Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2284 E. 2022/609 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2284
KARAR NO: 2022/609
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI: 2016/1140 Esas 2019/227 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili 29/11/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete sigortalı … Taah. ‘ün malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 31/07/2016 tarihinde Sincan/Ankara adresinde müvekkiline ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, … plakalı aracın 05.01.2016/2017 vade tarihli … poliçe numarası ile Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketine araçta meydana gelen hasar bedelinin ve ekspertiz ücretinin taraflarına ödenmesi için 28/09/2016 tarihinde başvuru yapılmışsa da davanın açıldığı güne kadar taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının 11/10/2016 tarihinde temerrüde düştüğünü, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu belirterek, taraflar arasında ki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebilecekleri miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra 6100 sayılı HMK.nun 107.maddesi uyarınca iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadan alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00-TL hasar bedeli ile 250,00-TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 11/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 15.01.2016-2017 vadeli … no.lu Zorunlu Karayolu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tarihinde poliçe teminatı 31.000 TL olup, müvekkili şirketin sorumluluğunun teminat limitleri ve sigortalıların kusuruyla sınırlı olduğunu, dava öncesi müvekkili şirkete başvuru yapılmamış olduğundan davanın usulden reddi gerektiğini, eksper ücretine ilişkin taleplerin reddi gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava trafik kazasına dayalı maddi tazminat davası olup 31/07/2016 tarihinde meydana gelen kazada davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsünün olayda %100 kusurlu olup davalı sigorta şirketinin bu kusur oranı nispetinde sorumlu olduğu, davacıya ait aracın yurt dışında hasar gördüğü için tamir ettirildiği, yaptırılan bilirkişi incelemesine göre araçtaki hasar miktarının 3.003,49 Euro olduğu, TL karşılığı olan 10.063,49 TL’nin davacı tarafça talep edildiği sigortaya başvuru tarihinden itibaren 15 gün sonra davalı taraf temerrüde düşeceğinden 11.10.2016 tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği, bu nedenlerle açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, ayrıca expertiz ücreti olan 1.972,00 TL bedelin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; Davanın KABULÜNE, 10.063,49-TL hasar bedeline ilişkin maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 11/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden poliçe teminat limitleri dahilinde tahsiline, 1.972,00-TL ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvuru sebepleri; davacı tarafın açıkça dava dilekçesinde oluşan hasar bedelinin tutarını 3.003,49 Euro, eksper ücretini ise 649,84 Euro olarak belirttiği, dolayısı ile alacağın belirsiz olmadığı, davanın belirsiz alacak davası olmadığı, kısmi dava olarak ikame edildiği açık olup kısmi dava olarak ikame edilen davada; kaza tarihinin 31.07.2016, davacı tarafın ıslah tarihinin 14.12.2018 ve ıslah talebinin taraflarına tebliğ tarihinin 20.12.2018, dava açılış tutarının 500 TL olduğu, ıslah edilen tutar yönünden 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesi gereği iki yıllık süre geçtiğinden zamanaşımının gerçekleştiği, davanın kısmi dava olarak ikame edildiği açık olduğundan ve hasar bedeli ile eksper ücreti belli olduğundan ıslah edilen tutar için zamanaşımı nedeniyle ıslah talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kararın dava açılış tutarındaki değer üzerinden verilmesi gerektiği, Hazine müsteşarlığı tarafından ruhsatlı tarafsız ve bağımsız eksper tarafından 1.339 TL zarar tespit edildiği, trafik sigortası genel şartları gereği müvekkili şirketin eşdeğer parça kullanma hakkı olduğu, somut olayda ise aracın ülkemiz sınırlarında hasara uğradığı ve ülke sınırlarında onarım yapılması gerektiği, ülkemiz sınırlarında yaptırılma imkanı ve müvekkilin genel şartlar kaynaklı eşdeğer parça, anlaşmalı servis hakları dikkate alındığında zararın maksimum 1.339 TL olduğu, bu sebeple soyut nitelikte olan yurt dışı ekspertiz raporunun ve davacı takdirinde olan yurtdışı onarımı yapılacağı hususunun kabulünün mümkün olamayacağı, davacı tarafın davasını eksper raporu üzerinden açmamış olduğu, raporun usulen ve kötüniyetli alınmış olduğu açık olduğundan yerel mahkeme tarafından eksper ücretine ilişkin talebin her halükarda reddi gerektiği, ayrıca 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 22. maddesine dayanılarak hazırlanan Sigorta Eksperi Atama Yönetmeliği’nin yayınlandığı tarihte yürürlüğe giren “Taban Ekspertiz Ücret Tarifesi” başlıklı 12/1. Maddesinde; “Motorlu araç sigortalarında uygulanacak taban ekspertiz ücreti, İcra Komitesi ve TSB’nin görüşleri alınarak müsteşarlıkça belirlenir.” hükmü yer almakta olup, bu hüküm doğrultusunda Hazine müsteşarlığınca yayınlanan 28.08.2015 tarihli ve 2015/34 sayılı genelgede ekspertiz ücret tarifesi belirlenmiştir. Buna göre; Binek, hafif ticari ve motosiklet hasar tespiti için ekspertiz ücreti 135 TL’den az ve 600 TL’den fazla olmamak üzere tespit edilen hasar tutarının %1,5’i olarak belirlendiği, buna rağmen yönetmelik göz ardı edilerek 1.972,00 TL ekspertiz ücretinin tamamından müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli ve ekspertiz ücretinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı şirkete sigortalı … Taah. ‘ün malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 31/07/2016 tarihinde Sincan/Ankara adresinde park halinde olan davacıya ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiği, … plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile davalıya sigortalı olduğu, davalı sigorta şirketine araçta meydana gelen hasar bedelinin ve ekspertiz ücretinin taraflarına ödenmesi için 28/09/2016 tarihinde başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmaması üzerine davacının hasar bedeli ve ekspertiz ücretinin tahsili için bu davayı açtığı, anlaşılmıştır. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK’nin Belirsiz Alacak ve Tespit davası başlığı altındaki 107/1.maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne, aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Yasanın Islah ve Maddi Hataların Düzeltilmesi Kapsamı ve sayısı başlığı altındaki 176. maddesinin 1.fıkrasında da taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, 2.fıkrasında aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği hüküm altına alınmıştır. Öte yandan, yasanın 177.maddesinde de ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar sözlü ya da yazılı olarak yapılabileceği belirtilmiştir. Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında ki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebilecekleri miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra 6100 sayılı HMK.nun 107.maddesi uyarınca iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadan alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00-TL hasar bedeli ile 250,00-TL ekspertiz ücretinin tahsilini talep etmiştir. Hal böyle olunca belirsiz alacak nitelikteki bir davada, zamanaşımı süresinin dava açılmakla kesileceği, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı aşikar olduğundan, mahkemece davalı tarafın ıslah dilekçesine karşı yaptığı zamanaşımı itirazının dikkate alınmamış olmasında herhangi bir yanılgı tespit edilemediğinden, ayrıca cevap dilekçesinde davalının davanın belirsiz alacak davası kabul edilemeyeceğine, kısmi dava olduğuna dair bir itirazı da olmadığı dikkate alınarak, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir. Almanya’da ikamet eden ve geçici olarak getirdiği aracı Türkiye’de trafik kazası sonucunda hasara uğrayan davacının, aracının onarımını Türkiye’de yapması konusunda zorlanamayacağının kabulü gerekir. Araç maliki, aracını Türkiye’de veya ikamet ettiği ülkede tamir ettirmek konusunda seçimlik hakka sahiptir. Somut olayda, davacının trafik kazasından sonra Almanya’ya döndüğü, orada araçtaki hasarın tespitine ilişkin olarak ekspertiz raporu alındığı, aracın Almanya’da ödenen tamir bedeli ile bu tamir bedelinin kanıtlanması için gerekli eksper giderine hükmedilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1-)İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/04/2019 tarih ve 2016/1140 Esas 2019/227 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-)İstinaf eden davalıdan alınması gereken 687,44-TL nispi harçtan peşin yatırılan 172,00-TL harcın düşümü ile TL 514,44-TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.28/04/2022