Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2091 E. 2022/597 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2091
KARAR NO: 2022/597
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI: 2016/1018 Esas – 2019/324 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın neden olduğu 13/01/2013 günlü trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, bahsi geçen olaya ilişkin olarak 26/07/2013 tarihinde İstanbul Anadolu 20. Asliye Ticaret Mahkemesinde … sigorta A.Ş ve … Sigorta A.Ş aleyhine maluliyet tazminatı talepli olarak dava açıldığını, bu davanın 2013/101 esasa kaydedilerek yapılan yargılama sırasında %100 kusur, %2,3 maluliyet oranı ve kaza tarihindeki maaş bordrosuna göre düzenlenen hesap raporu uyarınca; davacının 127.137,10-TL tazminat talep hakkının bulunduğunun belirlendiği ve alınan bu hesap raporu doğrultusunda … Sigorta şirketi ile sulh olunduğundan, davanın konusuz kalmasına karar verildiğini, ancak aradan bir süre geçtikten sonra davacıda geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak gelişen kalça eklem kısıtlılığının arttığını, bu nedenle 21/08/2015 tarihinde … Hastanesi’nde ameliyat yapılarak kendisine kalça eklemi protezi takıldığını, bu ameliyattan sonra Balıkesir Devlet Hastanesinden temin edilen 05/05/2019 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporu ile davacının %25 oranında sakatlığının bulunduğunun tespit edildiğini, bu nedenle davalı kuruma 23/06/2016 tarihinde ikinci kez başvuruda bulunarak davacının maluliyet oranında meydana gelen artışa dayanılarak tazminat talep edildiğini, ancak bu başvurunun daha önce ödeme yapıldığı gerekçesiyle reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) davacının maluliyet oranında meydana gelen artışın tespit edilmesinden sonra arttırılmak üzere geçici ve kalıcı iş göremezlik zararına karşılık olarak, 1.000,00-TL maddi tazminatın 08/07/2016 temerrüt tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş; 12/10/2018 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de istek miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda 197.861,90-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf, vekil edeni şirket nezdinde sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın sebebiyet verdiği 13/01/2013 günlü trafik kazasında kusursuz olarak yaralandığı iddiasıyla, geçici ve kalcı iş göremezlik tazminatı isteğinde bulunmuş ise de, meydana gelen kaza nedeniyle oluşan maluliyet nedenine dayalı olarak davacıya 21/07/2014 tarihinde 34.300,00-TL ödeme yapıldığını, bu şekilde tüm sorumluluğunun yerine getirildiğini, ancak bakiye sorumluluğun bulunduğu kanaatine varılır ise davacının maluliyet oranının ATK veya tam teşekküllü devlet hastanesi tarafından verilecek heyet raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerinin ZMM sigortası genel şartları ve KTK’nun hükümleri uyarınca poliçe teminatına dahil olmadığını, bu hususun gözetilmesini istediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu, taraflar arasında daha önce İstanbul Anadolu 20. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen sonuçlandırılan 2013/101 E., 2014/319 karar sayılı dava dosyası ile tüm dosya kapsamı gözetilerek; davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda … plaka sayılı yolcu otobüsü sürücüsünün %70 oranında, yolcu otobüsünün önüne kontrolsüz bir biçimde çıkan yayaların ise %30 oranında kusurlu olduğu, otobüste yolcu olarak bulunan davacının ise kusursuz bulunduğu, Ege Üni. Tıp Fak. Hastanesince düzenlenen rapordan da anlaşılacağı üzere; davacının olay tarihindeki yaşına göre %41, rapor tarihindeki yaşına göre%43 oranında malul kaldığı, İstanbul Anadolu 20. Asliye ticaret Mahkemesinin 2013/101 esas sayılı dosyası yargılaması sırasında davalı tarafça, davacıya %2,3 maluliyet oranı üzerinden 27.138,10-TL tazminat ödemesi yapıldığı, davacının maluliyetindeki artış oranın %40,7 olduğu, artan bu maluliyet oranına göre ödemesi gereken kalıcı iş göremezlik zararının 357.291,39-TL olduğu, ancak davalı sigorta şirketinin poliçe limiti olan 225.000,00-TL sınırlı sorumluluğu bulunduğundan, daha önce yapılan ödeme gözetildiğinde bakiye limitin 197.861,90-TL olacağının itibar edilen aktüer bilirkişi raporu ile belirlendiği, bu durumda davanın kabulü gerektiğiğ gerekçesiyle; “Davanın KABULÜNE, 197.861,90 TL maddi tazminat bedelinin 08/07/2016 tarihinden işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir. Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; davacıya karşı her türlü yükümlülüğü yerine getiren ve ödenebilir tüm sigorta teminatlarının 21/07/2014 tarihinde 34.300,00-TL olarak ödeyen müvekkili şirkete yönelik olarak açılan eldeki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, bir an için müvekkil şirketin yasal sorumluluğunun yapılan ödemeden daha fazla olduğu sonucuna varılması halinde ise, yapılan ödeme 34.300,00-TL olduğu halde ödemenin 27.138,10-TL olduğu yolundaki hatalı aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınarak fazla tazminata hükmedilmiş olmasının isabetsiz bulunduğu ve ayrıca bilirkişi raporuna da hesaplanan tazminat tutarının fahiş olması nedeniyle objektiflikten uzak bulunduğu, yeniden hesap raporu alınması gerektiği hususlarına yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen cismani zarara dayanılarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin 13/01/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanarak maluliyete uğradığını, cismani zararın tazmini için İstanbul Anadolu 20. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı önceki davada, maluliyet oranının %2,3 olarak tespit edilmesi üzerine, bu oran üzerinden yapılan hesaplama ile belirlenen tazminat miktarının davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesi nedeniyle, davanın konusuz kalmasına karar verildiği, ancak müvekkilinin kaza neticesinde uğradığı maluliyetin zaman içerisinde arttığını ileri sürerek maluliyet oranındaki artış sebebiyle aradaki farka ilişkin maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının maluliyetinde artış olup olmadığı, olmuş ise oranını tespiti amacıyla Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulundan temin edilen 12/01/2018 günlü raporda; devlet memuru olan davacının, olaya bağlı gelişen sol uyluk kemiği boyun kırığı sonrası sol total kalça protezi uygulaması, sağ kalça eklemlerindeki hareketlerinde kısıtlılık ve sol alt ekstremitede bir cm kısalık nedeniyle kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranını tespit işlemleri yönetmeliği uyarıca olay tarihindeki yaşına göre %41, rapor tarihindeki yaşına göre de %43 oranında meslekte kazanma gücü kaybına uğradığını bildirmiş ve bu rapora karşı davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Aktüerya hesap uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen 31/07/2018 günlü hesap raporunda da; davacının maluliyet oranın arttığının 05/05/2016 tarihinde aldığı engelli sağlık kurulu raporu ile öğrendiğini, bu durumda fark maluliyet oranı olan %40,7 üzerinden 05/05/2016 tarihinden itibaren bakiye zarar hesaplaması yapılması gerektiği, davacının gelirinin dosyadaki bilgi ve belgelere göre AGİ hariç net asgari ücretin 1,61 katı bulunduğu, buna göre davacının kalıcı iş göremezlik zararının 357.291,39-TL olacağı, ancak poliçe limitinin 225.000,00-TL olması ve İstanbul Anadolu 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/101 esas sayılı dosyasında %2,3 maluliyet oranına göre hesaplanan 27.138,10-TL maluliyet tazminatının davalı sigorta tarafından ödenmiş olması nedeniyle, davalı sigorta şirketinin bakiye teminat limiti olan 197.861,90-TL ile sorumlu tutulacağı bildirilmiş ve bu rapora karşı da davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmediği görülmüştür. Hal böyle olunca, dosya arasındaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delilerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve ayrıca yargılama sırasında temin edilerek hükme esas alındığı anlaşılan maluliyete ilişkin rapor ile aktüer bilirkişi hesap raporuna karşı davalı tarafça herhangi bir itiraz ileri sürülmediği, bu nedenle de söz konusu raporlardaki belirleme ve değerlendirmelerin davacı taraf için usulü kazanılmış hak oluşturduğu gözetildiğinde, söz konusu bu raporların hükme esas alınmalarında istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenlerine göre usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına (Bkn.Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 01/12/2016 gün 2016/4385E.-2016/11059K.sayılı içtihadı), keza her ne kadar davalı taraf , davacı vekiline 21/07/2014 tarihinde 34.300,00-TL ödeme yapıldığını ileri sürmüş ve istinaf dilekçesi ekinde de bu ödemeye ilişkin dekont suretini ibraz etmiş ise de, 21/07/2014 günlü söz konusu bu dekont incelendiğinde “…” açıklamasını içerdiği, taraflar arasında yapılan sulhün de İstanbul Anadolu 20. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan 2013/101 Esas sayılı dosya kapsamında yapıldığı ve sulh konusu asıl alacak miktarının da 27.137,10-TL olduğu değerlendirildiğinde, fiili ödemedeki (34.300,00-TL) farkın o yargılamaya ilişkin avukatlık ücreti, yargılama gideri ve asıl alacağın faizine ilişkin bulunduğu, dolayısıyla da asıl alacağın ferilerine ilişkin ödemenin teminat miktarından düşülemeyeceği nedeniyle mahkemece eldeki dava kapsamında temin edilen aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında uyuşmazlık konusu bulunmayan önceki dava kapsamında temin edilen bilirkişi raporu ile belirlenen 27.137,10-TL asıl tazminat miktarının poliçe limitinden düşülmesi neticesinde bakiye teminat miktarınca davalının sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında da bir yanılgı tespit edilemediğinden davalı vekilinin yerinde olmadığı sonucuna varılan istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1- İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/03/2019 gün ve 2016/1018 E. – 2019/324 K. yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 12.832,84-TL istinaf karar ve ilam harcından, istinafa başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 3.209,00-TL’nin düşümü ile bakiye 9.623,84-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.nun 361. maddesi gereğince, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022