Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1926 E. 2021/2031 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1926
KARAR NO : 2021/2031
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2018
NUMARASI : 2017/893 E. – 2018/1066 K.
DAVA : Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 01/06/2014 tarihinde sürücü belgesiz traktör sürücüsü … kontrolündeki araçla geri geri giderken davacıların 2 yaşındaki çocuğu …’e çarpması sonucunda çocuğun tekerlek altında kalarak vefat ettiğini, traktörün trafik sigortasının mevcut olmadığını, davacıların müşterek çocuklarının vefatı nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı anne ve baba için 3.000,00-TL belirsiz alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 21.09.2018 havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı … için 47.753,22-TL, davacı …için 36.760,40-TL olarak artırmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayın yerinin karayolu yada kamuya açık alan olmadığından davanın reddi gerektiğini, ölen çocuğun olayda kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… ZMMS’si olmayan araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olması 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca kusur oranında ve davalı sigorta şirketinin poliçe genel limiti dahilinde davalı tarafın sorumluluk kapsamında kalıyor olması sebebiyle, bilirkişilerce hesaplanan miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı taraf kazanın kamuya açık alanda meydana gelmediği, mülk yolu olduğu savunmasında bulunmuş ise de Jandarma tarafından düzenlenen tutanakta kazanın müstakil köy evinin yanındaki boş alanda, mera alanı içinde olduğu yani özel alan değil kamuya açık bir alanda kazanın meydana gelmiş olması, genel yolla bağlantısı olması nedeniyle de davalı güvence hesabının sorumlu olduğu kanaatine varıldığı”, gerekçesiyle, Davanın KABULÜ İLE, davacı … için 47.753,22 TL, davacı. .. için 36.760,40 TL tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalıdan alınıp davacılara verilmesine, karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri: Davalı vekili; kazanın meydana geldiği yol mülk yolu olup, kamuya açık alan olmadığından karyolu sayılamayacağını, bu nedenle müvekkilinin zarardan sorumluluğu bulunmadığını, 2 yaşındak çocuklarını güvenli bir yerde bulundurmayan davacı anne ve babanın kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunu, davanın reddi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, savcılık tarafından alınan dosyada mübrez 02.06.2014 tarihli kusur raporunun kazanın meydana geliş biçimine ve somut olayın özelliklerine uygun olmasına, bu nedenle yerel mahkemece hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmekte olup, (H.G.K’nun 28.09.2011 tarihli, 2011/17-499-2011/557 sayılı kararı da bu yöndedir.) olay yeri inceleme raporu ve ekli krokide, kaza yerinin mera içinde davacıların mülküne giden yol olduğu, çayırlık alan içinde bulunduğu, kaza mahallindeki bu mülk yolunun mera yolu (karayolu) ile bağlantısı olduğu, bu nedenle 2918 sayılı KTK’nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı olduğundan kazanın meydana geldiği yerin karayolu sayılan yerlerden sayılmasına ve bu itibarla meydana gelen zararın teminat kapsamında kalmasına göre ( Bknz. Yargıtay 17.HD’nin 2016/12156 Esas,2019/7414Karar sayılı ilamı); davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun HMk 353-1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2018 tarih ve 2017/893 Esas, 2018/1066 Karar sayılı kararına karşı davalı Güvence Hesabı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvuru sırasında alınması gereken 5.773,12-TL harçtan peşin alınan 1.444,00 -TL harcın mahsubu ile bakiye 4.329,12 -TL harcın davalı Güvence Hesabı’ndan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı Güvence Hesabı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.16/12/2021