Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1795 E. 2021/2029 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1795
KARAR NO: 2021/2029
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2017
NUMARASI: 2014/1493 E. – 2017/1052 K.
DAVA:Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 23/08/2014 tarihinde, davalı …’ın sürücü-işleteni olduğu, davalı sigorta şirketine trafik sigortalı … plakalı aracın, müvekkillerinin murisi …’a hızla çarptığını ve murisin ölümüne neden olduğunu, her ne kadar kolluk tarafından tutulan kusur raporunda müvekkillerinin murisi tam kusurlu olarak gösterilmişse de olayın oluşumunda kusurun tamamının davalı araç sürücüsüne ait olduğunu, murisin sıva ve mantolama ustası olduğunu, … Ltd. Şti.’ de sigortalı taşeron olarak çalıştığını, bu firmadan aldığı maaşın haricinde aylık 3.000,00.-TL – 3.500,00.-TL arası para kazandığını, müteveffanın ölümüyle davacıların destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00- TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plaka nolu aracın müvekkili şirket tarafından 25/01/2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … nolu trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığını, müvekkilinin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilen kusur ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kusurun tamamen müteveffaya ait olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkiline izafe edilebilecek herhangi bir kusuru mevcut olmadığını, kazanın meydana geldiği yerin D-100 kara yolu olduğunu, sadece araç trafiğine açık olduğunu ve yaya trafiğine kapalı olduğunu, destek tazminatı isteyenlerin kendilerine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmelerinin hukuken mümkün bulunmadığını, sürücünün ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların kendi kusurlarından yararlanamayacaklarını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”.. İstanbul Anadolu 60. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/32 Esas sayılı dava dosyasında bulunan bilirkişi raporu ile, Mahkememizce Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 02/12/2015 tarihli heyet raporuna göre kazanın meydana gelmesinde dolayısıyla müteveffa …’ın vefatında davalı sürücünün bir kusurunun bulunmadığı, davacıların desteği olan müteveffa …’ın kaza esnasında yaya olduğu, bu nedenle davalı … araç işleteni olsa da, meydana gelen kazadan dolayı ancak kusuru ile sorumlu tutulabileceği, işleten sıfatından kaynaklanan kusursuz sorumluluk koşullarının oluşmadığı, sürürücü ve işletenin sorumluluğun bulunmaması nedeniyle, meydana gelen zarardan davalı sigorta şirketinin de sorumluluğu bulunmadığı ”, gerekçesiyle, Davanın reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; olay yerinde yayaların bağlantı yoluna geçişlerini engellemek için 50-70 cm yüksekliğinde oto korkulukları dışında herhangi bir önlem alınmadığını, sürücünün her an bir yaya çıkabileceğini düşünerek gerekli özeni göstermesi ve uygun hızda gitmesi gerektiğini, kazanın gündüz yaşandığını ve muris yayanın yolun 2/3’ünü kat ettiğini, kaza yerinde herhangi bir fren izinin de tespit edilmediğini, kaldı ki müteveffa yaya %100 kusurlu olsa dahi davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğunu, kararın hatalı olduğunu belirterek kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, kaza tespit tutanağı, ceza dosyasında alınan 23.10.2015 tarihli kusur raporu ve iş bu dosya kapsamında alınan ve ATK tarafından düzenlenen 02.12.2015 tarihli rapor birbiriyle uyumlu olup, 02.12.2015 tarihli raporun taraf ve yargı denetimine açık ve yeterli olmasına; davacılar murisi yayanın kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu, davalı sürücünün ise kusursuz olduğunun anlaşılmasına; zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olup, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olmakla, işletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulmasının da mümkün olmamasına; başka bir deyişle KTK’nun 86/1. maddesi gereğince işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusursuzluğu oranında sorumluluğunun kalkacağı açık olduğundan, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla ( Bknz. Yargıtay 17.HD’nin 2018/2455 Esas, 2019/12431 Karar sayılı ilamı) ; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca, 1-)Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2021 tarih ve 2014/1493 Esas, 2017/1052 Karar sayılı kararına yönelik davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-)Alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin yatırılan 44,40-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile bakiye 14,90 -TL karar ilam harcının istinaf eden davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 16/12/2021