Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1664 E. 2022/91 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1664
KARAR NO: 2022/91
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/01/2019
NUMARASI: 2015/1193 ESAS 2019/22 KARAR
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … adına kayıtlı davalı … A.Ş tarafından Karayolları Motorlu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı araç davalı … sevk ve idaresindeyken 27.02.2015 tarihinde yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkili …a çarparak ciddi şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, görevliler tarafından düzenlenen trafik kaza tespit tutanağına göre davalının olayda asli kusurlu tespit edildiğini belirterek, müvekkili … için 34.200,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … ve … her biri için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın 27.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (davalı …A.Ş. hariç) müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, müvekkili …’nun uğramış olduğu kazanç kaybı ve iş gücü kaybına karşılık şimdilik belirsiz olan alacaklarının fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılar … ve … açısından kaza tarihi olan 27.02.2015 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi açısından ise dava tarihinden itibaren ve poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; olaya karışan … plakalı aracın … vade tarihleri arası geçerli Karayolları Motorlu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesiyle müvekkili sigorta şirketinin teminatı altında olduğunu, manevi tazminatların sigorta teminatı kapsamında olmadığını, meydana gelen kazada kusur oranlarının belirlenmesinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. Davalılar … ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının yaralanması sebebiyle kaza sonrası şok geçirdiğini, SGK tarafından raporlu hastalara geçici iş göremezlik ödeneği ödemesi yapıldığını, davacının kazanç kaybının bulunmadığını, söz konusu kaza nedeniyle kemik kırığı oluştuğunu, müvekkilinin kazadan sonra davacı ile yakından ilgilendiğini, davacıya 5.800,00 TL verdiğini, davacının tazminat talebinin yüksek olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Meydana gelen trafik kazası sonucu davacı …’ın yaralanması nedeniyle davacının kendisi, eşi ve çocuklarının da manevi olarak zarara uğradığı, zira maluliyet raporunda belirtildiği gibi davacının geçici iş göremezlik süresinin 18 ay gibi uzun bir süre olduğu, bu süre içerisinde hem kendisi hem ailesinin zor duruma düştüğünün açık olduğu, davalı …’in davacı …’a 19/03/2015 tarihinde 5.800,00 TL ödediğinin davacı tarafın kabulünde olduğu, davacı tarafın söz konusu ödemeyi taleplerinden mahsup ederek talepte bulundukları, davacıların davacı …’ın yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur oranları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, davacının kaza nedeniyle kalıcı maluliyetinin oluştuğu, zararın boyutu göz önünde bulundurularak, davacı yaralanan … için 10.000,00 TL, davacı eş … için 2.000,00 TL, davacı çocuk … için 1.000,00 TL, davacı çocuk … için 1.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiş ve sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Davacı taraf maddi tazminat yönünden davadan feragat etmiş olsa da davacı …’ın maddi tazminata hak kazandığı, ancak davalı sigorta şirketi ile anlaşması sonucu sigorta şirketi tarafından kendisine yapılan ödeme sonucu tüm davalılar yönünden maddi tazminat taleplerinden feragat edilmesi nedeniyle davalılar … ve … lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir” gerekçesi ile;-davanın kısmen kabulüne, -maddi tazminat yönünden davadan feragat nedeniyle davanın tüm davalılar yönünden reddine, -manevi tazminat yönünden; davacı … için 10.000,00 TL, davacı eş … 2.000,00 TL, davacı coçuk … için 1.000,00 TL, davacı coçuk … için 1.000,00 TL, manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/02/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalılar … ile … vekilinin istinaf sebepleri; Müvekkilinin söz konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı halde eksik ve hatalı kusur raporuna dayanılarak karar verilmesinin hatalı olduğu, mahkemece itirazlarına rağmen olay yerinde keşif yapılmadan ceza dosyasında alınan kusur raporuna göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacılardan … ‘na müvekkilinin 19.03.2015 tarihinde ödemiş olduğu 5.800.-TL’nin mahsubu ile 10.000.-TL takdir edildiği, görülen zarara karşın, mahkemenin takdir ettiği manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğu, ayrıca davacı … ile davacının çocukları … ve …’nun doğrudan bir zarar görmediği halde onların lehine de manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, maddi tazminat talebi yönünden davadan feragat edilmesine rağmen vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 27/02/2015 tarihinde davalı … adına kayıtlı, davalı … A.Ş tarafından ZMM sigortalı bulunan … plakalı aracın, davalı … sevk ve idaresindeyken yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçmekte olan davacı …a çarpması neticesinde trafik kazasının gerçekleştiği, müteakip yaralanmaya bağlı olarak davacı …’ın maddi ve manevi, …’ın eşi ve çocukları olan diğer davacıların manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açtıkları anlaşılmıştır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” şeklindedir. TBK’nın 56/2. maddesinde, ağır bedensel zarara uğrayan kişinin yakınlarının uğradıkları zararlar düzenlenmiştir. Bu gibi kimselerin, yakınlarına duygusal bağları açısından, bir yakının bedensel bütünlüğünün ihlalinde, doğrudan doğruya kendi kişilik hakkı açısından saldırıya uğradığı ve bu nedenle manevi tazminat isteyebileceği kabul edilmiştir. Bir kimsenin cismani zarara maruz kalması durumunda onun (ana, baba, eşler, kardeş, nişanlı gibi) yakınlarından birinin aynı eylem nedeniyle hukuken korunan ruhi ve asabi sağlık bütünlüğü ağır bir şekilde haleldar olmuşsa, onlar da manevi tazminat talep edebilirler. Çünkü bu durumda onların zararları ile haksız eylem arasında illiyet bağı vardır ve zararlarının niteliği itibariyle onların da ihlal edilen normun (56. maddenin) koruma alanı içinde bulunduklarının ve hukuka aykırılık bağının gerçekleştiğinin ve manevi tazminat talep edebileceklerinin kabulü gerekir. Somut olaya gelince; dosyada bulunan oluşa uygun, gerekçeli, denetlenebilir nitelikte ki raporlara göre; davacı …’nun geçirdiği kaza sonucunda vücut genel çalışma gücünden %12,1 oranında kaybettiği ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, bu surette en azında iyileşme süresinde başka birinin bakımına muhtaç olduğu anlaşılmaktadır. Yaralananın eşi ve çocukları olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’nın 56/2. maddesi uyarınca eşinin ve babalarının ağır yaralanması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davaya konu olayda yaralananın 18 ay bakıma muhtaç olacağı ve bu sürede eşi ve çocukları tarafından bakımının yapılacağı, bu yaralanmanın eş ve çocuklarında bu suretle manevi zarar doğuracağı açıktır. Bu nedenle davacı eş … ve çocukları … ile … yararına uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Sonuç olarak; dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, özellikle birbirini teyit eden raporlarda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde TBK’nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına, manevi tazminat miktarlarının somut olaya özgü koşullara göre yerinde ve uygun olmasına, maddi tazminattan davanın devamında ödeme nedeniyle feragat edildiğinden vekalet ücreti hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmamasına, 5.800,00 TL ödemenin manevi tazminatın belirlenmesinde gözetilmiş olduğunun anlaşılmasına göre, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M/ Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun, başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararına yönelik davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-)İstinaf eden davalılardan alınması gereken 956,34-TL harçtan peşin yatırılan 239,09-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 717,25-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, HMK’nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.03/02/2022