Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1839 E. 2022/519 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1839
KARAR NO: 2022/519
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2018
NUMARASI: 2017/944 Esas 2018/1241 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 04/06/2007 tarihinde, dava dışı …’in işleteni, …’ın sürücüsü olduğu, … Sigorta AŞ’Ye ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın, yaya …’e çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin murisi …’ün vefat ettiğini, … plakalı aracın aracı işleteni …’in babası … tarafından tamir edilmek üzere 28/05/2007 tarihinde … isimli tamirciye teslim edildiği, bu tamircinin de aracı tamir edilmek üzere 01/06/2007 tarihinde yine başka bir tamirci olan …’a teslim ettiğini, …’ın ise aracı teslim amacı dışında kullanarak davacıların destekleri …’ün ölümüne sebep olduğunu, olaya ilişkin ceza yargılamasının Bakırköy 10. Ceza Mahkemesi’nin 2007/76 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü, bu dosya üzerinden ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 15/03/2010 tarih 260-10-14642/1647 sayılı rapor ile sürücü …’ın asli kusurlu olması neticesinde 03/06/210 tarih ve 2010/141 Karar sayılı karar ile …’ın mahkumiyetine karar verildiğini ve mahkumiyet kararının Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 06/03/2013 tarih 2012/15051 Esas ve 2013/5371 Karar sayılı karar ile onanarak kesinleştiğini, müvekkilleri tarafından İstanbul 12. ATM’nin 2013/157 Esas sayısında işleten … ve ZMMS sigortacısı … Sigorta AŞ, tamirci … ve birleşen davanın davalısı … aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasında 2918 sayılı yasanın 104 maddesi nedeniyle işleten … ve … Sigorta AŞ yönünden davanın reddine, tamirci sıfatıyla davalı olan … ve … bakımından ise davanın kabulüne karar verilerek 154.225,55-TL destekten yoksun kalma tazminatının bu kişilerden tahsiline karar verildiğini, ilamın icraya konulduğunu, ancak tahsilat yapılamadığını, aracı izinsiz trafiğe çıkaran …’ın bir anlamda gasp ve hırssızlık yaptığını, bu nedenle bu miktardan …’nın sorumlu olduğunu, 19/07/2017 tarihinde davalı …’na başvurduklarını ancak davalı …’nın 01/08/2017 tarih ve … sayılı yazı ile ödeme talebini reddettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00-TL maddi tazminatının ölüm olayının meydana geldiği 04/06/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik poliçesi bulunduğunu, poliçenin geçerli olması halinde müvekkili kurumun hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespiti gerektiğini, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp kurumundan yapılması gerektiğini, davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkil kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…Somut olayımız itibariyle … plakalı aracın tamir edilmek için … ile …’a teslim edildiği ve bu kişilerin 2918 sayılı yasanın 104 maddesi kapsamında zorunlu olduğu halde bu aracın sigortasının yaptırmadıkları anlaşıldığından vaki kazadan kaynaklanan zararın davalı …’nın sorumluluğunda kaldığı görülmektedir. Müteveffanın davacı …’ün eşi olması nedeniyle, bakiye ömrü boyunca müteveffanın desteğinden mahrum kaldığı, davacı …’ün ise müteveffanın kızı olması nedeniyle kural olarak reşit olduğu tarihe kadar müteveffanın desteğine ihtiyaç duyacağı, bu nedenle müteveffa ile aralarındaki desteklik durumu mahkememizin kabulündedir. İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi üzerinden kusur ve aküer bilirkişi raporunun alınmış olması nedeniyle usul ekonomisi gereği ve esasa etkisi olmayacağı nedeniyle yeniden kusur ve aktüer bilirkişi raporu alınmasına gerek duyulmayarak İstanbul 12. ATM’nin 2013/157 Esas sayılı dosyası üzerinden alınan kusur ve aktüer bilirkişi raporu ile yetinilmiştir. Bu nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, Davanın KABULÜNE, 1-Davacı … için 10.000,00-TL destek tazminatının 25/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (… ve … İstanbul 12. ATM’nin 25/11/2015 tarih 2013/157 Esas ve 2015/634 Karar sayılı kararı ile hüküm altına alınana alacak bakımından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalıdan tahsili ile davacı …’e verilmesine,2-Davacı … için 5.000,00 TL destek tazminatının 25/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (… ve … İstanbul 12. ATM’nin 25/11/2015 tarih 2013/157 Esas ve 2015/634 Karar sayılı kararı ile hüküm altına alınana alacak bakımından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalıdan tahsili ile davacı …’e verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davalı vekili; KTK 104. maddesi gereğince tamir için bırakılan araçların tamirhanede çalışan kişi tarafından kullanılması halinde meydana gelen kazalarda 3. Kişilerin zararından iş yeri sahibinin sorumlu olduğunu, müvekkili kurumun zarardan sorumluluğu bulunmadığını, zira olayda aracın hırsızlanması yada gasp edilmesinin de söz konusu olmadığını, hükme esas alınan 27.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda davacı eş için evlenme ihtimali indiriminin hesaplamasında hata yapıldığını, kaza tarihindeki yaşın dikkate alınması gerektiğini, tazminat hesaplanmasında müteveffanın anne-babasının destek paylarının göz ardı edilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK’nın 104. maddesi uyarınca, tamir için bir tamirhaneye bırakılan aracın tamirci ya da tamirhanede çalışan biri tarafından kullanılırken neden olunan kazada zarar gören üçüncü kişilere karşı, anılan maddedeki şartların bulunması halinde işyeri sahibinin sorumluluğu söz konusudur. Bu düzenlemeye paralel olarak, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) Genel Şartları’nın A-3/h bendi gereğince trafik sigortacısının ve buna bağlı olarak da davalı …’nın sorumluluğu ortadan kalkacaktır. (Bknz. Yargıtay 17.HD’nin, 2010/2838 Esas,2010/4661 Karar sayılı ilamı) Somut olayda, davacı tarafça eldeki davadan önce aracın işleteni, ZMMS sigorta şirketi ile tamirciler aleyhine İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açıldığı; İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2015 tarih 2013/157 Esas ve 2015/634 Karar sayılı kararı ile, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda müteveffanın ( desteğin) vaki kazada %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek davacı eş … için 126.270,68 TL ve davacı kız … için 27.954,87-TL olarak hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından, 2918 sayılı yasanın 104 maddesi kapsamında davalılar … ve …’in sorumlu olduklarından bahisle zararın bu kişilerden 02/12/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, araç maliki … ve ZMMS sigortacısı … Sigorta AŞ’nin ise KTK 104. Maddesi kapsamında sorumluluğu bulunmadığından bu davalılar yönünden davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Eldeki davanın ise davacılar vekilince, davalı tamircilerin malvarlığı bulunmadığından destekten yoksun kalma tazminatının ilamlı icraya konulduğu halde tahsil edilmediği, sürücü-tamirci …’in aracı izinsiz, amacı dışında kullanıldığı, bu fiilin hırsızlık-gasp olduğu, bu nedenle davalı …’nın zarardan sorumlu olduğu ileri sürülerek … aleyhine açıldığı anlaşılmıştır. …na başvurulabilecek hallere ilişkin olarak, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar” düzenlemesine yer verilmiş; aynı mahiyetteki düzenleme, … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır. Anılan bu düzenlemeler gereği, davalı …nın sorumluluğu için, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu bulunduğu halde, bu sigortası yapılmamış olan bir aracın, 3. kişinin zararına sebep olması gerekmektedir. Şu hallerde …na başvurulabilecektir: Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortasından yararlanma olanağının ortadan kalkmış olması durumunda, kazaya neden olan motorlu aracın kimliği belirsiz ise, kaza sırasında geçerli poliçesi yoksa veya eksikse, poliçeyi düzenleyen sigorta şirketi iflâs etmişse veya ruhsatı iptal edilmişse, çalınan veya gaspedilen araçlardan dolayı işleten sorumlu tutulamıyorsa, …na başvurularak olay tarihindeki güvence tutarlarıyla sınırlı olarak tazminat istenebilecektir. 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14-2/ç maddesinde; çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için …na başvurulabileceği düzenlenmiştir.( Bknz. Yargıtay 17.HD’nin 2020/1799 Esas,2021/2253 Karar sayılı ilamı), … yalnızca zorunlu mali sorumluluk sigortasının sorumlu tutulabileceği durumlarda söz konusu olabilecektir. Davaya konu olayda dosya kapsamına göre, kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı dava dışı … Sigorta AŞ nezdinde mevcut olduğu gibi, tamir için bırakılan aracın sürücü/tamirci … tarafından çalınması yada gasp edilmesi de söz konusu değildir. Sadece araç tamirciye bırakılmakla ( çok kısa süreli olmamakla birlikte), farazi işleten sıfatı tamirciye geçmiş, bu nedenle araç malikinin işleten sıfatı kalmamış ve ZMMS sigortacısının sorumluğu da ortadan kalmıştır. Somut olayda tüm dosya kapsamından, tamir için bırakılan aracın aynı zamanda kendi beyanına göre ‘…’ adlı tamirhanenin de sahibi olduğu tamirci … tarafından sürücü belgesiz olarak kullanıldığı sırada kazanın meydana geldiği anlaşılmış olup, yukarıdaki açıklamalar ışığında bu husus, ZMMS sigortacısının ve buna bağlı olarak davalı …’nın sorumluluğu ortadan kaldıran bir neden olduğundan, davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı …’nın istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılıp HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; I-)1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2018 tarih ve 2017/944 Esas, 2018/1241 Karar sayılı kararına karşı, davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; (a)-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar ve ilam harcının istek halinde kendisine iadesine, (b)-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, (c)-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, II-)1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2018 tarih ve 2017/944 Esas, 2018/1241 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE; (a)-Davanın REDDİNE, (b)-Alınması gereken 80,70-TL harcın, dava açılırken alınan 256,17-TL harçtan mahsubu ile bakiye 175,47-TL harcın talep halinde davacılara iadesine, (c)-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, (d)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL maktu ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 2-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.14/04/2022