Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2051 E. 2022/592 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2051
KARAR NO: 2022/592
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2019
NUMARASI: 2017/384 Esas – 2019/377 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde iken, araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini yitirmesi neticesinde kaldırımda yürümekte olan vekil edenine çarpması ile meydana gelen 27/07/2016 günlü trafik kazasında, davacının ayağında kemik kırıkları oluşacak şekilde yaralandığını, kazanın oluşumunda sigorta araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu bulunduğunu, kaza nedeniyle vekil edeninin uğradığı geçici ve kalıcı iş göremezlik zararının karşılanması amacıyla davalı … şirketine 22/02/2017 tarihinde başvuruda bulunulmuş ise de, bu başvurudan sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) geçici ve kalıcı iş göremezlik zararına karşılık olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş; 20/11/2018 günlü bedel artırım dilekçesi ile de geçici iş göremezlik zararına ilişkin istek miktarını 3.977,07-TL’ye, kalıcı iş göremezlik zararına ilişkin istek miktarını da 25.598,58-TL’ye (toplam 29.575,65-TL) çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar görülmekte olan dava açılmadan önce vekil edeni sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş ise de, davacının iddiasını ispat yönünde kalıcı ve geçici maluliyetini gösterir bir rapor sunulmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere maluliyet oranını tespiti için dosyanın ATK 3. İhtisas Kuruluna sevki ile birlikte davacıda var olduğu tespit edilecek sakatlık ile kaza arasında illiyet bağı olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, ayrıca 25/02/2011 tarihinden itibaren geçerli mevzuat değişikliği nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin olarak sigortacının sorumluluğunun ortadan kalktığını, sorumluluğun SGK’ya geçtiğini, ayrıca sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı bulunması nedeniyle, kazanın oluşumundaki taraf kusurlarının ne olduğunun usulüne uygun şekilde tespit edilmesi yanında tazminat hesaplamasının da asgari ücret düzeyindeki gelir üzerinden TRH-2010 Yaşam Tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulaması ile belirlenmesini istediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; davacının yaralanması ile sonuçlanan 27/07/2016 günlü trafik kazasının oluşumunda, dava dışı sigortalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yayanın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının kaza sonucunda %5 oranında beden gücü kaybına uğradığı ve iyileşme süresinin de 3 ay bulunduğu benimsenmek suretiyle hükme esas alındığı anlaşılan 17/09/2018 günlü aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda; -Davanın kabulü ile, 3.977,07-TL geçici iş göremezlik, 25.598,58 TL daimi iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 08/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir.Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; davacının kalıcı sakatlık oranının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda tespit edilmesi gerektiği, bu nedenle davacının maluliyet oranının tespiti bakımından yapılan araştırmanın hatalı olduğu, bu yöndeki itirazlarının değerlendirme dışı bırakıldığı, ayrıca geçici iş göremezlik tazminatı talepleri poliçe kapsamında olmadığından, bu yöndeki talebin reddi yerine kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz bulunduğu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen cismani zarara dayanılarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir. 1-01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.maddesinin “Sağlık Giderleri Teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar, tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile, trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderlerin teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup, ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” denmekte ise de; 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanmış ve sınırlandırılmıştır. KTK’nun 98.maddesinde; trafik kazaları nedeniyle, üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın, SGK tarafından karşılanacağı belirtilmiş olup; 6111 sayılı yasanın geçici 1.maddesi ile de, “Bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı belirtilmiş olup, buna göre SGK 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nun 98.maddesi uyarınca tüm tedavi giderlerinden değil sadece söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Diğer bir ifadeyle SGK’nun hangi tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, kanun uyarınca belirlenmiş olup, anılan kanun kapsamı dışına çıkılarak yapılan genel şartlardaki düzenlemeler ile, SGK’nun sorumluluk kapsamının genişletilmesi, bir kanun maddesinin idarenin yapmış olduğu bir düzenleme ile değiştirilmesi mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/01/2004 tarih, 2004/4-40E-2004/113 K.sayılı İçtihadı). Bu durumda, SGK’nun sorumluğunun kapsamını belirleyen KTK’nun 98.madde hükmüne aykırı olacak şekilde düzenlenen Genel Şartlardaki bu yöndeki bir belirlemenin KTK’nun 92.maddesine 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik sonucu eklenen (i) maddesi nedeniyle yasal hale geldiği de söylenemeyeceği gibi, anılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi kararı ile de iptal edildiği gözetildiğinde, bedensel zararın bir türü olan geçici iş göremezlik zararından davalı … şirketinin sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında bir yanılgı bulunmadığından, davalı … şirketinin bu yönü amaçlayan istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin diğer istinaf itirazına gelince; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle davacının yaralanmasından kaynaklanan sürekli maluliyet oranı uzman bilirkişi heyeti tarafından kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre belirlenmiş olmasa da (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin benzer bir olaya ilişkin 09/03/2021 gün ve 2020/838 E., 2021/2453 K.sayılı içtihadında da işaret edildiği üzere) 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği İle Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelikte, maluliyet oranlarına ilişkin aynı cetvellerin kullanılarak belirleme yapılması ve maluliyete ilişkin olarak Sağlık Bakanlığı Marmara Üniversitesi İstanbul Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı görevli bilirkişiler tarafından davacının kaza sonrasında görmüş olduğu tüm tedavi evraklarının değerlendirilmesi neticesinde düzenlendiği anlaşılan 21/05/2018 günlü raporun usulüne uygun şekilde davalı vekiline tebliğ edildiği halde, süresi içerisinde bu rapora karşı itiraz edilmediği, dolayısıyla söz konusu rapordaki maluliyet oranına ilişkin belirleme ve değerlendirmelerin davacı taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturacağı da gözetildiğinde söz konusu bu raporla belirlenen maluliyet oranının esas alınmasıyla düzenlendiği anlaşılan aktuer bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına göre, davacı vekilinin maluliyet oranına ilişkin istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.020,31-TL’nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinafa başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 506,00-TL’nin düşümü ile bakiye 1.514,31-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.m. 362/1-a hükmü uyarınca, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/04/2022