Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/1605 E. 2022/119 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1605
KARAR NO: 2022/119
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/09/2018
NUMARASI: 2016/1139 Esas 2018/832 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/11/2012 tarihinde, müvekkili sigorta şirketi nezdinde trafik ( ZMMS) sigortalı olan … plakalı araç ile davalı sigorta şirketi nezdinde kasko sigortalı … çekici ve bu çekiciye bağlı … plakalı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazası sonucunda hasar gören ve kaza tespit tutanağına göre tali kusurlu olduğu belirtilen … plakalı römork için 25/02/2013 tarihinde 15.045,00 TL, … plakalı çekici için ise 27/03/2013 tarihinde 12.148,00-TL müvekkili şirket tarafından tazminat ödemesi yapıldığını, ancak … ve … tarafından Eğrelli (Konya) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında açılan tazminat davasında Adli Tıp Kurumundan alınan raporda davalı nezdinde kaskolu olan araçların bahse konu kazada %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle müvekkili şirket tarafından yapılan ve sebepsiz zenginleşme teşkil eden ödemenin iadesinin davalı tarafça yapılmamış olması nedeniyle davalı hakkında icra takibi yapıldığını, ancak davalının icra takibine itiraz ettiğinden takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağı ile ATK raporu arasında çelişki olduğundan kusur durumunun tespiti için İTÜ trafik kürsüsünden seçilecek bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… Davacı tarafın davalıya yapmış olduğu toplam 27.193,00-TL ödemenin sebepsiz zenginleşme teşkil etmesi nedeniyle, davalının ödeme tarihinden takip tarihine kadar temerrüt faizinden sorumlu olduğu, bu hususta rapor alınan bilirkişi …’in raporunda denetime açık olarak tespit edildiği üzere davacının davalıdan talep etmiş olduğu işlemiş faiz kısmının talep etmesi gerekenden daha düşük kaldığı, buna göre de talepte bağlılık kuralı gereğince de asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş olan temerrüt faizi yönünden davalı tarafın yapmış olduğu itirazın iptali gerektiği, yine tarafların tacir olması nedeniyle davalı tarafın takipteki diğer faiz oranına yönelik itirazlarında da yerinde olmadığı, davacı taraf her ne kadar inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de, alacağın likit olduğundan bahsedilemeyeceği ciheti ile davacının davasının kabul edilmiş olmasına rağmen inkar tazminatı şartlarının oluşmadığı”, ” gerekçesiyle; Davacının davasının kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin aynı şartlarla devamına, Şartlar oluşmadığından davacı tarafın inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri: Davalı vekili; davanın zaman aşımına uğradığını, ayrıca davanın ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporları arasında uyumsuzluk bulunduğunu, ticari faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle takipten önce faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, ZMMS sigortacısının karşı aracın kasko sigortacısı aleyhine açtığı sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı itirazın iptali davasıdır. Somut olayda, davacı tarafça, davalı aleyhine 18.10.2016 tarihinde, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas Esas sayılı dosyasında 27.193,00-TL asıl alacak ve 11.342,25-TL işlemiş faiz (%10,50 oranında) toplam 38.553,25-TL için ilamsız icra takibi yapılmış olup, dava dilekçesinde asıl alacak için işlemiş faiz talep edilmiştir.Bu halde, işlemiş faiz için davalının temerrüde düşürülmüş olması gerekir. Ancak dosya kapsamına göre, davacı tarafça, davalının temerrüde düşürülüp düşürülmediği, düşürüldü ise ne zaman ve ne şekilde ( ihtar vs) düşürüldüğü belli değildir. Bu itibarla; davacı tarafça davalının bu hususta temerrüde düşürülüp düşürülmediği araştırılıp, temerrüde ilişkin varsa kayıt ve belgeler toplanmak suretiyle toplanmış ve toplanacak deliller bir arada değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, ödeme tarihi temerrüt tarihi kabul edilerek eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve dosyanın yeniden görülmesi için ilgili mahkemesine gönderilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/09/2018 tarih ve 2016/1139 Esas, 2018/832 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davalıdan tahsil edilen nispi istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına,5-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/02/2022