Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2249 E. 2021/2140 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2249
KARAR NO: 2021/2140
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI: 2015/1214-Esas 2019/329-Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 19.07.2015 tarihinde davalı …’ün sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araçla Tekirdağ Marmara Ereğlisi … mevkiinden Çorlu istikametine giderken kusuru neticesinde davacıların yolcu olarak içerisinde bulunduğu … plakalı araca çarptığını, davacıların ağır şekilde yaralandığını, kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağı uyarınca davalı …’ün asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.500’er TL olmak üzere toplam 10.000 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 19.07.2015’den itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) tahsiline, davacılardan … ve … için 30.000’er TL, diğer davacılar … ve … için 10.000’er TL olmak üzere toplam 80.000 TL manevi tazminatın 19.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılar … ile … Şti’nden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalı olan davalı araç sürücüsünün kusur ve zararının kanıtlanması gerektiğini, ayrıca davacıların kaza nedeniyle sürekli sakatlığa maruz kaldığı yönündeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalılar … ve … Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; kazadan sonra davalı …’ün davacılar ile iletişime geçmek istediğini, ancak davacıların hakaretine ve bir kısım davacıların şiddetine maruz kaldığını, davalı … Şti’nin bu davada taraf sıfatının bulunmadığını, kaza tespit tutanağında müvekkili …’ün asli kusurlu olduğu yönündeki tespiti kabul etmediklerini, davacıların maddi tazminata konu ettikleri zarara ilişkin belgelerin sunulmadığını, zarar taleplerinin somutlaştırılmadığını, manevi tazminat yönünden ise olayda hiçbir manevi zararın oluşmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; A)Maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile; -104.579,60 TL maddi tazminatın davalı … yönünden dava tarihi olan 22/12/2015 tarihinden, diğer davalılar … Şti ve … yönünden kaza tarihi olan 19/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, diğer davacılar …, … ve … yönünden maddi tazminat davasının reddine, B)Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, -Davacı … için 15.000,00 TL, … için 20.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/07/2015 tarihinden itibaern işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar.. Şti ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, verilen karar davalı … vekili ile davalılar … ve … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; dava konusu kazanın oluşumunda yolun durumu, hava şartları, yol üzerinde sürücüleri uyaran ışıklı işaret cihazları ve diğer trafik levhalarının olup olmadığının bilirkişilerce net ve kesin olarak tespit edilmeden sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu kabul edilerek hesaplama yapılmasının ve mahkemece kusur raporu esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu, davacı … ile ilgili gelir durumunun kanıtlanmamasına rağmen kanıtlanmış gibi hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, gerek Karayolları Trafik Kanunu gerekse poliçe genel ve özel şartları uyarınca müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğu bulunmadığından geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. Davalılar … ve … Ltd. Şti. vekilinin istinaf sebepleri; Müvekkili … Ltd. Şti. kazaya karışan ve …’ün sürücüsü bulunduğu … plakalı aracın ruhsat sahibi olup, meydana gelen kazada aracın sürücüsü …’ün kusuru kabul edilmekle birlikte motorlu aracın işletme tehlikesi dışında gerçekleşen, öngörülmesi ve kaçınılması imkan dahilinde olmayan mücbir sebeplerden kaynaklanan trafik kazasında araç ruhsat sahibinin de sorumluluğundan söz edilemeyeceğinden, husumet itirazından bulunulmasına rağmen aleyhe hüküm tesisinin hatalı olduğu, yargılama aşamasında keşif yapılmaksızın ve müvekkilinin kaza ile ilgili savunmaları dikkate alınmaksızın adli tıp kurumu trafik ihtisas kurulu raporu ile kusur tespiti yapılmasının hukuka aykırı olduğu, olayda müteraffik kusurun bulunup bulunmadığının irdelenmemesinin hatalı olduğu, davacı …’ın sürekli iş göremezlik durumunun mevcut olmadığı, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleriyle kamu düzenine ilişkin olup re’sen gözetilmesi gereken hususları hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 19.07.2015 tarihinde davalı …’ün sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araçla Tekirdağ Marmara Ereğlisi … mevkiinden Çorlu istikametine giderken davacıların yolcu olarak içerisinde bulunduğu … plakalı araca çarpması sonucu davacıların yaralandığı, davacıların kazaya sebebiyet verdiğini iddia ettikleri sürücü, işleten ve sigorta şirketi aleyhine maddi ve manevi tazminat istemiyle bu davayı açtıkları anlaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacılarda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacıların yaşı, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Bu nedenle davalılar … ve … Ltd. Şti. vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf istemleri yerinde bulunmamıştır. Dosya içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde BK’nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen raporda belirtilen kusur oranının (ceza mahkemesinde alınan kusur raporuyla birbirini teyit ettiği de dikkate alınarak) ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davacı …’ın veteriner olmasına, gelir durumuyla ilgili dosyada belge bulunmasına, davalı … Ltd. Şti.’nin … plakalı aracın ruhsat sahibi oluşu nedeniyle hakkındaki davanın kısmen kabulünde isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı … vekili ile davalılar … ve … Ltd. Şti. vekilinin istinaf istemlerinin HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun, başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararına yönelik davalı … vekili ile davalılar … ve … Ltd. Şti. Vekilinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-)İstinaf eden tüm davalılardan maddi tazminat yönünden alınması gereken 7.143,83-TL harçtan peşin yatırılan 3.243,72-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 3.900,11-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-)İstinaf eden davalılardan manevi tazminat yönünden alınması gereken 3.073,95-TL harçtan peşin yatırılan 768,49-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 2.305,46-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalılar … ve … Ltd. Şti.den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-)Yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde davacı …’ın maddi tazminat yönünden Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, diğer davacılar yönünden kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/12/2021