Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2127 E. 2021/806 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2127
KARAR NO: 2021/806
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2019
NUMARASI: 2014/251 E. – 2019/371 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dilekçesinde özetle; ” 21/12/2011 kaza tarihinde davalının ZMMS sigortacısı olduğu … sayılı araç ile dava dışı … plaka sayılı aracın çarpılması sonucu meydana gelen kazada … plaka sayılı araç içerisinde yolcu bulunan davacıların desteğinin vefat ettiğini ve davacıların destekten yoksun kaldığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacı anne için 1.500,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine talep ve dava etmiştir. Davalı davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Asıl ve Islahla açılan davanın kabulü ile 44.992,56 TL nin 03.02.2012 ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu kazada pek çok kişinin öldüğünü ve yaralandığını, poliçe limitinin tükendiğini, bu hususun gözönünde tutulmadığını, ayrıca desteğin gelirinin TÜİK verilerine göre belirlenmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 21/12/2011 kaza tarihinde davalının ZMMS sigortacısı olduğu … sayılı araç ile dava dışı … plaka sayılı aracın çarpılması sonucu meydana gelen kazada … plaka sayılı araç içerisinde yolcu bulunan davacıların desteğinin vefat ettiğini ve davacıların destekten yoksun kaldıkları anlaşılmıştır. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.03.1999 gün ve 1999/1920 esas ve 2552 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; “Zorunlu mali mesuliyet sigortasında rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesinin göndermesiyle aynı yasanın 85/1. maddesine göre, sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucunda ortaya çıkan maddi zararlar ile kişinin yaralanması veya ölmesi gibi bedeni zararlara ilişkin olmaktadır. Karayolları Trafik Kanunu 93. maddesi uyarınca zorunlu mali mesuliyet sigortacısı limitle gerçek zarardan sorumludur. 3. kişilerin bu miktarı aşan kısım için bakiye zararlarından işleten şahsen sorumludur. Yine zorunlu mali mesuliyet sigortasına ilişkin tarifede bu tür sigorta ile teminat altına alınan sorumluluk miktarları kişi başına ve kaza başına olmak üzere iki yönlüdür. Rizikonun gerçekleşmesi ile bir kişi yaralanmış ya da ölmüş ise veya tek hasar olmuşsa, poliçede gösterilen asgari had, birden fazla zarar oluşmuşsa azami hadden ancak Karayolları Trafik Kanunu 96. madde uyarınca oranlama (garameten) yoluyla sorumludur.” Davalı zorunlu trafik sigortacısı, çekici ile yolcu otobüsünün çarpıştığını, tüm teminat limitinin tükendiği, buna ilişkin bir kısım mahkeme kararı, ödeme ve yargılaması devam eden dosyalar olduğunu bildirerek şirketin sorumluluğu kalmadığı savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, bu konuda hiç bir değerlendirme yapılmamıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 96. maddesi uyarınca zarar gören kimse birden fazlaysa, bunlardan birine veya birkaçına yaptığı iyiniyetli ödemelerle ve ödediği miktarlar oranında, diğerlerine karşı sorumluluktan kurtulur. Bu durum karşısında mahkemece, davalı sigorta şirketinin iyi niyetle yaptığı ödemelerin araştırılması ve sonucuna göre Karayolları Trafik Kanununun 96. maddesi uyarınca oranlama (garameten) yoluyla ve poliçe teminat limitiyle sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, bu savunma üzerinde hiç durulmadan, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Her somut olayda farazî desteğin ölmemiş olsaydı, öğretime devam edip yüksek öğrenimini tamamlayacağı, öğrenimine uygun bir kurumda veya özel sektörde veya serbest çalışacağı hayatın normal seyrine ve tecrübelere göre yaşı, yaşadığı çevre, devam ettiği veya almış olduğu eğitimi, eğitim sürecindeki başarı düzeyi, aile efradının eğitim düzeyi ve gelir durumu dikkate alınarak gelir seviyesinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu durumda sadece TÜİK verilerine dayanılarak desteğin gelirinin belirlenmesi hatalı olmuştur. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalı vekilinin delilleri toplanmamış bulunduğundan istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 768,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.20/05/2021