Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2282 E. 2022/725 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2282
KARAR NO: 2022/725
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2018
NUMARASI: 2016/405 Esas – 2018/547 Karar
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların ZMM sigortacısı, maliki ve sürücüsü bulunduğu … plaka sayılı aracın neden olduğu 02/06/2015 günlü trafik kazasında, yaya konumunda bulunan vekil edeninin yaralanarak kalıcı bedensel zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ( belirsiz alacak) 1.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 10.000,00-TL manevi tazminatın da davalı … şirketi dışında kalan diğer davalılardan kaza tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; 16/03/2017 günlü duruşma oturumunda da; maddi tazminata ilişkin talepleri bakımından davalı … şirketi ile sulh olunduğunu, bu nedenle bu yöndeki davalarının konusuz kaldığını bildirmiştir. Davalılar cevaplarında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardı. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda, davalı araç sürücüsü …’nın %90 oranında, davacı yayanın ise %10 oranında kusurlu bulunduğu, davacının kaza nedeniyle yaşamış olduğu psikolojik sıkıntı, yaralanmasının niteliği, iyileşme süresi ile tarafların sosyo ekonomik durumları değerledirildiğinde manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulünün uygun olacağı benimsenmek suretiyle; -Davacı vekilinin davalılar aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davası konusuz kaldığından HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA, -Davacı vekilinin davalılar … ve … aleyhine açmış olduğu manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, takdiren 3.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, -Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri, dosyaya ibraz edilen rapora göre kaza neticesinde %24 oranında kalıcı sakatlığa uğrayan ve kazanın oluşumunda sadece %10 kusurlu bulunan müvekkili yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının çok yetersiz olduğu, ayrıca davacının manevi tazminat yönünden bir de 3.000,00-TL vekalet ücreti ödemek zorunda bırakılmasının haksız bulunduğu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak manevi tazminata ilişkin talebinin tamamının kabul edilmesi ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesi gerektiğine yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup, mahkemece verilen kararın sadece manevi tazminata ilişkin hüküm bölümüne yönelik olarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu, davacının yaralanmasına bağlı olarak bir maluliyet oluşup oluşmadığı konusunda kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri uyarınca düzenlenmiş geçerli ve yeterli bir rapor bulunmamakta ise de, olayla ilgili olarak Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sırasında ATK Büyükçekmece Adli Tıp Şube Müdürülüğünce düzenlenen Uzman Dr. … imzalı 22/09/2016 günlü raporla tespit edilen yaralanmanın niteliği, bu nitelikteki bir yaralanmanın iyileşmesi için gerekli olan süre, davacının yaşı, talep edilen manevi tazminat miktarı, paranın alım gücü ve tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmayıp, bir miktar yetersiz olduğu gibi kabule göre de karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ‘sinin 10/2 madde hükmü uyarınca manevi tazminat davalarında davanın kısmen reddi durumunda karşı taraf yararına hükmedilecek ücret davacı taraf aleyhine belirlenen vekalet ücretini geçemeyeceği halde, mahkemece manevi tazminata ilişkin olarak davacı taraf yararına hüküm altına alınan (2.180,00-TL) vekalet ücretini aşar biçimde davalı taraf lehine (3.000,00-TL) vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsiz olmuştur. Ancak bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin açıklanan hususları amaçlayan istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına ve istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayarak taraflar yararına oluşan usulü kazanılmış haklar ile harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek, sadece yanılgılı olduğu sonucuna varılan hususların davacı yararına düzeltilmesi ve davacı lehine 8.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2018 gün ve 2016/405 E., 2018/547 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan diğer istinaf giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2018 gün ve 2016/405 E., 2018/547 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 5/1-Davacı vekilinin davalılar aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davası konusuz kaldığından HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA, 5/2-Davacı vekilinin davalılar … ve … aleyhine açmış olduğu manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, takdiren 8.000,00- TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, -Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebin reddine, 5/3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 546,48-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 37,58-TL’nin düşümü ile kalan 508,90-TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 5/4-Davacı lehine takdir edilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5/5-Reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden, yargılama sırasında vekille temsil edildiği anlaşılan davalı … yararına, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine, 5/6-Tarafların talebi gibi maddi tazminat yönünden vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5/7- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 71,08-TL ilk masraf, 500,00-TL bilirkişi ücreti ve 267,20-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 838,28-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 620,62-TL’sinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5/8-Yatırılan gider avanslarından arta kalanın ilgilisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 362/1-a hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/05/2022