Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1880 E. 2021/638 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1880
KARAR NO: 2021/638
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2019
NUMARASI: 2018/118 E. – 2019/53 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/06/2014 kaza tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı araca çarpması sonucu davacının yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza sonucu sakatlanması nedeniyle oluşan bakıcı giderinin davalı … şirketinden talep edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını iddia ile belirsiz alacak niteliğindeki şimdilik 3.600,00 TL bakıcı giderinin davalı … şirketinin temerrüde düştüğü başvuru tarihi olan 18/12/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın işbu davadan önce aynı mahiyette aynı konuya ilişkin aynı talep ile müvekkili aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen karar ile davacının bakıcı gideri tazminatı talebinin reddine kesin olarak karar verildiğini, daha önceden kesin hükme bağlanmış olmasının bir dava şartı olduğunu, hakem kararlarının da mahkeme kararları gibi tarafları bağlayıcı ve kesin hüküm vasıf ve mahiyette olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ” Dosyaya sunulan Sigorta Tahkim Komisyonunun 23/11/2017 tarihli kararının incelenmesinde, o dosyada ki aynı kazadan dolayı aynı sigorta şirketine 3.500 TL bakıcı gideri tazminatını için başvurulduğu , yapılan inceleme sonucu başvuranın talebinin Reddine kesin olarak karar verildiği görülmüştür. Bilindiği üzere sigorta tahkim komisyonuna başvuran ve başvurusu üzerine olumlu ya da olumsuz karar verilen talep için aynı husustan kaynaklı ilk derece mahkemesinden talepte bulunamaz; sigorta tahkim komisyon kararı kesin ise sonucuna katlanır. Kesin değil ise İstinaf edilir. Ancak ilk derece mahkemesinde artık sigorta tahkim komisyonu tarafından reddedilen talep için dava konusu edilemez. ” gerekçesi ile; 1-Davanın REDDİNE, karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Mahkemece 04/04/2019 tarihli ek karar ile mahkemece verilen kararın kesin olması nedeniyle istinaf talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı yine istinaf yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın kısmi dava olarak açıldığını, bu nedenle verilen kararın kesin olmadığını, Sigorta Tahkim Komisyonu kararının hatalı ve eksik incelemeye dayandığını, davanın esasına girilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 28/06/2014 kaza tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı araca çarpması sonucu davacının yaralandığı anlaşılmıştır. Davacının davasını HMK 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açtığı, bu nedenle verilen kararın kesin olmadığı anlaşıldığından 04/04/2019 tarihli ara kararı kaldırılarak istinaf incelemesinin esasına geçilmiştir. Davacının davadan önce davacı yönünden ihtiyari çözüm yolu olan Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetine başvuruda bulunduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 23/11/2017 tarih 2017.E/57199 – 2017.K/58264 karar sayılı kararı ile başvurunun esastan reddine karar verildiği, bu nedenle davacının aynı konuda artık genel yargı yoluna başvuramayacağı gözönünde tutulduğunda, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2- Alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin yatırılan 44,40-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 14,90-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.08/04/2021