Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1672 E. 2021/1882 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1672
KARAR NO: 2021/1882
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2013/1050 E. – 2019/90 K.
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı olan … plaka sayılı araç ile dava dışı … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen 23/04/2011 günlü trafik kazasında, … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan vekil edeninin yaralanarak sakat kaldığını, davalı sigorta şirketine davadan önce yapılan başvuru sonucunda, vekil edenine 03/01/2013 tarihinde 69.809,24-TL tazminat ödemesi yapılmış ise de bu ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla sürekli sakatlık tazminatına karşılık olmak üzere 20.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 06/12/2018 günlü bedel artırım dilekçesi ile de istek miktarını 86.906,91-TL’ye çıkarttıklarını açıklayarak, bu miktarın temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan …plaka sayılı aracın 23/04/2011 tarihinde karıştığı çift taraflı trafik kazasında, sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, talep konusu kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğu, davacının kaza neticesinde %58 oranında sürekli maluliyete uğradığı, davacının talep edebileceği sürekli sakatlık tazminatının 193.656,83-TL olduğu ve davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemenin güncellenmiş halinin de 106.749,92-TL bulunduğunun 19/11/2018 günlü aktüer bilirkişi raporu ile tespit edildiği, ancak davacı …’nin alkollü olduğunu bildiği sürücünün sevk ve idaresindeki araca binmesi nedeniyle müterafik kusurlu sayılarak, bu nedenle belirlenen tazminattan %20 oranında takdiri indirim yapılması gerektiği benimsenmek suretiyle; “1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 48.175,54 TL ‘nin ödeme tarihi olan 04/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmenie, Fazlaya ilişkin talebinin reddine, ” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; sürücü …’ın dosyada mevcut laboratuvar sonucunda kanında var olduğu tespit edilen etanol oranının sadece 7,9 mg/dl bulunduğu, bu oranın 0,079 promile denk geldiği, 2918 sayılı KTK’nun 48/5 madde hükmüne göre sadece 0,50 promil üzerinde alkollü araç kullanımının yasak kılındığı bu durumda …’ın alkollü olarak aracı sevk ettiğinden söz edilemeyeceği, edilse bile araçta yolcu olarak bulunan davacının sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir somut belirleme olmadan ve bu konuyu değerlendirme yetkisi bulunmayan bilirkişi raporu doğrultusunda müterafik kusur indirimi yoluna gidilerek karar vermiş olmasının ve faiz türünün de avans faizi yerine yasal faiz olarak belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre de belirlenen tazminat miktarından düşümü sağlanan ödeme ve müterafik kusur indirim sırasında hata yapılması nedeniyle eksik tazminata hükmedilmesinin ve takdiri indirim uygulanması halinde karşı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi, yargılama giderlerinin de paylaştırılmaması gerektiğinin de gözetilmediği, kararın bu yönü ile de hatalı gerektiği de bulunduğuna yöneliktir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir. 1- Görülmekte olan davada taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına neden olduğu belirlenen … plaka sayılı aracın hususi bir araç olduğu ve gerçek kişi adına kayıtlı bulunduğu, dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Böyle bir durumda mahkemece yasal faize hükmedilmiş olmasında bir yanılgı olmadığından (Bkn: Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 26/10/2020 gün ve 2019/1717E., 2020/6220 K. Sayılı ilamı) davacı vekilinin faizin türüne yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin değer istinaf itirazlarına gelince; dava dışı …’ın sürücüsü, davalı sigorta şirketinin de ZMM sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı aracın karıştığı 23/04/2011 günlü trafik kazasında araç içinde yolculuk yapan davacının yaralanarak malul kaldığını, davadan önce yapılan başvuru üzerine sigorta şirketi tarafından davacıya bir ödeme yapılmış ise de bu ödemenin gerçek zarar miktarını karşılamadığını belirterek maddi tazminat isteğinde bulunmuş; mahkemece davacının müterafik kusurlu olduğu görüşünden hareketle, tazminattan %20 oranında indirim yapılarak karar verilmiştir. Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre, müterafik kusurun söz konusu olduğu durumlarda kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 44 madde hükmü uyarınca tazminattan belli bir ölçüde hakkaniyet indirimi yapılması öngörülmektedir. (6098 sayılı TBK’nun 52. maddesinde de benzer düzenleme mevcuttur). Ancak müterafik kusur indiriminin yapılabilmesi için davalı tarafın süresi içinde müterafik kusur savunmasında bulunması gerekir. Somut olayda davalı sigorta şirketi vekili tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinde bu yönde bir savunmada bulunulmamış, 19/11/2018 günlü hesap bilirkişi raporuna karşı sunduğu 12/02/2018 günlü beyan dilekçesinde; bilirkişi raporunda, davacı …’ın araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek, araca binmesi nedeniyle müterafik kusurlu olduğunun belirtildiğini, bu belirlemenin yerinde bir belirleme olduğunu ileri sürerek tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmasını istemiştir. Ne var ki mahkemece, alkollü olduğu sonucuna varılan sürücü …’ın kanında tespit edilen etanol oranı sadece7,9 mg/dl olup, bu oran 0,079 promile denk gelmektedir. 0,079 promil alkol kullanımı da yasanın izin verdiği sınırlar içinde kalmaktadır. Bu durumda, sürücünün aracı alkollü olarak sevk ettiği söylenemeyeceğinden, davacının müterafik kusurlu olduğu sonucuna da varılamaz. Hal böyle olunca, mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmaması ve bedel arttırım dilekçesi ile talep edilen tazminatın tamamına hükmedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucunda, belirlenen tazminattan yazılı biçim ve şekilde takdiri indirim yapılması isabetsiz olmuştur. 3- Bundan ayrı, davacının talep edebileceği tazminat miktarının 193.656,83-TL olduğu, sigorta şirketince yapılan ödemenin güncellenmiş halinin de 106.749,92-TL bulunduğu gözetildiğinde, ödemenin düşülmesi sonucunda kalan tazminat miktarının 86.901,91-TL olacağı açık olup, bu miktardan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında, kalan miktarın 69.521,53-TL olacağı belirgin bulunduğu halde, hatalı indirim sıralaması sonucunda eksik tazminat miktarına hükmedilmiş olması ve takdiri indirim halinde davalı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği, ayrıca yargılama giderlerinin de paylaştırılmaması gerektiğinin göz ardı edilmeside kabule göre doğru olmadığından(Bkn. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26/10/2020 gün ve 2019/934E., 2020/6205 K.sayılı ilamı ve Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 15/11/2018 gün 2015/16486 E., 2018/10815 K sayılı ilamı) eleştirilmesi gerekmiştir. Ancak yukarıda 1.nolu bentte açıklanan yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın davacı taraf yararına HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan hususlar nedeniyle oluşan usulü kazanılmış haklar ile reddedilen istinaf itirazları da gözetilerek; düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Yukarıda başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun bentler halinde açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE ve KISMEN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davacıya İADESİNE, 3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan diğer yargılama giderlerinin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/01/2019 gün ve 2013/1050 E. – 2019/90 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 5/1-Davanın KABULÜ ile, -86.906,91- TL ‘nin ödeme tarihi olan 04/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5/2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 5.936,61- TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 68,35 TL peşin harç ile 228,53 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 296,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.639,73- TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 5/3-Davacı tarafça yapılmış 24,30 TL Başvurma harcı, 68,35 TL Peşin harç, 228,53 TL ıslah harcı, 4,10 TL vekalet harcı olarak toplam 325,28 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 2.114,60 TL masraf olmak üzere toplam 2.439,88 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5/4-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 12.097,88- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5/5-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361. gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021