Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1886 E. 2021/2030 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1886
KARAR NO: 2021/2030
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2018
NUMARASI: 2016/277 E. – 2018/1280 K.
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Cismani Zarar Nedeniyle Alman Sağlık Sigorta Kurumunun Açtığı Rücuen Tazminat Davası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/07/2011 tarihinde davalı … Ltd.Şti’ye ait ve davalı … ‘un kullandığı, davalı … Sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı çekiciye bağlı … plakalı römork ile … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan dava dışı …’ın yaralandığını, Elbistan Devlet Hastanesinde bir süre tedavi gördükten sonra yurtdışında yaşaması sebebiyle tedavisine yurtdışında devam edildiğini, davacı şirket sigortalısının yurtdışında gördüğü tedavi evraklarının ekli tercümesi ile dosyaya ibraz edildiğini, davacı tarafından sigortalısına tedavi giderlerine ilişkin ödemelerde bulunduğunu ileri sürerek davacı şirket tarafından sigortalısına ödenen tedavi giderlerinin tahsil tarihindeki kur’un TL karşılığının davalılar …Ltd.Şti ve …’tan tamamının, diğer davalılardan ise sorumlu oldukların miktarın mahkemece belirlenerek bu miktarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; mevcut sigorta ilişkisinin isteğe bağlı sigortalar kapsamında ise ve davacı tarafça dava dışı şahsa yapılan sağlık harcamaları sağlık sigortası kapsamında ödenmiş ise Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “diğer ilgili isteğe bağlı sigortalar” başlıklı 7.maddesinde yer alan “trafik kazaları sebebiyle sağlık hizmeti talebine konu olabilecek isteğe bağlı sigortaları düzenleyen sigorta şirketlerinin anılan poliçeler çerçevesindeki sorumlulukları saklıdır.”hükmü uyarınca da anılan bedelin davalı kurumdan talep edilmesinin söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada davalı şirket şoförüne verilen kusur durumunu kabul etmediklerini, davacının sigortalısına yaptığı sağlık harcamalarının tespiti gerektiğini, davacının sigortalısının tedavisini yurt dışında özel kurumlara yaptırdığını, bu tedavi masraflarının rücu edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı …Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davalı şirket tarafından 21/06/2011-2012 tarihleri arasında sigortalandığını, 13/02/2011 tarih 6111 sayılı yasanın 59.maddesi ile 2918 sayılı KTK 98.maddesine göre trafik kazalarındaki sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağının hüküm altına alındığını, bu nedenle tüm tedavi masraflarından SGK’nın sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…bilirkişi incelemeleri sonucunda meydana gelen kazada davalı şirkete ait olan ve diğer davalı …’un sürücüsü olduğu, aynı zamanda davalı sigorta şirketinin de ZMMS sigortacısı olduğu aracın %100 kusurlu olduğu sabittir. Yine bu kaza sonucu dava dışı kişideki yaralanma sonucu davacı kurum tarafından yapılan masrafların mevcut yaralanmanın niteliği ile yapılan tedavilerin birbirlerine uygun olduğu anlaşıldığından 3.619,28 Euro tedavi giderlerinden 2098 sayılı KTK’nun 98.maddesi kapsamında davalı SGK’nın sorumluluğunun bulunduğu, yine her ne kadar Türkiye içerisinde yapılan tedavi giderlerinden 2918 sayılı kanunun 98.maddesi uyarınca SGK tek başına sorumlu ise de yurt dışında yapılan tedavi giderlerinden davalı sigorta şirketlerinin poliçe kapsamında kalan sorumluluğunun aynen devam ettiği, ayrıca davalı araç maliki ve araç sürücüsünün de davacı Alman Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan tedavi giderlerinin rücu’en tahsili isteminden haksız fiil sorumluğu gereği sorumluluklarının da devam ettiği”, gerekçesiyle, Davacının davasının kabulü ile 3.619,28 Euro’nun dava tarihinden itibaren Euro cinsine 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının uyguladığı en yüksek 1 yıllık mevduat faiz oranı ile birlikte tahsil tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının tahsilde mükerrer olmamak şartıyla davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı …Ltd. Şti. vekili ve davalı SGK vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davalı … Ltd. Şti. vekili; müvekkili şirket sürücüsünün kazada kusuru bulunmadığını, tedavi giderlerinden sorumluluğun SGK’ya ait olduğunu, olayda hatır taşıması mevcut olduğundan tazminattan bir miktar indirim yapılması gerektiğini, davalıların kur farkından etkileneceği şekilde tahsil tarihindeki kur üzerinden hüküm oluşturulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı SGK vekili, can sigortalarında ise ödemeyi yapan sigorta şirketinin rücu hakkı yasada düzenlenmediğinden davacı sigorta şirketinin müvekkil kurumdan rücu hakkı bulunmadığını, 26/09/2018 günlü bilirkişi raporunun SUT kapsamında bir inceleme yapılmadan hazırlandığını, hükme esas alınmaya elverişli olmadığını, müvekkil kurumun yasal hasım konumunda olduğu dikkate alınmadan yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden diğer davalılar ile birlikte sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı vekili yarına hükmedilen avukatlık ücretinin hatalı hesaplandığını, müvekkil kurum kamu kurumu olduğundan harçtan muaf olup, harçtan sorumlu tutulmasının da hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan kaynaklanan cismani zarar nedeniyle ödenen tedavi giderinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.1-Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; kaza tespit tutanağı ile dosya kapsamında alınan ATK kusur raporu uyumlu olup, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunun anlaşılmasına; Borçlar Kanunu, Yasal mevzuat ve Yargıtay içtihatlarına göre davacı … ‘nın sigortalısına tedavi giderleri kapsamında ödediği tazminatın rücuen tahsilini isteyebilecek olmasına; davacı vekili davacı şirkete sağlık sigortalı dava dışı …’ın Türkiye’de meydana gelen kaza nedeniyle yaralandığını belirterek sigortalısına ödediği tedavi giderlerini tahsil tarihindeki kur üzerinen ve bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan talep etmiş olmakla; B.K.nun 83.(TBK.99.) maddesi, sözleşmeden veya sözleşme dışı bir nedenden kaynaklanmış olmasına göre bir ayırım yapmaksızın, vadesinde ödenmeyen yabancı para borcunun, vade veya fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının istenebileceği hükmünü taşıdığından yerel mahkemece davacının talebi de dikkate alınarak hükmedilen tazminatın tahsil tarihindeki kur üzerinden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ( Bknz. Yargıtay 17.HD’nin 2019/4637 Esas, 2020/6616 Karar sayılı ilamı), hatır taşımasının sadece zarar gören kişinin yolcu olarak bulunduğu araç yönünden söz konusu olup, karşı aracın hatır taşıması indiriminden yararlanamayacak olmasına ve eldeki dava, 6111 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra SGK ile diğer davalılar aleyhine açılmış olmakla, davalı SGK’nın yargılama giderleri ve vekalet giderlerinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı Davalı … Ltd. Şti. Vekili ve davalı SGK vekilinin bu hususlardaki istinaf itirazları yerinde görülmeyerek esastan reddi gerekmiştir. 2-25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacının poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’na göre zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen belgeli (faturalı) tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir. Somut olayda dava, 15/03/2016 tarihinde, yani 6111 Sayılı Yasa’nın yürürlük tarihinden sonra kazaya neden olan aracın sürücü, işleteni, zorunlu trafik sigorta şirketi ve SGK aleyhine açılmıştır. Belgeli (faturalı) tedavi giderlerinden SGK sorumlu olup, belgeli tedavi giderlerinden , sigorta şirketi, sürücü ve işletenin sorumlukları kalmamıştır. Ancak belgesiz (faturasız) tedavi giderlerinden sürücü, işleten ve ZMMS sigortacısı sorumlu olup, somut olayda dosya kapsamına göre; davacının rücuen tazminini talep ettiği tedavi giderlerinin tümü belgeli (faturalı) olup, tamamından davalı SGK sorumlu olduğundan; başka bir deyişle davalı sürücü, işleten ve ZMMS sigortacısının faturalı tedavi giderlerinden sorumluluğu kalmadığından yerel mahkemece, sadece davalı SGK yönünden davanın kabulü gerekirken, tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-Davalı SGK, kamu kurumu olup, harçtan muaf olmakla, yerel mahkemece davalı SGK’nın harçtan sorumlu tutulması da doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı … Ltd. Şti. ve davalı SGK vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle ayrı ayrı kısmen kabulüne, ancak bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın 353/1.b.2 maddesi gereğince kaldırılarak yeniden aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-)İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2018 tarih ve 2016/277 Esas, 2018/1280 Karar sayılı kararına karşı davalı … Ltd. Şti. ve davalı SGK vekilinin istinaf başvurularının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle ayrı ayrı REDDİNE; yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle KABULÜNE, (a)Davalı … Ltd. Şti.’den alınan istinaf karar peşin harcının iadesine, (b) Davalı SGK harçtan muaf olup, istinaf başvurusu sırasında harç yatırmadığından iadesi gerekli harç bulunmadığına, (c)İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, (d)Duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 2-)İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2018 tarih ve 2016/277 Esas, 2018/1280 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE; (a)-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, (b)-3.619,28 Euro’nun dava tarihinden itibaren Euro cinsine 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının uyguladığı en yüksek 1 yıllık mevduat faiz oranı ile birlikte tahsil tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının tahsilde mükerrer olmamak şartıyla davalı SGK’dan tahsili ile davacıya verilmesine, (c)Davalı … Sigorta AŞ, davalı … Ltd. Şti. ve davalı … yönünden davanın REDDİNE 3-)Davalı SGK harçtan muaf olduğundan alınması gereken 788,77- TL nispi karar ve ilam harcının hazine üzerinde bırakılmasına; 4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00- TL ücreti vekaletin davalı SGK’dan alınarak davacıya verilmesine,5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00- TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar … Sigorta AŞ, davalı … Ltd. Şti’ye verilmesine, 6-)Davacı tarafından yapılan 2.900,00-TL bilirkişi ücreti ve 418,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.318,50-TL yargılama giderinin davalı SGK’dan alınarak davacıya verilmesine, 7-)Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 150,00-TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine, 8-)Davalı… Ltd. şti Tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Ltd şti’ye verilmesine, 9-)Davalı … tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 10-)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.16/12/2021