Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2132 E. 2019/1493 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2132
KARAR NO : 2019/1493
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2017
NUMARASI : 2016/329 E., 2017/317 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/07/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesi ile; 11/0/2013 tarihli trafik kazasında vefat eden … davacıların murisi olduğunu, murisin davacılardan…. ve …. ile birlikte karayolundan karşıdan karşıya geçmeye çalışırken davalı …’in kullandığı …. plakalı aracın tam kusurlu biçimde çarpması sebebiyle muris … vefat ettiğini, davacı … %82 oranında malül kaldığını, kaza sonrası tutulan tutanağa göre sürücünün kusursuz gösterildiğini, halbuki kaza yeri yakınında bir alt geçit, üst geçit, yaya geçidi yahut benzer bir trafik işareti bulunmadığını, yayaların kurallara uygun biçmide karşıdan karşıya geçmeye çalıştığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar … ve … için ayrı ayrı 100,00’er TL olmak üzere toplam 400,00-TL destekten yosun kalma tazminatı ile davacı … yaralanması ve özürlü kalmasından dolayı hakettiği maddi tazminat ile velayeti altındaki çocukları için hükmedilecek 100,00’er TL maddi tazminat toplamı olan 300,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A. Ş. vekili cevap dilekçesi ile; sorumluluklarının poliçe limiti ile ve sigortalının kusur oranı ile sınırlı olduğunu, meydana gelen kazada sürücünün kusurlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davanın zamanaşımına uğradığını, kusurun karşıdan karşıya geçme kurallarına uymayan yayalarda bulunduğunu, ceza soruşturması sırasında ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor ile kazanın meydana gelmesinde davalının kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, bu nedenle de davalı …. hakkında başlatılan ceza soruşturmasının takipsizlik ile sonuçlandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/6258 soruşturma sayılı dosyası kapsamında Mudanya Sulh Ceza Mahkemesi aracılığıyla temin edilen 11/07/2013 tarihli rapor ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden temin edilen 04/11/2013 tarihli rapor ile kazanın meydana gelmesinde kazaya karışan yayaların ayrı ayrı ve tamamen kusurlu olduğu, araç sürücüsü …. kusursuz olduğunun belirlendiği, kazanın oluş biçimi konusunda tereddüt yoksa bir hukukçunun eylemlerden hangisinin asli kusur, hangisinin tali kusur teşkil edeceğini taktir edebileceği, bu itibarla trafik bilirkişisi raporlarını değerlendirme konusunda özel bir uzmanlık aranmadığı, hukuki bilginin raporun denetimi için yeterli olduğu, bu itibarla yeni bir keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmeden ceza soruşturmasında alınan raporlarla yetinildiği, ceza yargılaması sırasında alınan raporların hukuk hakimini bağlamayacağı, ancak raporların objektif biçimde değerlendirilmesi sonucunda olaya ve trafik kurallarına uygun biçimde rapor hazırlandığı kanaati hasıl olduğunda hakimin yeni bir rapor alıp alınmaması konusunda taktir hakkını kullanması mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf sebepleri; savcılık soruşturması sırasında alınan raporlara istinaden karar verilmesinin hatalı olduğu, bu raporlara yönelik yapmış oldukları itirazların dikkate alınmadığı, mahallinde keşif yapılarak yeniden rapor alınması gerektiği hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve maluliyet tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır. Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/329 E., 2017/317 K. sayılı dosyasında meydana gelen kaza ile ilgili olarak kusur durumuna ilişkin olarak ayrıca bilirkişi raporu alınmamış, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/6258 soruşturma sayılı dosyası kapsamında Mudanya Sulh Ceza Mahkemesi aracılığıyla temin edilen 11/07/2013 tarihli Suç Bilirkişisi … tarafından düzenlenen rapor ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden temin edilen 04/11/2013 tarihli kusur durumuna ilişkin rapor hükme esas alınmıştır. Araç sürücüsü … hakkında yapılan soruşturma sonucu Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/6258 soruşturma 2014/4529 karar sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Araç sürücüsü …. hakkında ceza mahkemesine açılan bir dava ve yapılan bir yargılama da bulunmamaktadır. 6098 sayılı TBK’nın 74. Maddesine göre; “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.”Mahkemece; kesinleşmiş savcılık ceza soruşturma dosyasına göre, davalı …. kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu, müteveffa yaya … ile kaza sonucu malul kalan davacı …. kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu oldukları kabul edilerek kusur raporu alınmamıştır. Hukuk Mahkemesi, Ceza Mahkemesinde kesinleşen maddi olgu ile bağlı ise de, maddi olguya göre belirlenen kusur oranı hukuk hakimi için bağlayıcı değildir. Mahkemece; ceza soruşturma dosyası ve dosya içindeki belgeler dikkate alınarak, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur durumuna ilişkin rapor alınarak, kusur durumlarının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu itibarla davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne, HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılması amacıyla Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1- Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2017 tarih ve 2016/329 E., 2017/317 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda gösterilen nedenlerle KABULÜNE, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2017 tarih ve 2016/329 E., 2017/317 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2- Dosyanın, kaldırma gerekçesi uyarınca işlem yapılmak üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3- Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendilerine İADESİNE,4- Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/6 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.04/07/2019