gelen kazada davacıların desteğinin vefat ettiği ve davacıların destekten yoksun kaldıkları anlaşılmıştır.Dava konusu kaza nedeniyle Bakırköy 39. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2016/344 Esas 2017/499 Karar sayılı davada, davalı sürücünün tali kusurlu olduğu kabul edilerek mahkumiyetine karar verildiği, verilen kararın istinaf yolundan geçerek kesinleştiği gözönünde tutulduğunda, artık davalı sürücünün dava konusu kazada kusursuz olduğunun kabul edilemeyeceği, ceza yargılamasında belirlenen tali kusur oranına göre belirlenecek maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, bu haliyle davacıların delillerinin toplanmamış bulunduğu anlaşıldığından kararın HMK 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılması sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.03/06/2021