Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1881 E. 2022/583 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1881
KARAR NO: 2022/583
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2018
NUMARASI: 2016/1162 Esas – 2018/1305 Karar
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların maliki ve ZMM sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı aracın, …’nın sevk ve idaresindeki motorlu bisiklete çarpması neticesinde meydana gelen 25/07/2016 günlü trafik kazasında, vekil edenlerinin babası motorlu bisiklet kullanıcısı …ı’nın hayatını kaybettiğini, kazanın oluşumunda davalı araç maliki sürücü …’nun tam kusurlu olduğunu, …’ın ölümü ile kaza tarihinde 18 yaşında bulunan ve müteveffanın kızı olan davacı …’nın destekten yoksun kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL’si destekten yoksun kalma tazminatının, 2.000,00-TL’sinin de cenaze ve defin giderlerine karşılık olmak üzere toplam 12.000,00-TL maddi tazminatın davalı sürücü bakımından kaza tarihinden, davalı … bakımından da dava tarihinden başlatılacak yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine ayrıca, her bir davacı çocuk için ayrı ayrı 50.000,00-TL olmak üzere toplam 350.000,00-TL manevi tazminatın da davalı …’dan kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; 01/6/2018 günlü dilekçesi ile de; destek tazminatına ilişkin istek miktarını 32.606,65-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunarak vekil edeninin kazanın oluşumunda asli kusurlu olmadığını, aksine ölenin kusurlu olduğunu, ve ayrıca müteveffanın kaza anında kask takmaması nedeniyle müterafik kusurlu sayılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 25/07/2016 günlü trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı aracın, vekil edeni şirket nezdinde 03/06/2016-03/06/2017 tarihleri arasını kapsar biçimde ZMM sigortalı olduğunu, ancak davacı tarafça görülmekte olan dava açılmadan önce müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun şekilde bir başvuru yapılmadığından, KTK’nun 97.maddesi gereğince, davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, ayrıca sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur durumunu kabul etmedikleri gibi bisiklet sürücüsü müteveffanın kaza anında kask takmaması ve diğer koruyucu ekipmanları kullanmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, herhangi bir delil ibraz edilmeden cenaze gideri talep edilemeyeceğini ve SGK’ca davacılara yapılmış rücua tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmasını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; davalı … her ne kadar yetki itirazında bulunmuş ise de, bu yetki itirazının yerinde olmadığı, dava konusu kazanın oluşumunda, davalı araç maliki sürücünün %75 oranında, bisiklet sürücüsü müteveffanın ise %25 oranında kusurlu olduğu, davacı …’nın kusur durumuna göre destek zararının 32.606,65-TL bulunduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, bu durumda davacı …’nın destek tazminatı talebi ile kadri maruf olan 1.500,00-TL cenaze giderine ilişkin talebinin kabul edilmesi gerektiği, manevi tazminat taleplerine ilişkin kusur oranı gözetildiğinde kısmen kabul edilmesinin uygun olacağı gerekçesiyle; Maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, Davacı … için istenen destekten yoksun kalma tazminatı olarak 32.606,65 TL ve defin gideri olarak 1.500,00 TL toplamı 34.106,65 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline, bu tahsilat yapılırken davalı …’dan yapılacak tahsilatlarda 25/07/2016 tarihinden itibaren, davalı … şirketinden yapılacak tahsilatlarda ise 26/10/2016 tarihinden itibaren faiz alınmasına; defin gideri yönünden fazlaya dair talebin reddine, Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile her bir davacı için (bir miktar kusur indirimi de dikkate alınmak sureti ile) 10.000,00’ar TL manevi tazminatın davalı … dan 25/07/2016 dan itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline; fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; yetkili yer mahkemesi kazanın meydana geldiği Körfez Mahkemeleri olduğu halde, yetki itirazlarının reddedilmesinin usulsüz bulunduğu gibi kusur durumunun da hatalı belirlendiği, ayrıca hafif bir çarpma şeklinde oluşan trafik kazasında ölüm olayının meydana gelme nedeninin müteveffanın başında kask bulunması olduğunu, bu durumda müteveffanın müterafik kusurlu sayılması gerekirken bu yöndeki itirazları üzerinde durulmadı ve kabule göre davacı taraf yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının çok fazla olduğuna yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle Makine Yüksek Mühendisi … tarafından düzenlenen 21/02/2018 günlü kusur raporundaki; kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün %75 oranında, müteveffanın ise %25 oranında kusurlu olduğuna ilişkin belirleme ve değerlendirmenin dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi ve bu belirlemelerin kaza tespit tutanağındaki tespitler ile olayla ilgili olarak Körfez 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/560 Esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosya kapsamında temin edilen kusur raporlarındaki belirleme ve değerlendirmelerle de örtüşmesi karşısında hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına ve görülmekte olan davanın araç maliki dışında sigorta şirketine yöneltilmiş olması ve sigorta şirketinin adresinin de Beykoz/İSTANBUL bulunması karşısında HMK’nun 6 ve 7 madde hükümlerine göre davacı tarafın kendisine tanınan seçimlik hakkını kullanarak davalı … şirketinin yerleşim yeri adresinde dava açmasında ve davaya İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılıp sonuçlandırılmış bulunmasında da bir yanılgı olmadığına ayrıca, zarar doğurucu eylemin tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, ölenle davacıların yakınlığı, ölümün karşılaşılabilecek en ağır sonuç oluşu, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları dikkate alındığında ölümle sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının 22/06/1999 gün ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında gösterilen ilkelere ve 4721 sayılı TMK’nun 4.maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanılmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıda belirtilen husus dışında kalan diğer tüm istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Ne var ki zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde diğer bir ifadeyle zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zarar meydana gelmesine etki yapmış veya zarar sorumlusunun durumunu ağırlaştırmış ise kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 52.maddesi (benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 44. Maddesinde de mevcuttur) uyarınca hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde; olayla ilgili olarak Körfez Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında temin edilen ölüm muayene ve otopsi tutanağında müteveffanın ölüm nedeni olarak “HEMOTORAKS, PNOMOTORAKS, SOLDA TEMPORAL İNTRAPARANKİMAL HEMATOM, BEYİN ÖDEMİ, SOL OKSİPİTORİYETAL AKUT SUBDURAL HEMATOM, VE SAĞ HEMİSFER AKUT SUBDURAL HEMOROJİ” gösterildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar 21/02/2018 günlü kusur bilirkişisi raporunda; “…’nın ölü muayene ve otopsi raporunda göğüs kısmındaki yaralanmalar nedeniyle hayatını kaybettiği açıklanmış olup, koruyucu kask ve gözlük kullanımı ile illiyet bağı olmadığı için müterafik kusur indirimine gerek olmadığı…” şeklinde bir tespite yer verilmiş ise de, az yukarıda açıklanan otopsi tutanağının içeriği ve sonuç kısmına göre kişinin ölüm nedeni; sadece göğüs kısmındaki yaralanmalar değil, kafa tasında oluşan hasarlardan da kaynaklandığı açık olup, müteveffa …’nın kaza anında kask takmadığı da kaza tespit tutanağındaki tespitler ile kusur bilirkişisi raporundaki itiraza uğramayan belirlemelere göre sabittir. Hal böyle olunca, müteveffanın kaza anında kask takmama şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek, yerleşmiş yargısal içtihatlar doğrultusunda hüküm altına alınan maddi tazminatlardan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, bunun yapılmamış olması isabetsiz olmuştur. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı … vekilinin bu yönü amaçlayan istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına, hükme esas alınan 14/05/2018 günlü hesap raporunda davacı … için belirlenen 32.606,65-TL’si destekten yoksun kalma tazminatı, 1.500,00-TL’si de cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 34.106,65-TL maddi tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirim yapılarak ve yapılan indirimin takdiri indirim olması nedeniyle reddedilecek kısım bakımından istinaf eden davalı taraf yararına vekalet ücreti takdiri gerekmediği ve aynı nedenle yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırma yapılamayacağı, ancak diğer davalı … şirketinin istinaf başvurusunda bulunmaması nedeniyle davacı taraf yararına, davacılar tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmaması nedeniyle de davalı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış haklar ile reddedilen istinaf itirazları ve harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek, sadece istinaf yasa yoluna başvuran davalı yararına olacak biçimde düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2018 gün ve 2016/1162 E. – 2018/1305 K. sayılı kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf itirazının yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davalı … tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.777,87-TL nispi ve 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harçlarınnı talep halinde bu davalıya İADESİNE, 3-İstinaf eden davalı tarafından yapılan diğer istinaf giderlerin ise takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2018 gün ve 2016/1162 E. – 2018/1305 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 5/1-Maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, -Davacı … için istenen destekten yoksun kalma tazminatı olarak 32.606,65- TL ve defin gideri olarak 1.500,00 TL toplamı 34.106,65- TL maddi tazminatın (davalı …’nun sorumluluğu destekten yoksun kalma tazminatı yönünden 26.085,32-TL ve defin gideri bakımından da 1.200,00-TL olmak üzere toplam 27.285,32-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline, bu tahsilat yapılırken davalı …’dan yapılacak tahsilatlarda 25/07/2016 tarihinden itibaren, davalı … şirketinden yapılacak tahsilatlarda ise 26/10/2016 tarihinden itibaren faiz alınmasına; defin gideri yönünden fazlaya dair talebin reddine, -Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile her bir davacı için (bir miktar kusur indirimi de dikkate alınmak sureti ile) 10.000,00’ar TL manevi tazminatın davalı … dan 25/07/2016 dan itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline; fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine, -Alınması gereken 7.111,48 TL harçtan, dava açılırken yatırılan 1.236,42 TL peşin ilam harcı ve ıslah ile karşılanan 390,00 TL harcın mahsubu ile eksik 5.485,06 TL harcın 1.796,95 TL’lik kısmının her iki davalıdan müteselsilen ( davalı …’nun sorumluluğu 1.437,56-TL ile sınırlı olmak kaydıyla), kalan 3.688,11 TL’lik kısmının ise sadece davalı …’dan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, -Tamamı davacı tarafça karşılanan 1.655,62 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcının tamamı ile, 11 davetiye gideri 148,00 TL’nin ve 1.700,00 TL bilirkişi inceleme ücretinin kabul ve ret oranı gereğince 505.76 TL’sinin toplamı 2.161,38 TL muhakeme giderinin ilk 706,60 TL’sinin her iki davalıdan müteselsilen, kalan 1.454,78 TL’nin ise davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, -Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 4.093,00 TL nispi vekalet ücretinin kabul edilen maddi tazminat için davalılardan müteselsilen tahsiline, davacılara verilmesine; reddedilen maddi tazminat 500,00 TL olduğundan ve vekalet ücreti asıl alacağı geçemeyeceğinden AAÜT 3/2 maddesi gereğince de müteselsil sorumluluğa göre açılan davalarda davanın ret sebepleri aynı olan davalılar için tek bir vekalet ücreti gerektiğinden 500,00 TL vekalet ücretininde davacılardan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine, -Karar tarihindeki AAÜT gereğince, manevi tazminat yönünden kabul edilen miktarlara göre hesaplanan vekalet ücreti maktunun altında kaldığından her bir davacı için 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine; AAÜT 3/2 maddesi nazara alınarak reddedilen kısım yönünden de vekalet ücreti kabul edilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden 2.180,00 TL tek bir vekalet ücretininde davacılardan alınıp, kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine, 5/2-Yatırılan gider avanslarından arta kalanın ilgilisine İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 362/1-a hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/04/2022