Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/173 E. 2021/328 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/173
KARAR NO : 2021/328
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19/09/2018
NUMARASI: 2015/121 E., 2018/851 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 16/03/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12/09/2014 tarihinde sürücüsü … olan davalı … A.Ş. tarafından trafik sigortası ile sigortalı … plakalı aracın çarpması neticesinde ağır şekilde yaralandığını ve uzun bir tedavi süreci geçirdiğini, kaza tespit tutanağına göre anılan araç sürücüsü …’in %100 kusurlu olduğunu, kaza öncesinde büyük bir grup şirketinde insan kaynakları müdürü olarak çalışırken işinden uzak kalması sebebiyle iş vereni tarafından 31/01/2015 tarihinde iş haddinin feshedildiğini, tedavi giderleri ile ilgili 19/11/2014 tarihinde yapılan başvurunun SGK tarafından yanıtsız bırakıldığını belirterek, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin geçirdiği trafik kazası nedeniyle yapmış olduğu sağlık gideri kapsamında yer alan bakım, bakıcı gideri, tedavi ve tedaviye bağlı sair giderlerin davalı … ve SGK yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen 1.000,00-TL harca esas değer ile açılan belirsiz alacak davasının kabulüne, temerrüt tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevsiz olduğunu, müvekkili aleyhine açılacak davaların İş Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, bu yüzden davanın görev yönünden reddi gerektiğini, ilgili kanun yönetmelik ve genelge hükümleri çerçevesinde trafik kazası nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin sağlık uygulama tebliği kapsamında müvekkili kurumca karşılandığını, iş görememezlik, maddi ve manevi tazminat ile bakıcı giderlerinden müvekkilinin sorumlu olmadığını, ayrıca dava açmadan önce müvekkiline başvuru yapılmasının zorunlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 19/07/2014-19/07/2015 tarihleri arasında … numaralı Zorunlu Maluliyet Sigorta Poliçesiyle sigortalı olduğunu, müvekkilinin tedavi masraflarından sorumlu olmadığını, kaza tarihinden değil müvekkili şirkete başvurulması tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi sonrasında temerrüt süresinin başlayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket adına kayıtlı aracın davalı …’e kira sözleşmesi gereğince kiralandığını, müvekkilinin işleten sıfatına haiz olmadığını, kaldı ki aracın … Şirketi tarafından sigortalandığını, taleplerden sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, tedavi giderlerinin sut kapsamında SGK tarafından karşılanması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş,Davalı …’e dava dilekçesinin tebliğ edilmiş olmasına rağmen yanıt vermediği anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava ve talep arttırım dilekçesi doğrultusunda davanın 174.606,73-TL üzerinden kabulüne, kabul edilen tutarın davalı SGK Başkanlığı yönünden 14.403,80-TL’sinin 19/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, davalı … A.Ş yönünden ise 160.202,93 TL’sinin 01/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle diğer davalılar … Ticaret Limited Şirket ve … yönünden ise kabul edilen tutarın tamamı üzerinden ve 12/09/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte belirtilen sorumluluk tutarları üzerinden davalılardan dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Verilen karar davalı SGK vekili, davalı … vekili, davalı … vekili ile dosya istinaf incelemesine geldikten sonra 13/05/2019 tarihli dilekçe ile davalı İlayda … tarafından istinaf edilmiştir. Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde; dosyada SUT alanında uzman olmayan bilirkişiden alınan rapor alındığını, yapılan hesaplamanın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili kurumun harçtan muaf olduğunu, kararın müvekkili kuruma harç ödeme yükümlülüğü yükleyen 2. maddesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine gerekçeli kararın 5.maddesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili kurum aleyhine kabul edilen asıl alacak 14.403,80 TL olduğundan ve AAÜT’ye göre hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceğinden kararın kaldırılarak istinaf incelemesi sonunda talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin kazanın meydana geldiği tarihte araç üzerinde işleten sıfatı bulunmadığını, 15/03/2016 tarihli dilekçe ekinde kazaya karışan araca ait kira sözleşmelerini ibraz ettiklerini, buna rağmen mahkemece bu konuda belge sunulmadığına dair gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece kusur oranlarının tespiti için birden fazla rapor alınmasına ve raporlar çelişkili olmasına rağmen dayanışmalı sorumluluk esasını göre hüküm tesis ettiğini, ne var ki hükümde dayanışmalı sorumluluk esasının belirlenmesine dair bir gerekçeye yer verilmediğini, hükümde esas alınan sorumluluğun hatalı olduğunu, kararın hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak istinaf incelemesi sonunda talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; tedavi giderlerinden müvekkilinin sorumlu olmadığını, tüm sorumluluğun SGK’da olduğunun izahtan vareste olduğunu, 6111 sayılı yasa ve 2918 sayılı yasanın 98.maddesi uyarınca hukuka aykırı kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … dosya istinaf incelemesi için gönderildikten sonra 13/05/2019 tarihli dilekçesinde; mahkemece ceza davasının sonucu beklenmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının usule aykırı olduğunu, Ceza mahkemesinde alınan Adli Tıp Kurumu raporunda tali kusurlu olduğu yönünde rapor oluşturulduğunu, henüz bu rapora beyanda bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, trafik kazası nedeniyle bakım, bakıcı gideri, tedavi ve tedaviye bağlı sair giderlerin tahsili istemine ilişkindir. 12/09/2014 tarihinde davalı … Şirketine ait, davalı … şirketine sigortalı, diğer davalı … yönetimindeki … plakalı aracın süratli bir şekilde seyir halinde iken ön ilerisinde dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı aracını kavşak yaklaşımında yavaşlatarak sola yöneltme teşebbüsünde bulunduğu, ancak yakın gerisinde süratli seyir halinde olan aracı görerek kavşak girişi hizasında durduğu, bu sırada yakın seyreden davalı sürücünün çarpmamak için yönetimindeki aracı sola yöneltmesi sonucu seyir kontrolünü kaybederek kaldırım önündeki yaya olan davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, olayda davalı sürücü …’in %40, dava dışı … %60 kusurlu olduğu, anlaşılmıştır.Davalı …’in istinaf talebi yönünden yapılan incelemede; İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/09/2018 tarih ve 2015/121 Esas, 2018/851 Karar sayılı kararı davalıya 22/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından istinaf dilekçesi 13/05/2019 tarihinde verilmiştir. HMK.nun 345/1. maddesine göre “İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar…” davalıya kararın tebliğ edildiği tarih ile istinaf dilekçesinin verildiği tarih dikkate alındığında, davalının istinaf başvuru süresi olan 2 haftalık süre geçtikten sonra istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmakla, davalı …’in istinaf talebinin HMK.nun 345/1 ve 352. maddeleri gereğince usûl yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı … Şirketinin istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;Davalı … plakalı aracın davalı …’e kira sözleşmesi gereğince kiralandığını, müvekkilinin işleten sıfatına haiz olmadığını iddia etmiş ise de, dosyaya sunduğu kira sözleşmesinin taraflarının … ile …. A.Ş olduğu, kira süresinin 11/09/2014-18/09/2014 tarihleri arası olduğu, aracın davalı …’e kira sözleşmesi gereğince kiralandığının ispat edilemediği, kusurla ilgili uzman bilirkişi heyetinin 31/10/2016 tarihli raporunun olayın oluş şekli ve dosyadaki delillere uygun olduğu anlaşılmış, davalı … vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebepleri yerinde bulunmamıştır. Davalı … vekili ile davalı SGK vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu; 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde; “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır” hükmü mevcut olup; 27.08.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde de; “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanır” düzenlemesi getirilmiştir.Hal böyle iken; Danıştay Onbeşinci Dairesinin önce 14.11.2013 tarihinde yürütülmesinin durdurulması kararı ve 16.03.2016 tarih, 2013/7713 E ve 2016/1779 sayılı kararı ile trafik kazaları nedeniyle ilgililere sunulan sağlık hizmet bedellerinin tahsiline ilişkin usul ve esaslara ilişkin Yönetmeliğin 4’üncü maddesinin 1’inci bendinde yer alan “…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda…” ibaresinin iptaline karar vermiş ise de 12/09/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası bakımından uygulama yeri bulunmamaktadır. Her ne kadar, 4/4/2015 tarihli ve 6645 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesiyle, anılan 98. maddenin 1. fıkrasına “kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” ibaresi eklenmiş ise de gerek kanunların geriye yürümezliği ilkesi ve gerekse anılan değişiklikte geçmişe dönük yürürlük hükmü öngörülmemiş olması nedeniyle 12/09/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası bakımından anılan değişikliğin uygulama yeri bulunmamaktadır. Davalı SGK harçtan muaf olduğundan aleyhine harç nedeniyle hüküm kurulması ve aleyhine hükmedilen vekalet ücreti hatalı bulunduğundan, bu yönlere ilişkin istinaf talepleri ise yerindedir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalı …, davalı … vekilinin istinaf sebeplerinin HMK.353/1-b/1 maddesi gereğine esastan reddine, davalı SGK vekilinin istinaf taleplerinin harç yönünden kısmen kabulüne, ancak bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden kararın HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/09/2018 tarih ve 2015/121 E., 2018/851 K. sayılı mahkeme kararına yönelik davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK.345/1 ve 352 maddeleri gereğince usûl yönünden REDDİNE, davalı SGK’nın HMK.nun 353/1-b/2 maddesi gereğince harç ve vekalet ücreti yönünden KISMEN KABULÜNE, 1/1-Alınması gereken 11.927,38-TL nispi harçtan davalılar … ile davalı … tarafından yatırılan toplam 5.999,90-TL harcın düşümü ile bakiye 5.927,48-TL harcın davalı davalılar … ile davalı … Şirketinden tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 1/2-İstinaf yoluna başvuran davalı … tarafından herhangi bir harç yatırılmadığından harçla ilgili karar tayinine yer olmadığına, 1/3-İstinaf yoluna başvuran davalı SGK harçtan muaf olduğundan karar tayinine yer olmadığına, 1/4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,1/5-Yasa yoluna başvuranlar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,2- İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/09/2018 tarih ve 2015/121 E., 2018/851 K. sayılı kararının davalı SGK için harç ve vekalet ücreti yönünden HMK.nun 353/1-b/2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2/1-Dava ve talep arttırım dilekçesi doğrultusunda davanın 174.606,73-TL üzerinden kabulüne, kabul edilen tutarın davalı SGK Başkanlığı yönüden 14.403,80-TL’sinin 19/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, davalı … A.Ş yönünden ise 160.202,93 TL’sinin 01/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle diğer davalılar … Tic. Ltd. Şti. ve … yönünden ise kabul edilen tutarın tamamı üzerinden ve 12/09/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte belirtilen sorumluluk tutarları üzerinden davalılardan dayanışmalı olarak tahsili ile davacıya verilmesine,2/2-Karar harcı 11.927,39-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 5,54-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.921,85-TL harcın davalı Sosyal Güvenlik Kurumu harçtan muaf olduğundan, davalı SGK hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine adına irad kaydına, 2/3-Davacı tarafından yapılan 628,37-TL ilk masraf, 329,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.557,87-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 2/4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 2/5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 16.426,40-TL nispi vekalet ücretinin (4.080,00-TL’sinden davalı SGK sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,2/6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.18/02/2021