Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2032 E. 2022/203 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2032
KARAR NO: 2022/203
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2018
NUMARASI: 2014/925 E. – 2018/525 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan ve dava dışı …’a ait olan … plaka sayılı aracın, …plaka sayılı araca çarpması neticesinde meydana gelen 22/10/2011 günlü trafik kazasında, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın hayatını kaybettiğini, müteveffanın vekil edeninin oğlu olduğunu, oğlunun ölümü ile desteğinden yoksun kalan davacının, davalı sigorta şirketine yaptığı başvurunun reddedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) şimdilik 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş; 06/11/2017 günlü bedel artırım dilekçesi ile de istek miktarını 34.283,09-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; … adına tescilli aracın, 06/04/2011-06/04/2012 tarihleri arasını kapsar biçimde vekil edeni şirket nezdinde trafik sigortalı olduğunu, … plaka sayılı aracın karıştığı 22/10/2011 günlü trafik kazası nedeniyle yapılan başvuru neticesinde hasar dosyası açılmış ise de, yapılan incelemede kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, bu durumda davacının destekten yoksun kalma talep hakkı bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 22/10/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının oğlu …’ın hayatını kaybettiği, talep konusu kazanın oluşumunda destek sürücünün tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı, bu durumda HGK’nın 01/11/2017 gün 2017/1315 E-2017/1239 karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere, desteğin kusurunun destek görenlere yansıtılması gerektiği, davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığı görüşünden hareketle, davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; kaza tarihinde yürürlükte bulunan yasal mevzuat, sigorta genel şartları ve Yargıtay İçtihadlarına göre, davacının üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, desteğin kusurunun kendisine yansıtılamayacağı halde, aksi gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. Görülmekte olan davada, talebin dayanağını oluşturan kaza, 22/10/2011 tarihinde meydana gelmiş olup; kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve HGK kararları ile Yargıtay özel dairesinin yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü-işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişilerin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 16/04/2019 gün 2016/10995 Esas-2019/4807 Karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 15/03/2021 gün ve 2020/471 E., 2021/2720 K.sayılı içtihatlarından da görüleceği üzere duraksamamak gerekir. Bu durumda mahkemece, talebin aracın ZMM sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kapsamında kaldığının gözardı edilmesi sonucunda, başka bir olay, durum ve hukuki ilişkiye ait bulunan HGK’nın 01/11/2017 gün 2017/1315 Esas-2017/1239 Karar sayılı ilamındaki belirlemelere bağlı kalınması sonucunda dosya kapsamıyla örtüşmeyen bir gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi ve aşamalarda bilgileri verilen araç kayıtlarında plaka farklılığı olduğu anlaşılmakla bu hususun da resmi kayıtlarla denetlenmemiş bulunması HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında yerinde görülmediğinden davacı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2018 tarih ve 2014/925 E. – 2018/525 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/02/2022