Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1822 E. 2022/496 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1822
KARAR NO: 2022/496
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2019
NUMARASI: 2016/419 Esas – 2019/287 Karar
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Zorunlu Trafik Sigortalu bulunamayan … plaka sayılı araç sürücüsünün tam kusuru neticesinde meydana gelen 06/11/2015 günlü trafik kazasında, sigortasız araç içinde yolcu olarak bulunan, vekil edenlerinin oğlu …’un hayatını kaybettiğini,…’un ölümü ile desteğinden yoksun kalan davacı anne ve babanın …na yaptıkları başvuru neticesinde kendilerine 16.038,00-TL tazminat ödemesi yapılmış ise de, bu ödemenin gerçek zararı karşılamaktan çok uzak olduğu beyanla, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) her bir davacı için ayrı ayrı 10.00,00-TL olmak üzere toplam 20.00,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile birlikte 2.000,00-TL cenaze ve defin giderinin dava tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 05/09/2019 günlü ıslah dilekçesi ile de; davacı baba … bakımından olan destek tazminatı istek miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda 57.086,55-TL’ye, davacı anne … bakımından olan destek tazminatı istek miktarını da 51.590,14-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın dilekçesinde davaya konu kazanın nasıl ve ne şekilde meydana geldiğinin açıklanmadığını, müteveffanın … plakalı araçta yolcu olup olmadığı, yolcu ise ne amaçla bindiğinin de tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca davanın … plakalı araç maliki/ sürücüsü …’a ihbarınını talep ettiklerini, kazaya ilişkin kusur durumunun ve kusurlu hareket ile meydana geldiği iddia edilen zarar arasındaki illiyet bağının araştırılmasına istediklerini, cenaze masraflarına ilişkin davacı taleplerinin yerinde olmadığını ve davacı tarafa SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığını da araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş; yargılama sırasında ayrıca belirlenecek tazminatlardan müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini açıklamıştır. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; davacıların oğlu …’un ölümü ile sonuçlanan 06/11/2015 günlü tek taraflı trafik kazasının oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı …’ın tam kusurlu olduğu, müteveffanın ise araç içinde yolcu konumunda bulunduğu, sürücü ile ölenin amca çocukları olduklarının belirlenmesi nedeniyle, bilirkişi tarafından belirlenen tazminatlardan %20 oranında hatır taşıması indirimi ile araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca binen müteveffanın müterafik kusurlu olduğunun kabul edilerek, %20 oranında da müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmesi gerektiği, buna karşılık Kıbrıscık belediye başkanlığından gelen cevabi yazıya göre, cenaze ve defin giderlerinden herhangi bir ücret alınmadığından, davacıların bu yöndeki taleplerinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle; Davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, -Davacı baba … yönünden 34.251,93 TL, Davacı anne … yönünden 30.954,084 TL, olmak üzere toplam 65.206,014 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 28/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Davacıların cenaze ve defin giderlerine ilişkin taleplerinin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; şartları oluşmadığı halde, belirlenen tazminatlardan müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle eksik tazminata hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna yöneliktir. Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1-Davacıların oğlu bulunan …’un ölümü ile sonuçlanan tek taraflı trafik kazasının oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğu ve müteveffanın bu araçta yolcu konumunda bulunduğu konusunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda araçta yolcu olarak bulunan müteveffanın kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunması mümkün değildir. Ne var ki, zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde diğer bir ifadeyle zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zarar meydana gelmesine etki yapmış veya zarar sorumlusunun durumunu ağırlaştırmış ise kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 52.maddesi (benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 44. Maddesinde de mevcuttur) uyarınca hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde; olayla ilgili olarak Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturmaya ilişkin evraklar ile 2016/666 sayılı iddianameye göre ehliyetsiz araç sürücüsü …’ın kaza anında 164mg-dl alkollü olduğu anlaşılmaktadır. Kaza sırasında yasal limitlerin çok üzerinde olduğu tespit edilen sürücünün alkollü bir biçimde araç sevkine engel olmayan ve alkollü araç sürücüsünün kullandığı araca binen müteveffanın bu eyleminin müterafik kusur halini oluşturacağı konusunda duraksamamak gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece davacı taraf yararına belirlenen destekten yoksun kalma tazminatlarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmiş olmasında, herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden davacılar vekilinin müterafik kusur indirimine yönelik istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Müterafik kusur yanında hatır taşımaları da bir menfaat karşılığı olmadığı hallerde bu gibi taşımalarda kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51.madde hükmü uyarınca (benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesinde de mevcuttur) tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Bir hatır taşımasından söz edebilmek için de yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Bu bakımdan hatır taşıması ilişkisinin değerlendirilmesinde, taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemli olup, yarar ekonomik olabileceği gibi ortak toplumsal yararları da ilgilendirilebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin (sürücü) bir çıkarı veya yararı bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda; desteğin, …’ın aracında yolculuk yaptığı sırada hayatını gerçekleşen trafik kazasında hayatını kaybettiği, destek ile sürücünün amca çocukları (kuzen) olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Yakın akrabalık bağının bulunduğu hallerde ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde bulunduğundan, yerleşmiş yargısal içtihatlara göre böyle bir taşıma hatır taşıması niteliğinde sayılmadığından, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamaz. (bkn. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/19530E., 2019/9799 K.sayılı ilamı) Hal böyle olunca mahkemece; desteğin ve sürücünün yakın akrabalık ilişkisi gözetilmeksizin taşımanın hatır taşıması niteliğinde olduğu, bu nedenle de belirlenen tazminattan %20 hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğine ilişkin belirleme ve değerlendirmede isabet bulunmamaktadır. 3- Bundan ayrı, kabule göre de Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu nedenle ilk olarak zararla ilgili indirim sebepleri uygulanarak gerçek zarar belirlenecek (önce kusur indirimi, sonra yapılan ödemeler gibi) , sonra da tazminattan takdiri indirim nedenleri olan hatır taşıması indirimi (%20) ve/veya müterafik kusur indirimi (%20) uygulanacaktır. Ancak yerleşmiş yargısal içtihatlara göre her iki takdiri indirim nedeninin birlikte var olması halinde belirlenen tazminat miktarından ayrı ayrı hatır taşıması indirimi ve müterafik kusur indiriminin yapılması ve sonuç tazminat miktarının da bu şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Bkn; Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 17/09/2019 gün ve 2016/18678E., 2019/8232K.sayılı içtihadı) Somut olayda mahkemece davacı baba …’un talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 57.086,55-TL, davacı anne …’un talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının da 51.590,14-TL olduğunu tespit ettikten sonra, belirlenen bu tazminatlardan %20 müterafik kusur indirimi ve %20 hatır taşıması indirimi toplamı olan %40 oranında indirim yapılarak hüküm tesis edildiği görülmüştür. Oysa az yukarıda açıklanan doğru yöntem izlenerek hesaplama yapılsa idi davacı baba için 36.535,39-TL, davacı anne için de 33.017,60-TL sonuç tazminat miktarı belirleneceği açık bulunduğundan, hatalı hesap yöntemi sonucunda davacı taraf yararına eksik tazminat miktarına hükmedilmiş olması ve ayrıca takdiri indirim halinde davalı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği gibi yargılama giderlerinin de paylaştırılmaması gerektiğinin göz ardı edilmesi doğru olmadığından(Bkn. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26/10/2020 gün ve 2019/934E., 2020/6205 K.sayılı ilamı ve Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 15/11/2018 gün 2015/16486 E., 2018/10815 K sayılı ilamı) bu yöndeki yanılgının da eleştirilmesi ile yetinilmiştir. Sonuç itibariyle, az yukarıda 2 sayılı bentte işaret edilen hususta yapılan hatalı uygulamanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenle kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları nedeniyle taraflar yararına oluşan usulü kazanılmış haklar ile harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek davacılar yararına belirlenen destekten yoksun kalma tazminatlarından sadece %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak ve yapılan bu indirimin takdiri indirim olması nedeniyle reddedilen destek tazminatları bakımından davalı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderlerinin de paylaştırılmaması gerektiği dikkate alınarak düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2019 gün ve 2016/419 E, – 2019/287 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 152,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacı tarafa İADESİNE, 3-İstinaf eden davacılar tarafından yapılan diğer istinaf giderlerin ise takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2019 gün ve 2016/419 E, – 2019/287 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 5/1-Davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, -Davacı baba … yönünden 45.669,24- TL, Davacı anne … yönünden 41.272,11- TL, olmak üzere toplam 86.941,35- TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 28/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Davacıların cenaze ve defin giderlerine ilişkin taleplerinin reddine, 5/2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 5.938,96-TL karar ve ilam harcından, 35,90 başvurma harcı + 303 TL ıslah harcı toplamı 338,90- TL den mahsubu ile geriye kalan 5.600,06- TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 5/3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca belirlenen 12.102,38- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 5/4-Davalı yargılama sırasında vekille temsil edilmiş ise de, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin ret takdiri indirimden kaynaklandiğından, davalı taraf yararına sadece reddedilen cenaze ve defin giderine yönelik ret kararına bağlı olarak karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 5/5-Davacılar tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı + 4,30 Tl vekalet harcı + 303,00 TL ıslah harcı + toplamı olan 343,20 TL nin davalıdan alıanarak davacı tarafa verilmesine,5/6-Davacılar tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti + 170 TL tebligat – müzekkere giderleri olmak üzere toplam 1.670,00 TL yargılama giderlerinin, takdiri indirim nedeni hariç kabul ve ret oranına göre takdiren 1.639,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, 5/7- Yatırılan gider avanslarından arta kalan kısmın ilgilisine İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 362/1-a hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/04/2022