Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1706 E. 2021/1906 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1706
KARAR NO: 2021/1906
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI: 2016/1276 Esas – 2018/1133 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.08.2010 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı bulunan … plakalı aracın müvekkili yaya …’e çarparak yaralanmasına ve malul kalmasına sebep olduğunu, tedavi gördüğü T.C. Sağlık Bakanlığı Bursa Devlet Hastanesi’nden verilme 08/15/2014 tarih ve 2840 sayılı sağlık raporuna göre vücut fonksiyon kaybının %4 olarak belirlendiğini, sigortacı tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin beden gücü kayıp oranının belirlenerek HMK 107. Maddesi gereğince belirlenecek tutarın ve bakıcı giderine ilişkin giderlerin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … plakalı aracın müvekkil şirket tarafından 12/11/2009-2010 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davacıya, 22/07/2014 tarihinde 2.631,00-TL ödendiğini, yapılan ödeme ile davacı tarafından imzalanan ibraname gereği müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, KTK md.111/2 de yer alan ibranamenin geçersiz sayılmasına ilişkin 2 yıllık hak düşürücü sürenin aşılmış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…. 24/08/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle … plakalı aracın ZMMS sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin davacıya 22/07/2014 tarihinde 2.631,00 TL tutarında ödeme yaptığı, buna ilişkin ihtarnamenin dosyada mevcut olduğu ve ödemenin davacı kabulünde olduğu, davacı tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğu iddiasıyla açılan bu davanın 15/11/2016 tarihinde açılmış olduğu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesindeki düzenleme uyarınca, yapılan ödemenin yetersizliği nedeniyle açılacak davaların ödemeden itibaren 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmasının gerektiği, somut olayda ibraname ile dava tarihi arasında 2 yıldan fazla sürenin geçmiş olduğu” gerekçesiyle,Karayolları Trafik Kanunu 111/2.maddesindeki hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: davacı vekili; müvekkilin nihai zararının belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilip zararının olup olmadığının ortaya çıkarılması gerekirken dosya bilirkişiye gönderilmeden 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 111/2 maddesi gereği 2 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline ait %4 lük sağlık kurulu raporu olduğu görülmekle birlikte henüz bir ATK raporu da alınmayıp oranının artma ihtimali de dikkate alındığında müvekkilin daha öncesinde aldığı ödemenin ne kadar cüz’i miktar olduğunun görüleceğini, müvekkilinin imzaladığı belgenin yok hükmünde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Yerel mahkemece 05/03/2019 tarihli ek karar ile ”….Davacı vekili UYAP’tan vermiş olduğu 14/01/2019 havale tarihli dilekçesi ile 13/11/2018 tarih 2016/1276 Esas Esas 2018/1133 sayılı mahkeme kararını istinaf ettiği ancak istinaf harç ve masraflarını yatırmadığı, bunun üzerine mahkememizce istinaf kanun yoluna başvurma harcı:121,30TL, istinaf karar harcı 44,40TL ve istinaf avansı 150,00TL’yi bir haftalık kesin süre içerisinde yatırması, süresinde yatırmadığı takdirde istinaf isteminden vaçgeçmşi sayılmasına karar verileceği ihtarını içerir tebligatın 20/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilince verilen kesin süre içerisinde istinaf harç ve masraflarının yatırılmadığı ” gerekçesiyle; Davacının istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına, karar verilmiş; iş bu ek karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Ek karara karşı İstinaf nedenleri: Davacı vekili, yerel mahkemece e-tebligat vasıtasıyla gönderilen tebligat zarfı üzerinde ihtar/uyarı şeklinde yazılan ve Hâkim imzası taşımayan muhtıranın usule aykırı olduğunu belirterek ek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemine ilişkindir. Somut olayda; yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda 13.11.2018 tarihli karar ile davanın reddine karar verildiği, iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, 05.03.2019 tarihli ek karar ile davacı vekilince verilen kesin süre içerisinde istinaf harç ve masraflarının yatırılmadığı gerekçe gösterilerek davacı tarafın istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği, ek kararın taraflara ayrı ayrı tebliğ edildiği, ek karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Elektronik ortamda yapılacak tebligata ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla 06/12/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 9.maddenin 6. fıkrasına göre, elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olanlar ise anılan yönetmeliğin 5. maddesinin 1.fıkrasında düzenlenmiş olup, buna göre baro levhasına kayıtlı olan avukatlara tebligatın elektronik olarak yapılması zorunludur. Adalet Bakanlığı tarafından anılan Yönetmelik uyarınca hazırlanan Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi ile İlgili Teknik Kriterlere İlişkin Usul ve Esaslar düzenlemesinin “Deliller” başlıklı 5. maddesinin ilgili kısımları şu şekildedir: ” (1) UETS süreci işleyişi içerisinde aşağıdaki deliller oluşturulacaktır. a-Tebligat kabul edildi (SubmissionAcceptanceRejection:Acceptance): Gelen iletinin gerekli kontroller sonrası muhatap hesabına teslim edilmek üzere UETS tarafından teslim alındığının delilidir. b-Tebligat kabul edilmedi (SubmissionAcceptanceRejection:Rejection): Gelen tebligatın içinde virüs olması, gönderici tarafından hazırlanan paketteki özet değerinin UETS’ye gelen paketin özet değeri ile tutarsız olması, gönderilebilecek ileti büyüklüğünden daha büyük değerde ileti gönderilmiş olması gibi durumlarda, UETS tarafından gönderinin kabul edilmediğine dair üretilen delildir. c-Tebligat teslim edildi (DeliveryNonDeliveryToRecipient:Rejection): Tebligatın alıcı için ayrılmış tebligat alanına (hesabına)başarılı bir şekilde konulduğuna veya sadece … sistemi ile hesap sahibinin bilişim sistemi arasındaki entegrasyon ile tebligatlarını alan hesap sahiplerine başarılı bir şekilde aktarıldığına dair oluşturulan delildir. d-Tebligat teslim edilmedi(DeliveryNonDeliveryToRecipient:NonDelivery): Tebligatın alıcı için ayrılmış tebligat alanına (hesabına) konulamadığına veya sadece entegrasyon ile tebligatlarını alan hesap sahiplerine 24 saat içinde başarılı bir şekilde aktarılamamasına dair oluşturulan delildir. e-Tebligat okundu (RetrievalNonRetrievalByRecipient:Retrieval): Tebligatın, alıcısı tarafından açıldığında oluşturulan delildir. f-Tebligat okundu kabul edildi(RetrievalNonRetrievalByRecipient:RetrievalTimeout): Tebligatın, alıcının hesabına iletilmesini müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik oluşturulan delildir.” İlgili yönetmelik uyarınca elektronik mesajın tamamı iletilmeden delil kaydı oluşturulmamaktadır. Tebligat muhatabı tebligatı açtığında delil kaydı oluşturulmaktadır. Bakanlık düzenlemesi uyarınca söz konusu delil kaydı, tebligatın alıcısı tarafından okunduğu anlamına gelmektedir.( Bknz. Yargıtay 4.HD’nin 2020/1187 Esas, 2020/4264 Karar sayılı ilamı) Dosya kapsamından, gerekçeli kararın davacı vekiline elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiği, 28.01.2019 tarihinde muhatabın tebligat adresine ulaştığı,02.02.2019 tarihinde tebligat alıcısı tarafından açılarak tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinin ise 14.01.2019 tarihinde dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekilince harç yatırılmaması üzerine, yerel mahkemece, davacı vekiline, ” istinaf karar harcı 44,40-TL, istinaf kanun yoluna başvurma harcı 121,30-Tl ve istinaf giderini 1 hafta içinde yatırması için süre verildiği ve süresi içinde yatırılmaz ise istinaf isteminden vazgeçilmiş sayılmasına karar verileceği ” ihtarını içeren açık e-tebligat hazırlandığı, bu şekildeki e -tebligatın 15/02/2018 tarihinde davacı vekiline ulaştığı ve 20.02.2019 tarihinde tebligatın okunmuş sayıldığı, 12.03.2019 tarihinde davacı vekilince istinaf harçlarının yatırıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından istinaf giderlerine ilişkin usulüne uygun ihtaratın yapıldığından bahisle istinaf isteminin reddi kararı verilmiş ise de, yapılan incelemede e-tebligat mazbatasında bu ihtaratın görülmediği, başka deyişle davacı vekiline ihtaratın ulaşmadığı anlaşılmıştır. Usule aykırı e- tebligata göre, yerel mahkemece yazılı gerekçe ile davacı vekilinin istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle; yerel mahkemece davacı vekilinin istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına dair ek karar yerinde olmayıp verilen 05.03.2019 tarihli ek kararın bu sebeple kaldırılmasına ve gerekçeli kararı istinaf eden davacı vekilinin istinaf isteminin incelenmesine karar verilmiştir. KTK’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır. Eldeki davada; davacının yaralanması nedeniyle davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, bu başvuru üzerine davacıya 22.07.2014 tarihinde 2.631,00-TL ödeme yapıldığı, davacı tarafça da kısmi ödeme yapıldığının kabul edildiği, ancak anılan bu bedelin davacıya ödendiğine ve davacı tarafından davalı sigortacının ibra edildiğine dair belgelerin ( dekont/ makbuz ve ibraname) dosyada bulunmadığı, belgeler dosyaya ikame edilmeden yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı taraf, ödeme yapıp ibra edildiklerini savunduğuna göre, delil olarak bildirilen ödeme belgeleri ile ibranamenin getirtilmesiyle, davalının hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu itibarla yerel mahkemece yapılması gereken iş; davalı sigortacı tarafından davacılara yapıldığı iddia olunan 22.07.2014 tarihli ödemelere ilişkin belgelerin bulunduğu yerden getirtilmesi, ayrıca iddia olunan ödemelere ilişkin olarak davacı tarafından davalıya verilmiş ibraname örneklerinin de davalı sigorta şirketinden dosyaya temin edilmesi, davalı sigortacıya davacılar tarafından verilmiş ibraname bulunduğunun tespiti halinde KTK’nun 111. maddesindeki 2 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılıp açılmadığı denetlenmek suretiyle davalının hukuki durumunun belirlenmesinden ibarettir.(Bknz. Yargıtay 17.HD’nin 2015/14904 Esas, 2017/10387 Karar sayılı ilamı) Netice de; açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ilişkin aşağıda ki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2018 tarih ve 2016/1276 Esas 2018/1133 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan nispi istinaf karar harcının davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’ nın 353/(1)-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.02/12/2021