Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/171 E. 2021/341 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/171
KARAR NO : 2021/341
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2018
NUMARASI: 2017/629 E. – 2018/937 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni şirket nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın neden olduğu trafik kazasında davalı şirkete ait … plaka sayılı aracın hasarlanması ve kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusurlu bulunması nedeniyle poliçe teminatı kapsamında davalıya ait aracın onarım bedelinin ödendiğini ve bu şekilde başkaca bir sorumluluğunun kalmadığı halde davalı şirketin vekil edeni şirketi aleyhine kaza nedeniyle kazanç kaybına da uğranıldığı ileri sürülerek icra takibi başlatıldığını, bu takibe zamanında itiraz edilemediğinden takibin kesinleştiğini ve icra tehdidi altında davalı tarafa 16.5253,38-TL ödeme yapılmak zorunda kalındığını, oysa kazanç kaybı zararından ZMM sigortacısının sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini ileri sürerek, davacı tarafça haksız bir biçimde tahsil edilen 16.523,38-TL’nin ödeme tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte istirdatını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında özetle; davacının ZMM sigortacısı olduğu aracın neden olduğu trafik kazasında vekil edenine ait aracın hasarlandığını, onarım için davacı … şirketinin bilgisi dahilinde anlaşmalı servise alındığını, ancak onarım süresinin sigorta şirketinin işlemleri sonucunda makul süreyi aştığını, bu nedenle aracın onarım süresince işletilmemesi nedeniyle bir zarar meydana geldiğini, bunun teknik anlamda kazanç kaybı olarak nitelendirilemeyeceğini, dolayısıyla bu şekilde oluşan bir zararın davacı … tarafından karşılanması gerektiğini belirterek davaya karşı koymuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 08/08/2016 tarihide davacı … nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün tam kusuru neticesinde meydana gelen trafik kazasında davalı şirkete ait aracın hasarlandığı ve davacı … tarafından ZMM sigorta poliçesi kapsamında davalı tarafa ait araçta meydana gelen onarım bedelinin ödendiği, ancak aracın onarımı için tamirde geçen sürede oluşan kazanç kaybı zararının ödenmediği iddiasıyla davalı şirket tarafından davacı … şirketine başvuruda bulunulduğu, başvurudan sonuç alınamaması nedeniyle de 13.611,54-TL asıl alacak ile ferilerin toplamı olan 13.974,19-TL bedel üzerinden takibe geçildiği ve bu takip kapsamında davacı … tarafından davalı tarafa 08/05/2017 tarihinde toplam 15.608,07-TL ödeme yapıldığının dosya kapsamından anlaşıldığı, ancak kazanç kaybı zararlarının ZMM sigortası genel şartlarına göre teminat dışı olduğu, bu nedenle esasen sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği, her ne kadar “Davalı taraf savunmasında davacı … şirketinin hasarlanan aracı davalının istediği yetkili serviste değil, sigorta şirketinin anlaşmalı olduğu serviste tamir edilmesini istediğinden bahisle davacı … şirketinin sorumlu olduğunu iddia etmekte ise de , davacı … şirketinin davalıyı bu yolda zorladığına dair somut bir delil sunulmamıştır. Davalı vekilinin rapora karşı sunduğu 10.07.2018 tarihli dilekçe ekindeki mail yazışmaları bu yöndeki iddiasını ispatlar nitelikte değil, aracın bulunduğu yetkili serviste aracın tamiri için gerekli parçanın beklendiğine dair bir delildir. Kaldı ki davalı bu aşamada davacı … şirketine aracının yetkili serviste bekletilmesi nedeniyle başvuru yaparak aracını başka bir yetkili serviste tamir ettirmek istediğine dair bir delil bulunmamaktadır.” denilmek suretiyle davalı tarafın davacı … şirketinin tamirin uzamasında etkisi ve sorumluluğu olduğunu kanıtlayamadığı görüşünden hareketle; “Davanın KABULÜ İLE; davacının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe konu alacak nedeniyle davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ İLE; 16.523,38 TL nin 08/05/2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, ” karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; davacı … aleyhine başlatılan icra takibine konu alacağın dosya mevcut olan bilirkişi raporundan da anlaşılan sadece 20 gün olan makul tamir süresinin çok fazla aşılması nedeniyle uğranılan zarara ilişkin olduğu, bu zararın ZMM sigortası genel şartlarındaki kazanç kaybı zararı olarak değerlendirilemeyeceği, zira aracın 20 gün yerine fiilen 181 günde tamir edilmiş olmasında sigorta şirketinin geç ifa ve ayıplı hizmet sunması nedeniyle kusur olduğu, bu nedenle de aracın geç tamir edilmesinden kaynaklı zararların karşılanması gerektiği, iadesi talep edilemeyeceği halde yazılı biçim ve şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna yöneliktir.Dava, çift taraflı trafik kazası sonucunda davalıya ait aracın hasarlanması nedeniyle kazaya neden olan aracın ZMM sigortacısı aleyhine başlatılan icra takibi sonucunda ödenmek zorunda kalınan bedelden ZMM sigortacısı olan davacının sorumluluğu bulunmadığına dayanılarak açılmış istirdat isteğine ilişkindir.Görülmekte olan davada taraflar arasında; davalıya ait aracın kiralık araç olarak tasarruf edildiği, davacı … nezdinde ZMM sigortalı bulunan aracın neden olduğu trafik kazasında hasarlandığı, davacıya ait aracın … A.Ş’nin anlaşmalı olduğu serviste onarıldığı ve onarım bedelinin davacı … tarafından karşılandığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, makul onarım süresinin geçirilmesi halinde geç onarım nedeniyle bir zarar oluşmuş ise bu zarardan davacı ZMM sigortacısının sorumluğu yoluna gidilip gidilemeyeceği, gidilebilecek ise hangi hallerde gidilebileceğine ilişkindir.Somut olaya dönüldüğünde; davalı icra takibi konu yaptığı alacağını “Aracın onarım süresince işletilememesinden kaynaklanan maddi zararın tahsiline” ilişkin olduğunu açıklayarak icra takibi başlatmış ve icra takibine geçmeden önce de davacı … A.Ş ye yaptığı başvuruda aracın makul onarım süresinin 20 gün olduğu halde 180 gün sonra onarılarak kendilerine teslim edilmesi nedeniyle 161 günlük bir gecikme olduğu, 161 günlük bu süre zarfında aracın kiralamaya verilmemesinden kaynaklı kazanç kaybı oluştuğunu belirterek, 161 gün karşılığında araç kiraya verilseydi elde edilecek 13.610,94-TL’nin kendilerine ödenmesini istemiştir. Davalı şirkete ait aracın 08/08/20016 günlü trafik kazası sonrasında onarım için aracın yetkili servisi olan … servisine çekildiği, … Sigortanın görevlendirdiği ekspertiz incelemesi sonucunda araçtaki hasar miktarının ve makul onarım süresinin ne olduğunun belirlendiği, ancak daha sonra aracın tarafların bilgisi ve onayı dahilinde sigorta şirketinin anlaşmalı olduğu … götürüldüğü, onarımın bu serviste yine davacı … A.Ş bilgisi dahilinde yapıldığı, ancak aracın tamiri için gerekli parça tedarikindeki gecikmeden dolayı bu onarımın 181 günde tamamlanabildiği, aracın tamir edilmesi sırasında getirilmesi gereken parçalarla ilgili tedarik sıkıntısından kaynaklanan durum ve aşamalardan davacı … A.Ş nin anlaşmalı servisçe haberdar edildiği dosyada mevcut kayıt ve belgelerden anlaşılmaktadır. ZMM sigorta şirketleri 3.kişilerin araçlarında oluşan gerçek zararın gidermekle yükümlüdürler. Gerçek ( doğrudan) zarar kapsamı içinde araç hasar bedeli ve değer kaybı zararı bulunmakta ise de zarar gören aracın kullanılamaması nedeniyle araç mahrumiyeti zararı veya aracın işletilememesinden kaynaklı kazanç kaybı zararları dolaylı zararlardan olup, davalı … şirketinin sorumluluğunun kapsamını belirleyen ZMM Sigortası Genel Şartlarına göre teminat kapsamında değil ise de kötü ifa veya onarımdaki gecikmeye neden olunma gibi nedenlerle genel hükümler kapsamında davalının sigorta şirketinden bu zararı talep etme hakkı bulunmaktadır. Ve zaten görülmekte olan davada, davalı taraf bu nedenle oluşan zararının giderilmesini istemektedir.Davalıya ait araç onarılmak üzere davacı … şirketinin anlaşmalı olduğu servise yönlendirildiğine, araçta değiştirilmesi gereken parçalar, tamir şekli, parçaların tedariki konularında davacı halk sigortanın anlaşmalı servisçe bildirildiği, parça tedarikindeki sıkıntıdan bahsedilerek yardım istendiği, buna rağmen sigorta şirketince aracın parça tedarikini daha kolay sağlayabilecek başka bir servise yönlendirilmesinin sağlanmadığı, ayrıca ZMM sigortası genel şartlarının B.2.2 maddesindeki;”… sigortacı, araç kaza tarihi itibariyle anlaşmalı olduğu onarım merkezinde onarılsaydı, parça, tedarik, işçilik ve diğer hususlara göre belirlenecek bedele göre ödeme yapabilir” şeklindeki düzenleme gözetildiğinde davalı şirketin onarımın, davacı … şirketinin anlaşmalı servisinde yaptırmasında menfaati olduğu değerlendirildiğinde mahkemece genel hükümlere göre olağan tamir süresi 20 gün olan bir aracın, 181 günde tamir edilmesi karşısında 161günlük ciddi gecikmeden dolayı davalının uğradığı kazanç kaybı zararından davacı … şirketinin sorumlu olacağının kabul edilmesi ve bu nedenle de davanın reddedilmesi gerekirken taraflar arasındaki uyuşmazlığa ve takip konusu alacağın niteliğine yanlış anlam verilmesi sonucunda yazılı biçim ve şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılması ve davanın reddi yönünde düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/09/2018 gün ve 2017/629 E. – 2018/937 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL maktu ve 246,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harçlarının talebi halinde davalıya İADESİNE,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/09/2018 gün ve 2017/629 E. – 2018/937 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,4/1-Davanın REDDİNE,4/2- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Yasası uyarınca davacıdan alınması gereken 59.30-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 282,18-TL karar ve ilam harcından düşümü ile kalan 222,88-TL’nin talep halinde davacıya İADESİNE, 4/3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4/4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapıldığı anlaşılan 98,10-TL istinaf başvuru harcı ile 46,50-TL posta masrafı toplamı olan 144,60-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4/5-Davalı yargılama sırasında vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4/6-Yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/02/2021