Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1705 E. 2021/2026 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1705
KARAR NO: 2021/2026
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2019
NUMARASI: 2017/202 E. – 2019/231 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Cismani Zarar Nedeniyle Maddi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/05/2016 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile …’ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı araca arkadan çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır yaralanmasına ve malül kalmasına neden olduğunu, müvekkilinin kazada bir kusuru olmadığını, kazaya karışan … plakalı araç sürücüsü …’ın %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin hastane refakati ve bakım giderleri için 100,00-TL, müvekkilinin kaza nedeniyle uğradığı cismani zarar ve beden gücü kaybı nedeniyle 900,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren bankalarca uygulanacak en yüksek işletme kredisi faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: söz konusu kaza nedeniyle müvekkili şirkete yapılan başvuru üzerine davacıya 10.02.2017 tarihinde 78,006.00-TL sakatlık tazminatı ödemesi yapıldığını, müvekkilinin bu ödeme ile sorumluluklarını yerine getirdiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, sürekli maluliyet raporu alınmasından önce ortaya çıkan bakıcı giderlerine ilişkin müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”….Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 16/04/2018 tarihli maluliyet raporuna göre; Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının %23 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin 9 aya kadar uzayabileceği anlaşılmıştır. Meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur durumunun tespiti için mahkememizce aldırılan 11/06/2018 tarihli trafik kusur bilirkişisi raporu uyarınca; davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, kazanın meydana gelmesinde başkaca kişilere atfedilecek bir kusurun bulunmadığı, görülmüştür. Mahkememizce aldırılan 11/06/2018 ve 23/11/2018 tarihli aktüerya uzmanı raporları uyarınca; davacının yukarıda açıklanan maluliyet raporu uyarınca toplam iş göremezlik zararının 160.624,56-TL olduğu, davalı … tarafından davacıya yapılan 31/01/2017 tarihli 78.006,00-TL’nin güncelleştirilmesi sonucunda sigorta şirketinin ödemiş olduğu güncel bedeli 87.678,74-TL olduğu, bu ödemenin davacının hakettiği tazminattan mahsubu sonrasında davacının bakiye zararının 72.945,82-TL olduğu, davacı talebi ile bağlı kalınarak karar verildiği”, gerekçesiyle, gerekçesiyle; Davanın kabulü ile, toplam 64.958,47-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; … yaşam tablosu kullanılarak hesaplama yapıldığını, oysa TRH ve %1,8 teknik faize göre hesaplama yapılması gerektiğini, kusuru kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “…” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Öte yandan; Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli ranf formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir.( Bknz. Yargıtay 4.HD’nin 2021/2466 Esas, 2021/2462 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; yerel mahkemece hükme esas alınan aktüerya rapor ve ek raporunda da TRH yaşam tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan, tamamiyle PMF ve Progresif rant (%10 artırım-indirim) yöntemine göre hesaplama yapılmış olup; her ne kadar progresif rant yöntemi uygulanmasında (başka deyişle %1,8 teknik faiz uygulanmamasında) bir hata yok ise de yerel mahkemece hükme esas alınan tazminat hesaplamasında, PMF Tablosu’nun kullanılması doğru görülmemiştir. Bu itibarla, davalı tarafça ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada yasal süresi içinde itiraza uğrayan iş bu aküerya ve kusura hesabına ilişkin rapor, aktüerya hesabı yönünden yeterli ve hükme esas alınmaya elverişli değildir. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında yerel mahkemece yapılacak iş; davacı için, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve % 1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması, bilinen ve bilinmeyen dönem hesabının hangi tarihlerden başlayıp bittiği açık ve denetime elverişli bir şekilde belirtilerek; tazminat hesaplamasının taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek 2016 yılı verileri (işlemiş/ işleyecek devre belirlemesi için) baz alınarak yapılması için, başka bir aktüer bilirkişiden rapor alınıp, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla; davalı … vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının 353/(1)-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kararı veren yerel mahkemeye gönderilmesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı … şirketinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2019 tarih ve 2017/202 Esas, 2019/231 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Kararın kaldırma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı … şirketinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, 6-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/12/2021