Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1746 E. 2021/1907 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1746
KARAR NO: 2021/1907
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2019
NUMARASI: 2017/327 Esas – 2019/106 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Araç Değer Kaybı Tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.10.2016 tarihinde … plakalı araç ile dava dışı …’ e ait … plakalı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında … plakalı araçta değer kaybı oluştuğunu, değer kaybı alacağının araç sahibi … tarafından müvekkili davacı …’ a temlik edildiğini, değer kaybının bağımsız eksper tarafından 11.500,00-TL olarak tespit edildiğini, değer kaybının tespiti içinde alınan eksperlik hizmeti içinde 354,00-TL bedel ödediğini, taraflarınca davalıya 17.03.2017 tarihinde oluşan değer kaybının 15 gün içinde ödenmesi için ihtarname gönderdiklerini, fakat davalı tarafından herhangi bir cevap verilmediğini ve ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik değer kaybı için 300,00-TL ve 354,00-TL ekspertiz ücreti toplam 654,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 22.11.2018 tarihli dilekçesi ile değer kaybı talebini 5.250,00-TL olarak artırmış ve 354,00-Tl ekspertiz ücrerinin yargılama gideri olarak davalı tarafından müvekkiline ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı ZMMS poliçesi ile 21.04.2016-2017 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı maddi zarar halinde araç başına azami sorumluluk limitinin 31.000,00-TL olduğunu, bunun da sigortalı araç sürücüsünün kusur ve zarar nispetinde olduğunu, hasar nedeniyle sigortalıya 16.12.2016 tarihinde 7.757,00-TL ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… her ne kadar davacı taraf 22.11.2018 tarihinde ıslah talebinde bulunarak 4.596,00- TL bakımından harç yatırmış ise de açılan davanın kısmi dava olarak nitelendirilmesi, kaza tarihinin 19.10.2016 olması nedeniyle TBK md. 72/1 ve KYTK md. 109/1 uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, zamanaşımı definin de ıslah talebinin tebliğinden (11.12.2018) itibaren 2 haftalık süre içinde (17.12.2018) yapıldığı görülmekle, 4.596,00 TL bakımından davanın zaman aşımına uğradığı, ekspertiz ücretine dair 354,00-TL bakımından ise fatura aslının verilen kesin süre içinde dosyaya ibraz edilmediği, suret faturada ise kaşe üzerinde imza bulunmayıp faturanın sıhhat-i ispatı bakımından yeterli bulunmadığı’, gerekçesiyle, Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile, 300,00-TL değer kaybı bedelinin 01.04.2017 tarihinden itibaren ticari faiziyle beraber davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 4.596,00 TL bakımından davanın zamanaşımı nedeniyle, ekspertiz ücretine dair 354,00-TL bakımından ise ispat bulunmadığından reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, belirsiz alacak davalarının ıslah zaman aşımına uğramayacağını, tahkikat aşamasına geçilmesine karar verilen celsede kendilerine fatura aslının sunulmasına ilişkin ara karar oluşturulmadığını, dava dilekçesi ekinde faturanın dosyaya sunulduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı ve ekpertiz ücreti istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir.Somut olayda, davacı (temlik alan) vekili dava dilekçesinde, dava konusu trafik kazası nedeniyle müvekkilinin temlik alan sıfatıyla temlik eden dava dışı …’in aracında meydana gelen değer kaybı ve ekspertiz ücreti nedeniyle davalılardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 654,00-TL alacağın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Temlik edene ait araçta trafik kazası sonucu meydana gelen gerçek zarar miktarı, hasar nedeni ile araçta değer kaybı oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli değildir. Esasen araçta kaza sonucu oluşan hasar tutarının ve değer kaybının tespiti, yapılacak yargılama sırasında bilirkişi incelemesi sonunda belli olacaktır. Bilirkişi trafik kazasına karışan aracın hasar sonrası durumunu inceleyerek araçta değer kaybı oluşup oluşmadığını belirleyip, yapacağı değerlendirme üzerine davalılardan talep edilebilecek alacak miktarını saptayacaktır. Bu durumda değer kaybına ilişkin dava konusu talep miktarının taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olmadığının anlaşılması karşısında, mahkemece davanın kısmi eda davası olarak nitelendirilmesi yanlış olup, dava belirsiz alacak davasıdır.( Yargıtay 17.HD’nin2016/6447 Esas, 2016/7994 Karar sayılı ilamı) Dava açılmakla, belirsiz alacak davasında alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı süresi kesilmekte iken, kısmi davada talep edilmeyen kısım için zamanaşımı süresi işlemeye devam eder. Belirsiz alacak davasında davalı tarafça dava açıldıktan sonra ileri sürülen zamanaşımı def’i sadece ilk talebi değil bedel artırım talebini de kapsar ve süresinde zamanaşımı def’in de bulunmaması halinde arttırılan bedel için sonradan zamanaşımı def’inde bulunulamaz. 2918 Sayılı KTK.’nun 109/1. maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar göreninin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. 1-Eldeki davada, maddi hasarlı trafik kazası 19.10.2016 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 05.04.2017 tarihinde, dava zamanaşımı geçmeden açılmıştır. Davalı … vekili davaya karşı süresi içinde zamanaşımı def’inde bulunmamıştır. Davacı tarafça 22.11.2018 tarihinde bedel artırım dilekçesi sunulmuş; davalı … tarafından bedel artırımına karşı süresinde zaman aşımı definde bulunulmuştur. Yerel mahkemece, ıslah edilen kısmın zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Oysa ki belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, davanın tamamı için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi, bu artırım nedeniyle zamanaşımı da söz konusu değildir. Bu durumda mahkemece ıslah zamanaşımının dolmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.(Yargıtay 17.HD’ nin 2015/7833 Esas,2017/7917 karar sayılı ilamı) 2-Öte yandan, davacı vekili, dava dilekçesinde ekspertiz ücretine ilişkin fatura sureti sunmuş; yerel mahkemece, fatura aslının sunulmadığı ve sunulan fatura suretinde ise kaşe bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar vermiştir. Halbuki yerel mahkemece, davacı vekiline fatura aslını sunması için ayrıca ve açıkça bir süre verilmediği gibi, davalı tarafça faturanın sıhhati ve içeriğine ilişkin bir itirazda da bulunulmamıştır. Hal böyle olunca da bu hususta ki değerlendirme ve karar hatalı olmuştur. Ancak, bu yanılgılar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve yanılgılı hususların düzeltilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-)İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin18/02/2019 tarih ve 2017/327 Esas, 2019/106 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun (1) ve (2) nolu bentlede açıklanan nedenlerle KABULÜNE, (a)Davacıdan alınan istinaf karar peşin harcının davacıya iadesine, (b)İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, (c)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 2-)İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin18/02/2019 tarih ve 2017/327 Esas, 2019/106 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE; (a)Davanın KABULÜNE; (b)5.250,00-TL değer kaybı bedelinin 01.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle beraber davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, 3-)Alınması gereken 358,62-TL nisbi ilam harcından peşin ve tamamlama harcından alınan 109,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 248,72-TL’ nin davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 4-)-Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 20,49-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 5-)Davacının yaptığı ilk masraf 43,25-TL, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 208,60-TL posta gideri ücreti ve 354,00-TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 1.405,85-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00- TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 7-)Davalının yaptığı 7,25-TL vekalet pul giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, 8-)Davacının HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021