Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1882 E. 2022/584 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1882
KARAR NO: 2022/584
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2019
NUMARASI: 2016/686 Esas- 2019/192 Karar
DAVANIN KONUSU: Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenine ait … plaka sayılı ticari aracın davalı sigorta şirketi nezdinde Kasko sigortalı bulunduğunu ve 27/03/2016-28/03/2016 gece vakti müvekkilinin evinin önünde park halinde iken çalındığını, çalınma olayının aynı gün emniyet birimlerine bildirerek poliçe kapsamında araç bedelinin ödenmesi için davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, ancak bu talebin rizikonun teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 1.000,00-TL araç bedelinin 30/05/2016 temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 19/11/2018 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de istek miktarını 28.000,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait … plaka sayılı kamyonetin, vekil edeni şirket nezdinde Genişletilmiş Mavi Ticari Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın çalındığından bahisle yapılan başvuru doğrultusunda hasar dosyası açıldığını, ancak yapılan incelemede aracın “İmmobilizer” tertibatlı bulunduğu, anahtar olmadan çalınmasının çok güç olduğu, bu durumda aracın kendi anahtarı ile çalındığı ve aracın çalınmasında sigortalının ağır kusuru olduğu tespit edildiğinden, hasar talebinin reddedildiğini, zira anahtar kullanarak aracın çalınması halinde meydana gelen rizikonun poliçenin teminatı kapsamı dışında bulunduğunu, davacının aracın asıl anahtarını ibraz edemediğini, bu durumda çalınma olayının anahtarın araç üzerinde ya da açık bir yerde bırakılması nedeniyle gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; “Dava, dava konusu … plakalı aracın 3. Kişilerce çalınması neticesinde iş bu aracın mavi ticari kasko poliçesine istinaden bedelinin sigorta şirketinden tazmini istemine ilişkindir. Davalı vekilince mahkememizin her ne kadar görevsiz olduğu belirtilmişse de yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere çalınan aracın yük nakli amacına tahsis edildiği ve bu haliyle mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla yargılamaya devam olunmuştur. Davacı tarafça yukarıda belirtilmiş olduğu üzere davalı sigorta şirketine yönelik günsüz yazısında yedek anahtarını adres değişikliği nedeniyle bulamadığını belirtmiştir. Taraflar arasında düzenlenen kasko sigortası incelendiğinde 4.11-4.12 maddelerinde araç anahtarının çalınması sonucunda veya kilit mekanizmasının değiştirilmesi sonucunda uğranılan zararın teminat kapsamında olduğu anlaşılmakla davalı sigortalının zararın teminat kapsamı dışında kaldığı beyanına itibar edilmemiştir. Nitekim davacı tarafça Cumhuriyet Başsavcılığına verilen ifade de yedek anahtarının taşınma sırasında kayıp olmuş olabileceğini belirttiği görülmekle TTK 1409/2 maddesinde sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının teminat dışında kaldığının ispatının davalı sigortacıya ait olması karşısında davalının bu iddiasının ispatlayamadığı anlaşılmakla dava konusu iş bu aracın teknik bilirkişi marifetiyle yapılan incelemesi sonucunda hükme esas alınan raporda belirtilen 28.000 TL bedelin daha önce davalı sigorta şirketine yazılı olarak başvurulduğuna dair sunulmadığı anlaşıldığından dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle; -Davanın KABULÜNE, -28.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; davacı sigortalı tarafından “Yedek anahtarın kaybedildiği” iddia edilmekte ise de müvekkil şirkete teslim edilen anahtarın yedek anahtar olduğu, bu halin bile tek başına sigortalının doğru beyanda bulunmadığını göstereceği, kaldı ki çalınma olayını ihbar eden davacının ilk beyanlarında kayıp anahtardan söz etmediği halde, daha sonra yedek anahtarın taşınma sırasında kaybolduğu yolunda beyanında bulunduğu, sigorta şirketine teslim edilen anahtarın yedek anahtar olduğu gözetildiğinde, bu durumda kaybedildiği ileri sürülen anahtarın asıl anahtar olduğu ve kasko sigorta poliçesinde de aracın asıl anahtar ile çalınması halinin teminat kapsamına alındığına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla anahtar ile çalınma halinin ek sözleşme ile teminat altına alınmadığı hallerde, oluşan rizikonun poliçenin teminatı kapsamında olmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; kasko sigorta poliçesine dayanılarak sigortalı tarafından, sigortacıya yönelik olarak çalınan araç nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi nedeniyle açılmış maddi tazminat isteğine ilişkin olup, taraflar arasındaki temel uyuşmazlık aracın nasıl çalındığı ve bu çalınma sırasında araç anahtarının kullanılıp kullanılmadığı ve eğer kullanılmış ise bu durumda aracın çalınması ile oluşan rizikonun teminat kapsamında olup olmadığına yöneliktir. Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.4.11 maddesi gereğince, araç anahtarının ek sözleşmede belirtilen haller dışında ele geçirilmesi suretiyle, aracın çalınması ve çalınmaya teşebbüsü sonucu meydana gelecek ziyan ve hasarların teminat harici olduğu bildirilmiştir. Ancak sigortalı araç anahtarının gasp sonucunda ele geçirilmesi, araç anahtarlarının sigortalının veya aracı kullanımına tahsis ettiği kişinin kendi ev veya iş yeri niteliğindeki kapalı bir yerde muhafazası esnasında, bu mekanı kırma, delme, yıkma, devirme, zorlama, öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanarak veya tehditle ya da araç gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanmak suretiyle ele geçirilmesi nedeniyle aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi teminat kapsamındadır. Dosya içeriğinden, davacıya ait evin önündeki boş alanda park halindeki kasko sigortalı aracın kimliği belirsiz kişi veya kişilerce çalındığının 28/03/2016 tarihinde tespit edilmesi üzerine çalınma olayının sigortalı tarafından aynı gün kolluk kuvvetlerine bildirildiği ve sigortalının 07/04/2016 günlü şikayetçi ek tutanağında; aracına ait yedek anahtarı evinde yaptığı tüm aramalara rağmen bulamadığını, evinde hırsızlık olmadığını, anahtarın muhtemelen taşınma sırasında kaybolmuş olabileceği yönünde beyanda bulunduğu; yargılama sırasında görüşüne başvurulan sigorta ve aktüerya hesap uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen 20/06/2018 günlü raporda da; taraflar arasında düzenlenen kasko sigortası özel şartlarının 3.sayfasında; araç anahtarı kullanılarak, aracın çalınması hali teminat dışında tutulmuş ise de, poliçenin 2.sayfasındaki genel bilgiler başlığı altında “Araç anahtarının ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması” ve “Kaybolan ve çalınan anahtarlar dolayısı ile aracın kilit mekanizmasının değiştirilmesi hali” teminat kapsamına alındığından 3.sayfadaki şarta itibar edilmemesi gerektiği, dolayısıyla da zararın teminat dışı olduğuna ilişkin davalı savunmasına katılmanın mümkün olmadığı şeklinde değerlendirme yapıldığı ve mahkemece bu değerlendirmeye itibar edilerek davanın kabulü cihetine gidildiği anlaşılmaktadır. Ancak, taraflar arasında düzenlenen kasko sigorta policesinin 2. sayfasındaki 4.12 nolu bentte gösterilen ve teminat kapsamına dahil edilen ve “Kaybolan ve çalınan anahtarlar dolayısıyla aracın kilit mekanizmasının değiştirilmesi” şeklinde ifade edilen husus, kaybolan araç anahtarı ile aracın çalınması halini değil, kaybolan ve çalınan anahtarlar nedeniyle sigortalının aracın kilit mekanizmasını değiştirmek zorunda kalması halinde yapılacak giderlere ilişkin bir teminattır. Bu durumda, aracın davacı tarafından kaybedilen ve nerede olduğu bilinmeyen araç anahtarının (ister asıl, ister yedek olsun) kullanılması neticesinde çalındığı, dolayısıyla meydana gelen rizikonun poliçenin teminatı dışında kaldığı ileri sürülebilir ise de, yargılama sırasında görüşüne başvurulan makine mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 01/02/2018 günlü raporda; “… günümüz bilgisayar teknolojisinin çok gelişmiş olması, araçlara özel immobiliser sisteminin monte edilmesinde, sistemin elektronik yapısını bozabilecek/kopyalayabilecek sistemlerin mevcudiyeti ile sistemin çok rahat bir şekilde montajının yapılarak aynı anahtar sisteminin oluşturulmasının” mümkün olduğunun bildirildiği ve davalı tarafça söz konusu bu rapordaki konuya ilişkin belirleme ve değerlendirmeye karşı konulmadığı görülmüştür. TTK’nın 1282. maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olup, aynı yasanın 1281.maddesine göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın da sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir. Ancak TTK’nın 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, taraflar arasında davacıya ait sigortalı aracın kimliği belli olmayan kişi veya kişilerce çalındığı konusunda bir uyuşmazlık mevcut olmadığı gibi, aracın anahtarla çalınma olasılığı yanında anahtar olmadan da çalıştırılabileceği ve bu şekilde çalınabilme olasılığının bulunduğu da itiraza uğramayan bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Hal böyle olunca, TTK’nun 1281.madde hükmü uyarınca rizikonun teminat dışı kaldığını ispatla yükümlü olan sigortacının, aracın mutlak suretle kaybedilen ya da araç üzerinde bırakılan anahtar vasıtasıyla çalındığını, kanıtlayabildiğinden söz edilemeyeceğine ve sigortalının ister yedek, ister asıl olsun araç anahtarlarından birini kaybetmiş olması hali de tek başına ispat külfetini sigortalıya yükletilmesini sağlamayacağına göre, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile davalı sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında sonuç itibariyle bir yanılgı tespit edilemediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1- Yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı sigorta şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.912,68-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinafa başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 478,17-TL’nin düşümü ile kalan 1.434,51-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022