Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1616 E. 2021/2024 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1616
KARAR NO: 2021/2024
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2018
NUMARASI: 2015/180 E. – 2018/1178 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Cismani Zarar Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesini özetle; 28.04 2013 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu, …’ın sevk ve idaresinde olan … plaka sayılı motosikletle sayir halinde iken davalı …’ın sürücüsü ve işleteni olduğu, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı araç ile çarpıştığını, olayda davacı …’ın yaralanarak sakat kaldığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından müvekkili davacıya 26.273,00-TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin müvekkilinin zararını karşılamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; meslekte çalışma gücünün azalması sebebi ile 1.000,00-TL, ekonomik geleceğin sarsılması sebebi ile 500,00-TL, iyileşme suretinde çalışamadığı surede oluşan maddi zarar için 500,00-TL maddi tazminatın , davalı … yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 40.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi İle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; sözkonusu kazaya motosiklet sürücüsü …’ın sebebiyet verdiğini, kazada müvekkilime atfedilecek bir kusur bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin davacının zararından kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından davacıya yapılan ödemenin dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… Davacı vekili tarafından davalıların sorumluluğun kusur durumları gözetilmeksizin neticenin tamamı yönünden müteselsil sorumluluk esasına dayandığı belirtilmiş ise de davalıların sorumluluğu (davacının yolcu olduğu motosiklet sürücüsü ve sigortacısının dava edilmemiş olması nedeni ile) kusurları nispetinde müteselsil sorumluluktur. Somut olay da da … plaka sayılı aracı sevk ve ve idare eden davalı sürücü ve işleten …’nin meydana gelen kaza da %75 nispetinde kusurlu bulunduğu, davalı sigortacınında sorumluluğu davalı-işleten … ‘nin sorumluluğu nispetinde olduğu ve davalıların sorumlu bulunduğu zararın davalı … sigorta tarafından karşılanmış oluşu aktuer bilir kişinin raporu ve tarafların kazadaki kusur durumları karşısında anlaşıldığından davacının geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirme de isealep edilen miktar, olayın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, kusur ve maluliyet oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve dosyaya yansıyan özellikler nazara alınarak beş bin türk lirası manevi tazminatın davalı…’den haksız fiil tarihi olan 28/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerektiği” gerekçesiyle, Davanın KISMEN KABULÜNE, Sürekli işgöremezlik nedeni ile iş ve kazanç kaybı tazminatı, geçici işgöremezlik nedeni ile iş ve kazanç kaybı tazminatları taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE, 5.000,00-TL manevi tazminatın 28/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı… den tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazada yolcu konumundaki müvekkilinin kusuru bulunmadığını, buna rağmen yerel mahkemece maddi tazminat talebinin reddine karar verildiğini, ATK maluliyet raporundaki maluliyet oranı %3,3 ile Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi’nden verilme özür raporundaki özür oranı %8 arasında açık fark olup çelişki giderilmeden karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1-Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; davacının kişisel müracaatı ile alınmış olan dosyada mübrez Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden verilme 01.09.2014 tarihli raporda davacının tıbia şaft kırığı nedeniyle %8 özür oranı olduğu; ATK. … İhtisas Dairesi’nin 07/10/2015 tarihli raporda ise davacının yaralanmasına göre %3,3 malül olduğu ve 9 ay iş göremezlik süresi bulunduğu belirtilmiş olup; hükme esas alınan ve ATK … İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 24/10/2016 tarihli raporda ise davacının %3,3 maluliyeti bulunduğu ve 9 ay iş göremez olduğu açıklanmakla, iş bu raporda önceki raporlar irdelenerek çelişkinin giderilmiş olmasına; kaldı ki 24.10.2016 tarihli ATK raporunun kaza tarihinde geçerli yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmış olmasına; taraf ve yargı denetimine açık ve yeterli olmasına göre; davacı vekilinin bu husustaki istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir. 2-2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 88. maddesi gereğince bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. HGK’nun 1981/9-533E. ve 1983/724K. sayılı ilamında; “bir davacının kendilerinin tamamen kusursuz olduğundan söz ederek zararlı sonucu meydana getiren müteselsil borçlulardan biri aleyhine açtığı bir davada, zararın tümünü talep etmesi, örtülü olarak değil, aksine 818 sayılı BK’nın 142.maddesinde öngörülen teselsül kuralına açık bir şekilde dayandığının en belirgin örneği olduğu” ifade edilmiştir. Müteselsil sorumluluk yasadan kaynaklanan bir sorumluluktur. Borçlar Kanunu’nun “müşterek borçluların mesuliyeti” başlığını taşıyan 142. maddesinin 1. fıkrasına göre, alacaklı, müteselsil borçluların cümlesinden(tamamından) veya birinden borcun tamamen veya kısmen edasını istemekte muhtardır. Aynı maddesinin 2. fıkrasında ise borcun edasına kadar bütün borçluların mesuliyetinin devam edeceği hükme bağlanmıştır. Kusurun paylaştırıldığı durumlarda zarar görenin isterse tüm hasar sorumluları hakkında dava açabileceği gibi sadece bunlardan birisinden de hasarın tamamını isteyebilir. (Bknz. Yargıtay 17. HD’nin 2015/19190 E, 2016/366 K.; 2014/11292 E. 2016/5376 K., 2014/ 23211 E, 2016/11056 K. Sayılı ilamları) Somut olayda; davacı taraf, davacının yolcu olarak bulunduğu motorsikletle çarpışan otomobilin ZMMS sigorta şirketi ile sürücü-işletenine davasını yöneltmiştir. Davacı, davasını teselsül hükümlerine göre açmış olup, zararın tamamından davalıların müteselsil sorumluk hükümlerine göre sorumlu tutulmalarını istemişlerdir. Davacının yolcu olduğu ve kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan madde uyarınca ve müteselsil sorumluluk hükümlerine göre, üçüncü kişilere karşı verilen zararlarda, sorumluların dış ilişkide tam kusura göre sorumlu tutulması gerekmektedir. O halde, yerel mahkemece davacının 661,36-TL bakiye zararından davalıların sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince kararın kaldırılarak, 661,36-TL bakiye maddi tazminatın davalılardan tahsiline dair aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-)İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2018 tarih ve 2015/180 Esas, 2018/1178 Karar sayılı kararına karşı, yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE; yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; (a)-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar ve ilam harcının istek halinde kendisine iadesine, (b)-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerlerinde bırakılmasına, (c)-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 2-)İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2018 tarih ve 2015/180 Esas, 2018/1178 Karar sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA,HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE; (a)-Davanın maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 661,36-TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 29.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, (b)-)Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı…..’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-)Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 45,17-TL harcın başlangıçta alınan 143,46-TL harçtan mahsubu ile bakiye 98,29-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, 4-)Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 341,55-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 143,46-TL harçtan mahsubu ile bakiye 98,09- TL harcın davalı… ‘dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-)Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti, adli tıp gideri olmak üzere toplam 4.239,35- TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 551,11-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına; 6-)Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,7-)Davalı… tarafından yapılan 144,30- TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre belirlenen 125,54-TL sinin davacıdan alınarak davalı…’a verilmesine,8-) a-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir olunan 661,36-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,b-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir olunan 661,36-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 9-) a-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00- TL vekalet ücretinin davalı Haleden alınarak davacıya verilmesine, b-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’ne göre 2.180,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı…’ye verilmesine,10-)Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 16/12/2021